Logo

2. Hukuk Dairesi2022/11582 E. 2024/4559 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, zina iddiası, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı gözetilerek, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az bulunması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/565 E., 2022/1724 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/889 E., 2020/459 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı ve birleşen boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 11.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen gündetemyiz eden davacı - karşı davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı - karşı davacı ... ile vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 11.06.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliğin başından bu yana fikir ayrılıkları, sosyal yaşantı, hobilerinin farklı olması, erkeğin maddî olarak kadını tatmin edememesi, çocuğun giderlerine katılma konusunda fikir ayrılıkları nedeni ile geçimsizlik yaşadıklarını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı- karşı davalı erkek vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının dilekçesindeki iddialarını kabul etmediklerini, tarafların evlilik birliğinin Haziran 2015'den beri sarsıntıda olduğunu, kadının erkeğe yönelik hakaretleri, aşırı kıskançlığı olduğunu, sürekli tartışma çıkardığını, kadının ailesinin ekonomik durumunun iyi olması nedeniyle sürekli erkeği aşağıladığını, ekonomik baskı yaptığını, erkeğin kadının işi bırakmasına neden olmadığını, kadının hastalığı çalışmasına engel oluşturmadığı halde hastalığını bahane edip işi bıraktığını, erkek tek gelirle evin ihtiyaçlarına yetişemez hale gelince kadının baskı ve şiddetini artırdığını, taraflar boşanma sürecine girdikleri için erkeğin davadan yedi gün önce ev tuttuğunu, erkeğin anlaşmalı boşanmak istediğini, ancak kadının problem çıkarması nedeniyle bunun mümkün olmadığını, bu nedenle dava dilekçesinde ayrıntıya girmeden dava açtıklarını, kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, kadının öfke kontrolü bulunmadığını, erkeğin işi nedeniyle eğitimleri ve ayrıca görevlendirmeleri bulunduğunu, bu nedenle geç kaldığını, görevlendirme yazılarını delil olarak eklediğini belirterek asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkek lehine 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davacı- karşı davalı erkek vekili birleşen dosyaya cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, tarafların evlilik birliğinin davacı kadının gereksiz kıskançlık ve ani öfke patlamaları nedeniyle sarsıldığını, tüm kusurun kadında olduğunu, aşırı kıskançlıkları bulunduğunu, erkeğin cinsel ya da duygusal sadakatsiz bir davranışının olmadığını, sosyal medya fotoğraflarının buna delil olamayacağını, zina iddiasının gerçek dışı olduğunu, davalı ile ....'nın arkadaş ve meslektaş olduklarını, 2018 yılı Şubat ayında tanıştıklarını, aynı arkadaş grubunda takıldıklarını, 12.05.2018 tarihinde arkadaşı olduğu için bir yere bırakmak üzere ...in arabada olduğunu, tespit dosyasına konu olan olayda ortak arkadaşlarıyla beraber içki içtiklerini, ...'ın ... ve davalı erkeği de erkeğin evinin site girişine bıraktığını, eşinin yanına gitmesi gerektiği için eve çıkmadığını, ... alkollü olduğu için sendelemesi üzerine destek olmak için elini tutmak zorunda kaldığını, sabah ...'ın eve geldiğini, ...in salonda uyuduğunu gördüğünü, iddia edilen tarihte ...in zaten devam eden bir ilişkisinin bulunduğunu, zina iddiasının doğru olmadığını, aynı evde kalmalarının zinaya neden olmayacağını, normal arkadaşı hakkında bu şekilde ithamın doğru olmadığını belirterek birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların soyut olup kadına kusur atfedilmediğini, taraflar arasında çocuğun doğmasından sonra erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle problemler başladığını, tarafların aralarındaki problemler nedeniyle Haziran 2016'da ayrıldıklarını, ailelerin araya girip barıştırdığını, erkeğin eşi ve çocuğuyla ilgilenmediğini, sürekli yalan söylediğini, eve geç ve alkollü geldiğini, güven sarsıcı davranışları olduğunu, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, para ve lüks hırsı bulunduğunu, ek iş yapıyorum diyerek işten sonra eve geç geldiğini ancak yaptığı işi açıklamadığını, 2017 yılı bayramında kadını memlekette ailesinin evinde bırakıp işim var diyerek döndüğünü ancak açıklama yapmadığını, erkeğin ailesinin çocuk için para gönderdiğini, kadının erkeğin annesinden öğrenmesi üzerine bu durumu sorduğunu, erkeğin de ailesinden gelen para ile iddia ve şans oyunları oynadığını itiraf ederek kadının güvenini sarstığını, dava açmadan önce karşı erkeğin alyansını takmadığını, 16.09.2017 tarihinden itibaren eve daha geç ve alkollü geldiğini, ikinci bir telefon kullandığının ortaya çıktığını, planlı bir şekilde ev kiralayıp evi terk ettiğini, erkeğin sevgili bulma sitelerinde gezdiğini, salonda uyuduğunu, cep telefonunu sakladığını, Kasım 2016'da kadının hastalığı ile ilgilenmediğini, kadına "evin kredisi bitince senden boşanacağım" dediğini, kadının işini bırakmasını istediğini, bu nedenle Haziran 2017'de işinden ayrıldığını, erkeğin psikolojik, sözel, ekonomik şiddeti olup fiziksel şiddete yönelik davranışlarla hakaretleri olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata, konutun kadına tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; cevaba cevap dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini belirterek iddialarını tekrarla 16.09.2017 tarihinde kadının kardeşinin düğünü nedeniyle kadının babasının kadına aldığı takı setini erkeğin problem ettiğini, düğünden sonra da alyansını çıkarıp salonda yatmaya başladığını, geç ve alkollü geldiğini, erkeğin ... . İsimli kadınla duygusal ve cinsel birliktelik yaşamaya başladığını, bu nedenle İstanbul Anadolu 19. Aile Mahkemesine zina nedeniyle boşanma davası açtıklarını belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, zina nedeniyle açtıkları boşanma davasının birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davacı- karşı davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin haklı bir sebebi olmaksızın evi terk edip 07.11.2017 tarihinde kadın aleyhine boşanma davası açtığını, 16.09.2019 tarihinden sonra erkeğin alyansını takmadığını, salonda yattığını, eve geç ve alkollü geldiğini, ikinci bir telefon kullandığını, cep telefonunu görülür yerlerde bırakmaktan kaçındığını, kadının erkeğin güven sarsıcı davranışlarından dolayı şüphelendiğini, 12.05.2018 tarihinde de ... isimli kadınla da cinsel ve duygusal ilişkisinin olduğunu ve zina ettiğinin ortaya çıktığını, İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesinin 2018/495 Değişik İş sayılı dosyasında bu kadın ile el ele ve kol kola kendi evine girerken ve çıkarken güvenlik kamerası kayıtlarından tespit edildiğini, aynı gün sabah davalı erkeğin ortak çocuğu almak için eve geldiği sırada kadının eczaneye gittiğini, erkeğin aracında bir kadın olduğunu gördüğünü, kadına kendisini tanıttığını, kim olduğunu sorunca bu soruların muhatabı ben değilim ... bey dediğini, erkeği arayıp sorduğunda önce ...'ın ablası bir yere bırakacağım cevabı verdiğini, 15.04.2018 tarihinde kadının erkeğin iş yerine gittiğini, kadın meselesi konuşulduğunda bu defa erkeğin iş arkadaşı dediğini, bu kadının da olduğu içkili ortamda sosyal medyada fotoğrafları bulunduğunu, mahkemeden aldıkları tespit kararı kapsamında erkek ile bu kadının geceyi erkeğin evinde geçirdiğinin sabit olduğunu, yine erkeğin, kadının aracını habersizce alıp götürdüğünü, iade etmeyeceğini söylediğini belirterek tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, yine daha önce evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açtıkları boşanma davasının kabulüne, çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın için 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, evlilik birliğinin gerektirdiği sorumluluklarını yerine getirmediği, eşi ve çocuğu ile maddî ve manevî ilgilenmediği, ihmal ettiği, eve geç geldiği, yalan söylediği, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının rahatsızlığı sırasında ilgilenmediği, sebepsiz ayrı ev tutarak evi terk ettiği, alyansını takmadığı, kadın ve çocuk ile ailenin bayram, yılbaşı gibi özel günlerine sebepsiz katılmadığı, başka kadınla ilişkisinin bulunduğu, eşini aldattığı, kadının ise boşanmaya sebebiyet verecek bir kusurunun ispat edilemediği, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin asıl davasının reddine, kadının karşı davasında ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, Mahkemenin 21.03.2018 tarihli ara kararı ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kadın lehine hükmolunan aylık 750,00 TL, ortak çocuk için hükmolunan aylık 750,00 TL tedbir nafakalarının artırılarak karar tarihi olan 10.09.2020'den itibaren geçerli olmak üzere kadın lehine aylık 1.000,00 TL, ortak çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine, kadının birleşen davasının kabulüne, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuk için 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının işi ve geliri olmadığı, mal varlığı bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurunun tespit edilemediği, boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği görüldüğünden kadın lehine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl TÜİK'in yayınladığı ÜFE artış oranında artırılmasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, yasal koşulları oluşmadığından erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçe ile hükmün ilgisiz olduğunu, zinaya dair gerekçe yazılmadığını, kararda tüm gerekçelerin TMK 166 ncı maddeye yönelik olduğunu, gerekçenin hükme aykırı olduğunu, asıl davanın reddinin yanlış olduğunu, karşı davada boşanma talebi bulunmadığını, karşı davayla ilgili kabul ve ret şeklinde hüküm kurulmadığını, buna rağmen kadın lehine vekâlet ücreti verildiğini, kadının birleşen ve karşı davasındaki talepleri tam kabul edilmediği halde erkek lehine vekâlet ücreti verilmediğini, ön inceleme duruşmasında deliller için iki haftalık kesin süre verilmediğini, keyfi olarak kesin olmayan süreler verildiğini, kesin süreden sonra bildirilen kadın tanıklarının dinlendiğini, birleşen dosyada davalı erkek yanında Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulunun da davalı olarak gösterildiğini, davalı kuruma tebliğ edildiğini, ancak bu davalı hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmediğini, esas yönünden birleşen davada zina koşulları oluşmadığını, gerekçeli kararda da zinaya dahil herhangi bir açıklama bulunmadığını, asıl dava yönünden kusur belirlemesinin ve davanın reddinin yanlış olduğunu, kendi tanıkları ve delillerinin dikkate alınmadığını, velâyetinin anneye verilmesinde gerekçe bulunmadığını, ortak velâyet kurulabileceğini, tedbir/iştirak, yoksulluk nafakası ve maddî, manevî tazminat verilmesinin yanlış olduğunu, konutun kadına tahsis edildiğini, ancak nihai kararla konut ile ilgili karar verilmediğini, kaldırılması gerektiğini ileri sürerek; asıl davanın reddi, birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar, tazminatlar, konut tahsis kararı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davalarında da boşanma talepleri olduğunu, Mahkemenin gerekçeli kararında "karşı dava yönünden boşanma talebi görülmemekle" şeklinde yaptığı tespitin hatalı olduğunu, zaten Mahkemenin 14.03.2018 tarihli ön inceleme tutanağının da dilekçeler teatisinden önce yapıldığının belli olduğunu, dilekçelerinin konu kısmında karşı boşanma davalarının belli olduğunu, yine karşı davaya ilişkin başlık altında birinci bentte evlilik birliğinin kadın açısından sürdürülemez hale geldiğini açıkça belirttiğini, sadece sonuç kısmında boşanma kelimesini sehven unuttuklarını, ön inceleme duruşmasından sonra verdikleri ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçelerinde karşı davalarının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, karşı davalarında da boşanma talepleri olduğunu, dilekçelerinde tereddüt var ise Mahkemece aydınlatılması gerektiğini, karşı dava yönünden lehlerine vekâlet ücreti verilmiş ise de, davanın kabulüne karar verilmemesinin yanlış olduğunu, olumlu/olumsuz karar verilmesi gerektiğini, nafaka ve tazminatların az olduğunu ileri sürerek; karşı davada boşanma hükmü kurulmaması, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının ayrıntılı, açıklayıcı, kanuna uygun gerekçe içerdiği, gerekçenin hükme uygun olduğu, erkeğin istinafında gerekçeli kararın 7 nci sayfasında tazminata ilişkin kısımda davacı ibaresi kullanıldığı, hükümde çelişki oluştuğu belirtilmiş ise de, tazminata ilişkin gerekçede 7 nci sayfada belirtilen davacının kadın olduğunun belli olduğu, bu kapsamda çelişki olmadığı, bu haliyle erkeğin gerekçeye yönelik istinaf talebinin reddine, kadın tarafından açılan birleşen zina nedeniyle boşanma davasında ... .'nin davalı gösterildiği, adres olarak ev adresi ve ikinci adresi olarak iş yeri olan Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu adresinin gösterilmiş olduğu, Maliye Bakanlığı boşanma davasının tarafı olarak gösterilmemiş olmakla kurum hakkında taraf sıfatına yönelik olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekmediğinden erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine, Mahkemece 14.03.2018 tarihli celsede erkek vekilinin cevap ve karşı dava dilekçesine beyanda bulunmak için süre talep ettiği, Mahkemece 20 gün süre verildiği, erkek vekilinin süresi içinde 28.03.2018 tarihinde cevaba cevap dilekçesini verdiği, bu dilekçenin kadın vekiline tebliğine ilişkin dosyada evrak bulunmadığı, 19.09.2018 tarihinde kadın vekilinin ikinci cevap dilekçesini verdiği, yine takip eden celse olan 20.09.2018 tarihli duruşmaya kadar delil ve tanıklarını bildirdiği, safahatta dilekçeler teatisi aşamasının tamamlandığı, tarafların iddia ve delilleri kapsamında delillerinin toplandığı dikkate alındığında tarafların usule, delillere yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine, Mahkemece birlikte görülen tüm davalar yönünden kusurların birlikte değerlendirilmesi gerekirken ayrı ayrı değerlendirilmesi doğru görülmemiş ise de, neticede aynı kusurların verildiği, birleşen dava zina hukuki sebebine dayalı olup birleşen davada erkeğe geçimsizliğe dair kusurlar verilmesi doğru değil ise de neticeye etkili olmadığı, Mahkemece erkeğin belirlenen kusurlu eylemlerinin sabit olduğu, erkeğin, kadının kusurlu davranışlarını ispatlayamadığı gerekçesiyle erkeğin kusura yönelik istinaf talebinin reddine, birleşen davada erkeğin başka kadınla ilişkisi olup, kadını aldattığı, evinde geceyi başka bir kadınla geçirdiği, kendi dilekçeleri, değişik iş tespit dosyası ile sabit olup bu haliyle içtihatlarda dikkate alınarak zinasının sabit olduğuna, kadının karşı dava dilekçesi bütün olarak değerlendirildiğinde karşı davada boşanma talebinin mevcut olduğu, Mahkemece, gerekçede karşı davada boşanma talebi olmadığı tespiti nedeniyle hüküm kısmında karşı davada boşanma talebi yönünden olumlu ya da olumsuz karar kurulmadığı gerekçesiyle kadının, asıl dosyadaki karşı davasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, asıl davada kadının karşı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, alınan rapor, çocuğun yaşı, ihtiyaçları dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesinin menfaatine ve dosya kapsamına uygun olduğu, erkek ortak velâyet verilmesini talep etmiş ise de, ortak velâyet düzenlemesi yapılabilmesi için taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaması gerektiği, dosya kapsamında taraflar arasında uyuşmazlık olduğu, ortak velâyeti kullanamayacakları ve ortak velâyetin küçüğün menfaatine olmayacağı gerekçesiyle erkeğin velâyete yönelik istinaf talebinin reddine, infazda tereddütü önlemek için velâyete ilişkin hükümlerin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuğun velâyeti anneye verilmiş olmakla baba ile kişisel ilişki kurulmuş ise de; Mahkemece kişisel ilişki kurulurken tarafların aynı şehir ve ayrı şehir ibaresinin karara yazılması doğru görülmemiş, içtihatlara uygun olmadığı anlaşılmış, süre yönünden ise içtihatlara uygun olduğu, çocuğun yaşı ve menfaatlerine uygun olduğu görülmüş olmakla erkeğin kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kişisel ilişkiye dair hükümlerinin kaldırılmasına, Mahkeme kararındaki saat ve günler de infaz kolaylığı da gözetilerek aynı şehir ayrı şehir ayrımı yapılmaksızın baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile ortak çocuk için aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, tarafların ekonomik, sosyal durumları, ekonomik değişiklikler ve hakkaniyet dikkate alındığında yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile kadın lehine aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, boşanma kararının kesinleştiği yılı takip eden yıldan itibaren her yıl TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında nafakalara artış uygulanmasına, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının tazminat miktarlarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, kadın lehine 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, boşanma davalarında vekâlet ücretinin boşanmanın kabul ya da reddine göre belirlendiği, birleşen davada boşanma kabul edilmiş olmakla kadın lehine maktu vekâlet ücreti verilmesinin usul, kanun ve dosya kapsamına uygun olduğu, boşanmanın fer'i niteliğindeki talepler yönünden kısmen ret halinde ayrıca vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğinden erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul, kanun ve dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle erkeğin vekâlet ücretine yönelik istinaf talebinin reddine, Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince konutun kadına tahsisine karar verilmiş olup, yargılama sırasında bu madde gereğince verilen tedbirlerin aksi açıkça belirtilmediği sürece karar kesinleşinceye kadar devam edeceğinden bu konuda ayrıca karar verilmesine gerek olmadığı, söz konusu tedbir kararının dosya kapsamına uygun olduğu gibi karar kesinleşinceye kadar devam etmesi de dosya kapsamına uygun olmakla erkeğin konut tahsisi tedbirine yönelik istinaf talebinin reddine, Mahkemece karar verilirken çocuğun velâyeti, kişisel ilişki ve tedbir nafakalarına ilişkin hükümler boşanma kararı verilmeksizin karşı dava yönünden başlığı altında ve birleşen dava başlığı altında infazda tereddüte neden olacak şekilde ayrı ayrı düzenlendiği, Dairece karşı davada boşanmanın da kabulüne kanaat getirilmiş olmakla, hüküm verilirken boşanma talepleri ayrı ayrı değerlendirilip boşanma ferileri ise bir kalemde değerlendirilmesi gerekirken boşanma ferilerine ilişkin kısımlar sadece birleşen dava başlığı altında düzenlenmiş olmakla infazda tereddüte neden olmamak üzere Dairece istinaf talebi kabul ve reddedilen kısımlar gözetilmek suretiyle karşı dava yönünden başlığı altındaki 1,2,3,4,5 ve 6 ncı bentlerin yine birleşen dava başlığı altındaki 2,3,4,5 ve 6 ncı bentlerin kaldırılmasına, Daire kararı doğrultusunda yeniden hüküm kurulmasına, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın reddi, karşı ve birleşen davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar, tazminatlar, konut tahsis kararı, vekâlet ücreti, yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, zinaya dayalı davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, velâyet, nafakalar, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı- karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî-manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan

temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'ye verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'ye iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.