Logo

2. Hukuk Dairesi2022/4975 E. 2023/669 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusur oranı, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu ve kadına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının düşük olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının nafakalar ve tazminatlar yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma-ziynet ve çeyiz alacağı-tapu iptal tescil-menfi tespit ve istirdat davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl boşanma davasının kabulüne, karşı boşanma davasının reddine, menfi tespit, istirdat, ziynet alacağı, tapu iptal tescil davalarının ... bu dava dosyasından tefrikine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda asıl boşanma davasının kabulüne, karşı boşanma davasının reddine, ziynet-çeyiz alacağı, tapu iptal tescil, menfi tespit ve istirdat davalarının tefrikine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 22.02.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... ile vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 1993 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, fiziksel, piskolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, iftira attığını, kadının ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, kıskanç olduğunu, eşyalara zarar verdiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadının babasından miras yolu ile intikal eden mallarını ve ziynet eşyalarını zorla elinden aldığını, yalan söylediğini, kadının hastalığı ile ilgilenmediğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına yasal faizi ile birlikte aylık 1.000,00'er TL tedbir nafakası, 1.000,00'er TL iştirak nafakası, kadın yararına yasal faizi ile birlikte aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası, 3.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte tahsil edilmek üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, erkek tarafından muvazaalı olarak devredilen taşınmazların ve araçlar yönünden tapu iptal ve tescil kararı verilmesi, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, aynen iadelerinin mümkün olmaması halinde bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, erkeği sevmediğini ve eşiyle maddîyat sebebiyle evlendiğini söylediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ortak çocuklara sözlü ve fiziksel şiddet uyguladığını, asıl davada ikinci tanık listesi sunulduğunu, kabul etmediklerini, kadın tarafından 2009 yılında boşanma davası açıldığını, bu tarihten önceki vakıalara ... bu davada dayanılamayacağını, iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların halen evli olduğunu, aralarındaki boşanma davasının ... 1.Aile Mahkemesinin 2014/903 Esas sayılı dosyasında devam ettiğini, Mahkemece 23.10.2014 tarihli ara karar ile ortak çocuklar 2002 doğumlu... Özüm ve ... ... yararına 500,00'er TL, kadın kadın 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmetdildiğini, bu nafakaların kadın tarafından ... 3.İcra Müdürlüğünün 2014/10856 Esas sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu, ortak çocuklardan ... ...'ün baba yanında kaldığını anne ile yaşamadığını, Elif Özüm'ün ise 19.09.2014 tarihindeki uzman görüşmesinden sonra baba yanına gittiğini ve çocukların 2014 yılı Eylül ayından itibaren baba yanında yaşadıklarını, ortak çocukların ve tanıkların bu durumu mahkemede beyan ettiklerini, bu nedenle öncelikle, ... bu dosyanın ... 1.Aile Mahkemesinin 2014/903 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, ortak çocuklar babanın yanında olmasına rağmen kadının icra tehdidi ile tahsil ettiği şimdilik 12.000,00 TL'nin davalıdan istirdadına, haksız ve kötü niyetli davranan davalının alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2018 tarih ve 2014/903 Esas, 2018/241 Karar sayılı kararı ile erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, eşine küçük düşürücü sözler söylediği, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı gerekçesiyle, asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklarla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden ... bu karar kesinleşene kadar aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasının kabulüne, tapu iptal tescil davasının ve ev eşyası alacağı davaları ile menfi tespit ve istirdat davasının ... bu dava dosyasından tefrikine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından; İlk Derece Mahkemesince kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, asıl dava yönünden delillerin eksik toplandığı, kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu (6284 sayılı Kanun) kapsamında ve hakimin reddi talebi yönünden verilen kararların hatalı olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği bu nedenle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin de hatalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, ve kusur durumu dikkate alındığından tedbir nafakası, maddî tazminat ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, ziynet eşyaları yönünden verilen kararın ve tefrik kararlarının hukuka aykırı olduğu, yargılama giderlerinin hatalı hesaplandığı yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın kusur belirlemesi yönünden hatalı olduğu, asıl dava yönünden ikinci ve üçüncü tanık listesinde belirtilen tanıkların dinlenmesi ve bu tanıkların beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğu, ıslah dilekçesi sunulmadığı gibi ıslah harcının da yatırılmadığı, taleplerinin arttırılması ve bu kapsamda karar verilmesinin hatalı olduğu, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasının hatalı olduğu, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerektiği, menfi tespit ve istirdat davasının tefrikine karar verilmesinin hatalı olduğu, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 04.11.2019 tarih ve 2018/1812 Esas, 2019/1763 Karar sayılı kararı ile ziynet alacağı davası yönünden kurulan hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) aykırılık teşkil ettiği, bilirkişi raporuna atıfta bulunmak suretiyle hüküm kurulamayacağı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince kadının on dört adet taşınmazı bulunduğu ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğinden bahisle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmişse de kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında kadının çalışmadığının belirtildiği, İlk Derece Mahkemesince kadının ekonomik ve sosyal durumunun tekrardan araştırılarak, sahibi olduğu taşınmazların değerleri, kira gelirlerinin bulunup bulunmadığı, gelir getiriyorsa kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağının belirlenmesi ve geçekleşecek sonuca göre yoksulluk nafakası ile ilgili karar verilmesi gerekirken bu konuda eksik araştırma ile karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle , karar gerekçesinde belirtilen yargılama işlemleri yapılıp sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadını tehdit ettiği ve ailesi ile görüşmesine izin vermediği, her ne kadar erkek vekili tarafından boşanma davası açılmışsa da dinlenen tanık beyanlarına göre dava açıldıktan sonra erkeğin kadın ile barışmak istediği, bu konuda akrabalarından yardım istediği, boşanma konusunda kesin kararlı olmadığı, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı gerekçesiyle, asıl boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuklar ergin olduğundan velâyet ve nafaka hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, boşanma davası açmakla ayrı yaşama hakkı kazanan kadın yararına dava tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, kadının çalışmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, evlilikte geçen süre, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata, ziynet ve çeyiz alacağı, taşınmazlar ve ... yönünden muvazaa nedeniyle açılan tapu iptal tescil davalarının yargılamanın daha iyi bir şekilde görülebilmesi amacıyla tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olması sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının kusur belirlemesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate aldığından az olduğu, nafakalara yasal faiz işletilmesi gerektiği, ziynet ve çeyiz eşyaları yönünden verilen tefrik kararlarının hukuka aykırı olduğu, yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplandığı belirtilerek tazminatların ve nafakaların miktarları, ziynet ve çeyiz alacağı davası, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın kusur belirlemesi yönünden hatalı olduğu, asıl davada ikinci ve üçüncü tanık listelerinde belirtilen tanıkların dinlenmesi ve bu tanıkların beyanlarının hükme esas alınmasının hatalı olduğu, ıslah dilekçesi sunulmadığı gibi ıslah harcının da yatırılmadığı, taleplerinin arttırılması ve bu kapsamda karar verilmesinin hatalı olduğu, her davanın açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilmesi gerektiği, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakasının da usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerektiği, menfi tespit ve istirdat davasının tefrikine karar verilmesinin hatalı olduğu, birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı davası ve tefrik kararı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, erkeğe yüklenen fiziksel şiddet eyleminin kadın tarafından affedildiği ve bu vakanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, yine erkeğe kusur olarak yüklenen evine bakmadığı vakasının ise ispatlanmadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen diğer kusurlu davranışların ispatlandığı, bunun yanında kadının da ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, bu vakaların kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve erkeğin boşanma davasının da kabulü gerektiği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası miktarlarının fazla olduğu, kadın vekili tarafından yoksulluk nafakasına faiz talebi olmasına rağmen bu talep ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle erkek vekilinin karşı davanın reddine, kusur belirlemesine, tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası miktarlarına ilişkin, kadın vekilinin ise yoksulluk nafakası faiz istemine ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile erkeğin davasının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasına boşanma ilamının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına, taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu dikkate alındığından hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının az olduğu, çeyiz ve eşya alacağı davalarının tefrikine karar verilmesinin de hatalı olduğu, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hatalı belirlendiği belirtilerek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri, vekâlet ücreti, ziynet ve çeyiz alacağı davasında verilen tefrik kararı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve birleşen dava yönünden verilen tefrik kararı yönlerinden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma-ziynet ve çeyiz alacağı-tapu iptal ve tescil-menfi tespit ve istirdat davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki boşanma davanın da kabulünün doğru olup olmadığı, maddî tazminat ve manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin hatalı hesaplanıp hesaplanmadığı, verilen tefrik kararlarının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 167 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 326 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi,

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı vakıasının ispatlanamadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine de mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışları dikkate alındığında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi uyarınca daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (3) ve (4) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere kadın yararına hükmedilen tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin Hakan'dan alınıp ...'ye verilmesine,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Hakan'a yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.