Logo

2. Hukuk Dairesi2022/3814 E. 2023/3214 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının, boşandığı eşine ait taşınmazın edinilmesine ve zemin katının yapımına yaptığı katkılar nedeniyle katkı payı ve değer artış payı alacağı talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği, davacı kadının temyiz itirazlarının ise yerinde görülmediği, mahkemenin bozma kararına uygun olarak verdiği hükümde usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gözetilerek, davalı erkeğin temyiz dilekçesinin reddine, davacı kadının temyiz talebinin ise reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/699 E., 2021/419 K.

DAVA TARİHİ : 26.05.2014

KARAR : Kabul

Taraflar arasındaki katkı payı ve değer artış payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin incelemesinde;

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 432 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, asliye hukuk mahkemesince verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun'un 432 nci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 83 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, vekil ile takip edilen davada, vekilin azli hâlinde vekâlet veren, davayı takip etmez ve iki hafta içinde bir başka vekil de görevlendirmez ise tarafın yokluğu hâlinde uygulanacak hükümlere göre işlem yapılır. Ayrıca, aynı Kanun'un 81 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca da, vekilin azlinin, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesi zorunludur.

Açıklanan yasal düzenlemelerle, somut olay değerlendirildiğinde; Mahkeme tarafından davalı erkek vekili Av. ... ...'a gerekçeli kararın 10.01.2022, temyiz dilekçesi 17.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekili Av. ... ...'ın 27.01.2022 tarihinde Mahkemeye azledildiğini bildirdiği, davalı asıla gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin yeniden 10.02.2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalının yeni vekâlet verdiği Av. ...'nin 25.02.2022 tarihinde temyiz dilekçesini sunduğu, davalı vekili Av. ... ...'a yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, temyiz süreleri işlemeye başladıktan sonra vekilin azledilmesi halinde sürelerin işlemeye devam ettiği, temyiz dilekçesinin yasal süre geçirildikten sonra verildiği anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin ailesinden miras kalan malların satışından elde edilen para ile taşınmazın satın alındığını ve üzerine 3 katlı ev yapıldığını, davalının taşınmazın edinilmesine sadece üzerine yapılan binanın inşasında bedenen çalışarak katkısı olduğunu, taşınmazın zemin katına müvekkilinin ve oğlunun 30.000,00 TL masraf yaptığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 09.02.2021 tarihli dilekçesinde talep miktarını toplam 44.082,36 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 08.12.2015 tarihli ve 2014/367 Esas ve 2015/829 Karar sayılı kararı ile, taraflar evli iken davalının 207 ada 10 parselde kayıtlı tarlayı 09.01.1976 tarihinde, 207 ada 16 parselde kayıtlı tarlayı 25.01.1979 tarihinde edindiği, bu taşınmazlar üzerine dava konusu edilen taşınmazın zemin katını 01.01.1976 tarihinde edindiği, taşınmazın üzerine yapılan binanın birinci katını 01.01.1989 tarihinde inşa edildiği, ikinci katın kaçak yapı olup herhangi bir ekonomik değeri olmadığı, davacının babasının 18.08.1993 tarihinde vefat ettiği ve davacının babasından intikal eden taşınmazların satışı için 02.10.2000 tarihinde vekâietname verdiği, taşınmazların adedi ve ne zaman hangi bedelle satıldığı, bu bedelin dava konusu taşınmaz için kullanıldığına dair dosyada her hangi bir delil ibraz edilmediği gibi bahsi geçen taşınmazların tapu bilgilerinin dosyaya sunulmadığı, dosyaya ibraz edilen satış vekâieti dikkate alınacak olur ise de dava konusu taşınmazın inşasından yıllar sonra bu satışların gerçekleştiği, taşınmazın inşa tarihleri itibariyle edinilmesinde davacının miras payının kullanılma ihtimalinin bulunmadığı, taşınmazın edinme tarihi itibariyle davalının kişisel malı olduğu, kadının bu taşınmazın alımına herhangi bir katkısının olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.05.2018 tarihli ve 2016/3772 Esas, 2018/13115 Karar sayılı ilamı ile, davacı kadın vekilinin binanın zemin katının yapımından kaynaklanan talebine yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde, davacı vekilince dava dilekçesinde zemin kata davacı ve oğlu tarafından 30.000,00 TL civarında harcama yapıldığı, bununla ilgili belge ve faturaların ... 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/387 Esas, 2013/317 Karar sayılı dosya içerisinde bulunduğunun belirtildiği, anılan iddia doğrultusunda davacının zemin katın yapımına katkısı olup olmadığı tespit edilmeden eksik araştırma ile karar verildiği belirtilerek kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, ... 7.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/387 Esas, 2013/317 Karar sayılı dava dosyasında 21.06.2019 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın zemin katına ilişkin yapılan harcamanın 23.932,21 TL olduğunun tespit edildiği, taşınmazın zemin katına davacı tarafından fatura karşılığı 2012 yılında ki değer artış payı oranının tespit edildiği, 2012 yılı zemin kat fatura harcamaları/taşınmazın 2012 yılı zemin kat değeri = taşınmazın zemin katının değer artış payı oranı 23.932,21 TL / 40.185,00 TL = 0.595 dava konusu taşınmazın zemin katına davacı tarafın yapmış olduğu değer artış payı oranı olduğu, değer artış payı oranını kullanmak suretiyle taşınmazın zemin katının güncel sürüm bedeli karşılığının tespit edildiği, buna göre 74.088,00 TL x 0.595 = 44.082,36 TL dava konusu taşınmazın zemin katına yapılan değer artış payının güncel bedeli olarak hesaplandığı gerekçesiyle; davanın kabulüyle, 44.082,26 TL değer artış payı alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; arsanın alımı ve inşaatın yapımının müvekkilinin ailesinin katkısı olduğunu, Mahkemece sadece zemin kat yönünden değer artış payı alacağı hükmedildiğini, taşınmazın alınmasına ve inşaatın yapılmasına müvekkilinin katkısının da hesaplanması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; müvekkili aleyhine müşterek çocuğun yaptığı masraflar nedeniyle 4.444,66 TL alacağın tahsiline karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, yapılan masraflar nedeniyle hem çocuğa hem de davacıya iki kere ödeme yapılmasının hatalı olduğunu, davacının taşınmaza katkısı olmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmalık, talep, ispat, usuli kazanılmış hak noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve değer artış payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 26 ıncı maddesi, 190 ıncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarihli ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu , kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Davalı Erkek Vekilinin Temyiz Dilekçesinin İncelemesinde;

Davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,

B. Davacı Kadın Vekilinin Temyizi Yönünden;

Davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davacıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davalıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.