Logo

2. Hukuk Dairesi2022/3460 E. 2023/2806 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında, taşınmazlara yapılan iyileştirmelerin ve banka hesabındaki paranın tasfiyeye konu olup olmadığı ve tarafların haklarının belirlenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının, taşınmazın kendisine ait olmadığı ve banka hesabındaki paranın da katılma alacağını azaltmak amacıyla çekilmediği yönündeki iddialarının aksine, mahkemece yapılan değerlendirme ve toplanan deliller sonucunda, taşınmazın davalıya ait olduğunun, yapılan tadilatların edinilmiş mallara katılma rejimi içinde yapıldığının ve banka hesabındaki paranın da boşanma davası tarihinden önce çekildiğinin tespit edilmesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/658 E., 2021/2497 K.

KARAR : Ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2014/230 E., 2019/545 K.

Taraflar arasındaki değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek vekilinin başvurusunun vazgeçme nedeniyle reddine, davalı kadın vekilinin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyize konu edilen kararda davalı aleyhine tespit edilen alacak miktarının duruşma sınırının altında olduğu anlaşılmıştır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma isteğinin reddine, temyiz dilekçesinin kabulü ile incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı erkek dava dilekçesinde; evlilik birliği içinde müşterek edinilen davalı adına kayıtlı 3 nolu daire, banka hesabında 40.000,00 TL tutarında mevduat ve birikim amacıyla alınan 40.000,00 TL tutarında altın olduğunu, davalının bu para ile boşanma dava tarihinden sonra kendi adına Biga'da taşınmaz satın aldığını, 3 nolu tadilat yapıldığını, masrafları kendisinin karşıladığını ileri sürerek fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla haklı davanın kabulüyle, evlilik birliği süresi içinde edinilen taşınır ve taşınmaz mal varlığının belirlenmesini, mal rejiminin tasfiyesiyle taraflar arasında eşit şekilde paylaştırılmasını talep etmiştir.

2. Davacı erkek cevaba cevap dilekçesinde; davalının kızının taşınmaz alacak ekonomik gücünün olmadığını, 3 nolu dairenin de davalıya ait olduğunu davalının 2010 yılında boşanma davası açmadan taşınmazı devrettiğini, bina da 3 kardeşe ait birer daire bulunduğunu beyan etmiştir.

3. Davacı erkek 14.10.2014 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında; 3 nolu daire olarak belirttiği taşınmazın tapu kaydının olmadığını, davalının kızkardeşi Sevim adına tapu tahsis belgesi olduğunu, bu taşınmaz davalının annesinden kaldığını, arsanın müteahhite verilerek üç daire yapıldığını, müteahhitin kaba inşaat olarak bıraktığını, ince işlerini kendisinin yaptığını, doğalgaz kaydının adına olduğunu beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; Biga'daki taşınmazın müvekkili adına olmadığını, müvekkilinin kızına ait olduğunu, 3 nolu daireninde müvekkiline ait olmadığını, kardeşi adına kayıtlı olduğunu, banka hesaplarında para bulunmadığını, dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Halk Bankasında davalının hesap hareketleri incelendiğinde, boşanma dava tarihi itibariyle davalının mevduat hesabı bulunmasa da, mal rejimi geçerli olduğu tarihte davalı adına hesabın açıldığı, dava tarihinden yaklaşık 7 ay kadar önce (27.04.2010 tarihinde) davalı tarafından hesaptan paranın çekildiği, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 229 uncu maddesinin ikinci bendi uyarınca davalının boşanma dava tarihinden kısa bir süre önce mevduattaki hesabından parayı çekmesinin davacının katılma alacağını azaltma kastı ile yaptığının kabul edilmesi gerektiğini; 10362 ada 9 parsel de kayıtlı 356 m2 arsanın dosyadaki kira sözleşmesine göre davalı tarafıdan kiraya verildiği, GMSİ beyannamesinin bulunduğu, tanık beyanına göre bu yerin davalıya annesinden kaldığı ve davalının kişisel malı olduğu, sunulan faturalara ve dinlenen davacı tanıklarına göre, davacının bu yer için 21.268,00 TL tadilat yaptığı, tadilat bedellerin de edinilmiş mallardan kabul edilmesi gerektiği, davacının banka hesabı yönünde güncellenmiş olarak 44.362,00 TL katılma, tadilat yönünden güncellenmiş olarak 48.200,00 TL değer artış payı alacağı bulunduğu, Biga'daki taşınmazın boşanma dava tarihi itibariyle davalı adına kayıtlı bulunmadığı, mal rejiminin sona erdiği tarihten yaklaşık 3 sene sonra tarafların müşterek çocukları adına kayıt gördüğü, davacı tarafından bu taşınmazla ilgili olarak katılma alacağı olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüyle taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL alacağın tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili, kararın bozulması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuş; davacı erkek vekili 24.02.2021 tarihli dilekçesiyle istinaf taleplerinden vazgeçtiklerini bildirmiştir.

2. Davalı kadın vekili, davacının işbu davada müvekkili adına 3 nolu daire ve Biga'da iki taşınmaz olduğunu, ayrıca Biga taşınmazının bankada mevcut para ile alındığını ileri sürdüğünü ve mal rejiminin tasfiyesinin talep edildiğini, 3 nolu dairenin edinilmiş mal olmadığı gibi, müvekkiline de ait olmadığını, bu nedenle buna ilişkin davanın reddi gerektiğini, davacının tadilat yaptırdığını ileri sürdüğü taşınmazın müvekkilinin kızkardeşine ait olduğunu, kira geliri de bulunmadığını, müvekkilinin edinilmiş mal kapsamına girecek geliri olmadığını, davacının taşınmazın müvekkiline ait olduğunu somut delillerle kanıtlayamadığını, davacının iddiasının boşanma ve hükme bağlanan mal rejimi dosyasında da ileri sürüldüğünü ve kabul edilmediğini, müvekkili adına kayıtlı banka hesabı bulunmadığını, davacının önce Ziraat Bankasında, sonra İş Bankasında ve en son iş bu davada ise Halkbankasında mevduat olduğunu iddia ettiğini, Halkbankası'ndaki mevduatın müvekkiline ait olmadığı hususunda tanık ...'ün tekrar dinlenilmesine karar verilmesini talep etmişler ise de, bu talebin değerlendirilmediğini, mevduata ilişkin bilgisine başvurulmadığını, davacının katılma alacağını ve müvekkilinin kötüniyetli olduğunu ispatlayamadığını, müvekkilinin emekli maaşı dışında başka bir geliri bulunmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 3 nolu dairenin bulunduğu taşınmazın arsa vasfıyla Hazine adına kayıtlı olduğu, davacının Hazine adına kayıtlı parsel üzerindeki binanın üçüncü katında bulunan dairenin davalıya ait olduğunu, tadilatlarının evlilik birliği içinde yaptırıldığını ileri sürdüğü, davacı tanıklarının taşınmazın davalıya babası tarafından kaba inşaat halinde verildiğini, içinin evlilik birliği içinde yaptırıldığını beyan ettikleri, davalı tanıklarının ise sözkonusu bağımsız bölümün davalıya değil, davalının kardeşine ait olduğunu beyan ettikleri, taşınmaza ilişkin üçüncü kişiyle kira sözleşmesinin davalı tarafından kiraya veren sıfatıyla yapıldığı, kira gelirlerine ilişkin beyanname verildiği, tadilat giderlerine ilişkin faturaların sunulduğu, Mahkemece sözkonusu bağımsız bölümün davalıya ait olduğunun ve bu meskene yapıldığı belirlenen tadilatların edinilmiş mallara katılma rejimi içinde yapıldığının kabulü ile yapılan tadilat giderlerinin bağımsız bölümün tamamlanmış değerine oranla, sürüm değerine taşınması suretiyle yapılan alacak hesabında isabetsizlik olmadığı; davalı adına bankada mevcut olduğu ve boşanma dava tarihinden önce çekildiği kayıt ve belgelerle belirlenen 41.281,77 TL nin boşanma dava tarihine kadar evlilik birliğinin giderlerine sarfedildiği hususu ispatlanamadığı, tarafların boşanma dosyasında belirlenen fiili ayrılık durumlarına ve dosya kapsamına göre, sözkonusu meblağın 4721 sayılı Kanun'un 229 uncu maddesinin ikinci bendi uyarınca eklenecek değer olarak kabulü gerektiğinin kabulü ve banka hesabının 1/2'sine karşılık gelen meblağın güncellenmesi ile sürüm değerine göre alacağın belirlenmesinde isabetsizlik olmadığı, taşınmaz ve banka mevduatına ilişkin taleple bağlılık kuralının gözetilmesiyle, harçlandırılan dava değeri ile sınırlı karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davacı erkek vekilinin başvurusunun vazgeçme nedeniyle reddine, davalı kadın vekilinin başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; 3 nolu dairenin edinilmiş mal olmadığını, taşınmazın müvekkiline miras yoluyla intikal ettiğini, taşınmazın kişisel mal olduğunu kira gelirinin ve taşınmazın edinilmiş kapsamına girmediğini, tadilat yapıldığı iddia edilen taşınmazın da müvekkilinin kız kardeşine ait olduğunu, taşınmazın taraflarca hiç bir zaman kullanılmadığını, tüm vergi ve beyannamelerin müvekkilinin kardeşi adına olduğunu, tadilatın davacı tarafından yapıldığının da ispatlanamadığını, banka hesaplarında para bulunmadığını, banka hesabında görülen mevduatın müvekkiline ait olmadığını, bu hususun tanık beyanı ile sabit olduğunu, davacının hangi bankada bile mevduatın olduğunu bilmediğini, katılma alacağını azaltma kastıyla çekildiğinin kabul edilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tasfiyeye konu malın malikinin kim olduğu, kişisel mala edinilmiş malla iyileştirme yapılıp yapılmadığı, eklenecek değer bulunup bulunmadığı, ispat, eklenecek değer noktasında toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesi, 229 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.