Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11403 E. 2023/1381 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Vefat eden babanın anne ve babasının, velayeti annede olan torunları ile kişisel ilişki kurma taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği, ilişkinin süresi ve refakatçi eşliğinde olup olmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davacıların torunları ile kişisel ilişki kurma talebinde hukuki yararlarının bulunduğu ve küçük çocuğun yaşı itibariyle refakatçiye ihtiyaç duymadığı değerlendirilerek istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/708 E., 2022/2004 K.

DAVACILAR : 1-... 2-... vekilleri Av. ... vd.

DAVA TARİHİ : 17.06.2019

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/220 E., 2021/897 K.

Taraflar arasındaki torun ile kişisel ilişki kurulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı ile müvekkillerinin oğlu ... ...'ın boşandıklarını, boşanma ile küçük ...'ın velâyetinin davalı anneye verildiğini, küçüğün babası ... ...'ın 13.04.2019 tarihinde vefat ettiğini, davalının küçüğü müvekkilleri ile görüştürmediğini, küçük ile müvekkilleri arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı anne vekili cevap dilekçesinde; yetki itirazında bulundukları, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müşterek çocuğu davacılardan ... 'nin bir kez gördüğünü, dedesi olar ...'ın küçüğü hiç görmediğini, boşanmadan sonra da davacıların görme yönünde taleplerinin olmadığını, küçüğün davacıları tanımadığını, bu sebeple küçüğün yaşı da göz önüne alınarak davacılar yanında seyahat etmemesine veya yararında yatılı olarak kalmasına hükmedilmemesini, yatılı olmadan ve kısa süreli kişisel ilişki kurulması halinde davayı kabul ettiklerini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; müşterek çocuğun ölen babasının yakınlarıyla görüşmesinin çocuğun menfaatine uygun olduğu, özellikle çocuğun sağlıklı gelişimi açısından gerekli olduğu, davacıların torunlarını görmek, onunla torun sevgisini tatmak ve çocuğa bu sevgiyi vermeye hakları olduğu göz önüne alınarak davacıların davasının kabulü ile davacılar ve küçük arasında her ayın son haftası cumartesi günü saat 12:00'den saat 19:00'a kadar, dini bayramların ikinci günü saat 12:00'den saat 19:00'a kadar kişisel ilişki tesisine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacıların bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığıhı, sosyal inceleme raporu dikkate alındığında kişisel ilişkinin refakatçı eşliğinde yapılmasına karar verilmesi gerektiği, davalının kabul beyanı dikkate alınmaksızın yargılama giderlerinden sorumluluğa karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile istinaf edilmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,davacıların torunları ile sorunsuz şekilde ve kendilerine tanınan hak ve süre ile kişisel ilişki kurmaya yönelik talepte bulunmakta hukuki yararlarının bulunduğu ve küçük ...'ın yaşı itibari ile refakate ihtiyaç duyacağı bir dönemde bulunmadığı dikkate alındığında mahkemece kurulan kişisel ilişki kararında yanlışlık bulunmamış ,ayrıca davalının davayı kabul beyanı şarta bağlı kabul olduğu ve yargılama aşamasında da davanın reddi istendiği dikkate alındığında davalı yanın yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasında ve aleyhine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesinde yanlışlık bulunmadığı gerekçesiyle davalı yanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesince ve istinaf mahkemesince gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan hukuka aykırı bir şekilde karar verildiğini, küçük çocuğun davacıları hiç tanımadığını yargılama aşamasında alınan sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere refakatçi eşliğinde kişisel ilişkinin kurulması gerektiğini, mahkemenin küçük üzerinde oluşacak travmaları önemsemediğini, davacıların davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, davacıların davayı açana kadar küçük ile görüşmek konusunda isteklerinin olmadığını, kendilerinin görüşme istek ve taleplerinin bulunmaması nedeniyle kurulamayan kişisel ilişki için dava açan davacıların, bu davayı açmakta hukuki yararları olmadığını bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın ret edilmesi gerektiğini, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti hükmedilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı dede ve babaanne ile torun arasında kişisel ilişki kurulması şartlarının oluşup oluşmadığı kişisel ilişkinin süresi ve refakatçi eşliğinde kurulmasının gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 325 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.