"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/105 E., 2022/371 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/761 E., 2019/512 K.
Taraflar arasındaki ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların ortak murisleri olan ... K.'nın evlilik birliği devam ederken vefat ettiğini, muris ile müvekkilinin evlilik birliği devam ederken sahip oldukları fındık bahçelerinden topladıkları 10.386 kg fındık mahsulünü ...Giyim Tar. ve Elk. Ürn. Tic. ve San. Ltd. Şti.'ne emanete verdiklerini, müvekkilinin bu fındık mahsulünün 1/2'si oranında katılma alacağı bulunduğunu, kalan fındık mahsulünde de 1/4 miras payı oranında alacağı bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mal rejiminin tasfiyesi ile, katılma alacağı ve miras payı alacağı olmak üzere toplam 58.419,00 TL'nin emanette bulunduğu şirket tarafından müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı birleşen dava dilekçesinde; müvekkili ile davalıların ortak murisleri olan ... K.'nın evlilik birliği devam ederken vefat ettiğini, muris eş ile müvekkilinin evlilik birliği devam ederken sahip oldukları; 2001 model Grand Cherokee marka aracın mirasçılar tarafından 23.000,00 TL'ye satılarak satış bedelinin mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşıldığını, oysa müvekkilinin satış bedelinin yarısı oranında katılma alacağı ve kalan yarısında da 1/4 miras payı oranında alacağının olduğunu, müvekkilinin ödenen bedel düşüldükten sonra 8.625,00 TL daha katılma alacağı bulunduğunu; Fiat Doblo aracın da mirasçılar tarafından 16.000,00 TL'ye satılarak satış bedelinin mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşıldığını, oysa müvekkilinin satış bedelinin yarısı oranında katılma alacağı ve kalan yarısında da 1/4 miras payı oranında alacağının olduğunu, müvekkilinin ödenen bedel düşüldükten sonra 6.000,00 TL daha katılma alacağı bulunduğun; muris adına olan Akbank ...Şubesinde bulunan 14.177,26 TL mevduat hesabının da mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşıldığını, oysa müvekkilinin satış bedelinin yarısı oranında katılma alacağı ve kalan yarısında da 1/4 miras payı oranında alacağının olduğunu, müvekkilinin ödenen bedel düşüldükten sonra 5.316,00 TL daha katılma alacağı bulunduğunu; muris adına kayıtlı 849-4046-1-156-737-150-32 ve 1020 parsel sayılı taşınmazların bulunduğunu, bu taşınmazlardan 1020 parsel sayılı taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiğini ve edinilmiş mal olduğunu, davalılar tarafından müvekkilinin diğer taşınmazlardaki miras payını davalılara devretmesi ve üstüne 40.000,00 TL nakit para vermesi karşılığında 1020 parsel sayılı taşınmazın müvekkiline devredildiğini oysa müvekkilinin bu taşınmaz yönünden de müvekkiline ödenen bedel düşüldükten sonra 5.316,00 TL katılma alacağı bulunduğunu, katılma alacağın terekenin öncelikli borcu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mal rejiminin tasfiyesi ile, şimdilik 25.000,00 TL'nin davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalılar ... ve Kubilay asıl davaya ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde; mirasçıların bir araya gelerek miras paylaşım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile mirasın tamamının ne şekilde paylaşılacağının kararlaştırıldığını, sözleşme gereğini de eylemli olarak yerine getirdiklerini, davacının payını aldığını ve başkaca talebinin olmadığını, fındıkların murisin kişisel malı olan fındık bahçelerinden elde edildiğini, davacının katılma alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
2. Davalı ... vekili ve davalı ... birleşen davaya ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde; zamanaşımının dolduğunu, taraflar arasında miras paylaşım sözleşmesi imzalandığını, miras kalan tüm malların paylaşım esaslarnı kabul ettiğini ve sözleşmenin eylemli olarak yerine getirildiğini, dava dilekçesinde hiç bahsedilmeyen ...plakalı aracın da davalılar tarafından davacıya devredildiğini, dava dilekçesinde bahsedilen 40.000,00 TL'nin bu aracın davacıya devri için alındığını, taşınmazla ilgisinin bulunmadığını, keza sözleşme incelendiğinde taşınmaz devri için 40.000,00 TL bedel kararlaştırılmadığını, paylaşma sözleşmelerinde paylaşmanın eşit yapılacağına dair kanuni bir düzenleme bulunmadaığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının ölen eşinin terekesinin paylaşılmasının bir ön koşulu olarak ortaya çıkan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesini talep etmeden, murisin taşınır-taşınmaz tüm malvarlığını kapsar şekilde diğer mirasçılarla taksim sözleşmesi imzaladığı ve imzalanan taksim sözleşmesi gereğince murisin tüm mal varlığının taraflar arasında paylaştırılarak tarafların edimlerini yerine getirdiği, davacının miras payı ve katılma alacağı açısından davalıları ibra ettiği, taksim sözleşmesinden sonra açılan iş bu davada davacının iyi niyetle hareket etmediği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; muris eş ile müvekkilin evlilik birliği içerisinde edinmiş oldukları taşınır ve taşınmaz mallardan kaynaklı mal rejimi alacağı davasında, tarafların miras hukukuna göre yapmış oldukları taksim sözleşmesinin Mahkemece mal rejiminden feragat olarak değerlendirildiğini ve davanın reddedildiğini, oysa ki yargılama safhasında sunmuş oldukları Yargıtay kararlarının mirastan feragat sözleşmesi veya mirasın reddi hallerinin dahi mal rejiminden kaynaklı alacaktan da feragat anlamına gelmeyeceği yönünde olduğunu; Mahkemenin gerekçede ölümle sonra eren edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinin, ölen eşin terekesinin paylaşılmasının bir ön koşulu olarak ortaya çıktığını gösterdiğini, bu durumun mirasın tasfiyesi ile mal rejiminin aynı anda yapılmasının doğuracağı sıkıntılar sebebi ile düşünülebilir ise de müvekkilin mal rejiminden kaynaklı hiç bir alacağının olamayacağı şeklinde yorumlanarak ret kararı verilmesinin hakka ve hukuka aykırı olduğunu, kanunun tanımış olduğu nisbi bir alacak hakkının bu şekilde ortadan kaldırılmasının mümkün olamayacağını, müvekkilinin, davalılar ile arasında imzalamış olduğu hiç bir belge müvekkilin katılma alacağından feragat ettiğine yönelik bir ibare içermediğini, müvekkilinin iradesinin de bu yönde olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,dosyaya sunulan miras taksim sözleşmesi, tapu kayıtları, araç kayıtları hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının mal rejiminin tasfiyesi talebini ileri sürmeden mirasçılar ile miras taksim sözleşmesi imzalayarak bir kısım taşınmaz ve araçları üzerine devraldığı, bir kısım taşınmazlar üzerindeki haklarını ise diğer mirasçılara devrettiği, tüm miras malının taraflarca paylaşıldığı, miras taksim sözleşmesinin icrasının yerine getirildiği, bu nedenle davacının paylaşımdan sonra bu davayı açmasında iyi niyetli olmadığı gerekçesi ile Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde; müvekkilinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan hakkını bilmeden sözleşmeyi imzaladığını, davalıların müvekkilinin bilgisizliğinden yararlandığını, müvekkilinin haklarını bilmemesinin, haklarının sonradan öğrenmesinin kötü niyet ile hareket ettiğini göstermediğini, mirastan feragat ve mirasın reddinin katılma alacağı bakımından da feragat anlamı taşımayacağını, miras taksim sözleşmesinde müvekkilinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı hakkından feragat edildiğinine ilişkin beyan olmadığını, müvekkilinin ibra ettiğinin kabul edilmesinin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan miras taksim sözleşmesi ile mal rejiminin tasfiye edilip edilmediği, miras taksim sözleşmesi imzalandıktan sonra mal rejiminin tasfiyesinin istenip istenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 3 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin birinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 599 uncu maddesi, 641 inci maddesi, 649 uncu maddesi, 676 ve devamı maddeleri, 681 incı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.