"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen değer artış payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı-karşı davalı vekilinin hükmün esasına ilişkin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı-karşı davacı vekilinin hükmün esasına ilişkin istinaf başvurusunun reddine, taraf vekillerinin yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili, tasfiye konusu taşınmazların 2002 yılından sonra alındığını, kanunen alacağı olduğunu, ayrıca değer artış payı alacağının da olduğunu, 54 nolu meskenin edinilmesinde müvekkilinin hesabındaki 111.730,00 TL'nin kullanıldığını, büro için de müvekkilinin hesabından 40.000,00 TL ödeme yapıldığını, ödemelerin tamamının müvekkilinin kişisel malı ile yapıldığını belirterek davalı-karşı davacı ile müvekkil arasında mal rejiminin tasfiye edilerek tasfiye sırasında denkleştirme yapılmasını, müvekkilinin davalı-karşı davacıya ait taşınmazların edinilmesine ve iyileştirilmesine yaptığı katkı da göz önünde bulundurularak alacaklarına mahsuben fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 200.000,00 TL katılma/değer artış payı alacağının dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini talep etmiş; davacı-karşı davalı vekili 27.11.2017 tarihli dilekçesiyle de talep miktarını 6 nolu mesken nedeniyle değer artış payı alacağı yönünden 116.666,66 TL, katılma alacağı yönünden 136.666,67 TL olmak üzere toplam 243.333,33 TL'ye, 54 nolu büro nedeniyle katılma alacağı yönünden 215.000,00 TL'ye olmak üzere toplam 468.333,33 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazların edinilmesinde davacının kişisel mallarının kullanılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde; tasfiye konusu araçlar, taşınmaz ve banka hesabındaki parada müvekkilinin hakkı olduğunu belirterek taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesiyle müvekkilinin yaptığı katkı da göz önünde bulundurularak alacaklı olduğu miktara mahsuben fazlaya ilişkin her türlü haklarımız saklı kalmak üzere 50.000,00 TL katılma/değer artış payı alacağının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsili talep etmiş; davalı-karşı davacı vekili 30.11.2017 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 365.375,00 TL'ye yükseltmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.11.2017 tarihli ve 2013/475 Esas, 2013/999 Karar sayılı kararıyla; asıl davanın kısmen kabulüyle 410.000,00 TL, karşı davanın kısmen kabulüyle 310.552,00 TL alacağın karar tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-karşı davalı vekili, müvekkilinin davalı-karşı davacı adına kayıtlı taşınmazlara kişisel birikiminden yaptığı katkılar nedeniyle değer artış payı alacağının belirlenmediğini, evlilik birliği içinde davalı-karşı davacı kocanın nerdeyse hiç çalışmadığını, evin geçim ve iaşesinin müvekkili tarafından sağlanmış olması ve belgelerin de sunulmuş olmasına rağmen denkleştirme taleplerinin nazara alınmadığını, karşı davaya konu 62 nolu bağımsız bölümün boşanma davasının açıldığı tarihten sonra müvekkili adına edinildiğini, bedeli kişisel mal grubundan ödendiğinden tasfiyeye dahil edilemeyeceğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, eksik inceleme yapıldığını bildirerek müvekkili lehine değer artış ve katkı payı alacağının hesaplanmaması, boşanma dava tarihinden sonra satın alınan taşınmazın tasfiyeye dahil edilmesi, müvekkili tarafından yapılan dekont ve belgeleri sunulu harcamalar için denkleştirme yapılmaması ve karşı davada reddedilen kısım yönünden müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf etmiştir.
2. Davalı-karşı davacı vekili, davacı-karşı davalının banka hesabındaki mevduatın edinilmiş mal olduğunu, hesaplamaya dahil edilmemesinin hatalı bulunduğunu, ayrıca asıl davanın reddedilen 58.332,00 TL'lik kısmı için vekâlet ücretine karar verilmediğini bildirerek istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2018 tarihli ve 2018/556 Esas, 2018/1193 Karar sayılı kararıyla; tarafların hükmün esasına ilişkin istinaf başvurusunun reddine, tarafların yargılama giderleri ve vekâlet ücretine ilişkin istinaf başvurusunun kabulüyle, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüyle 410.000,00 TL, karşı davanın kısmen kabulüyle 310.552,00 TL alacağın 30.11.2017 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı vekili, 6 nolu bağımsız bölümüm değerinin düşük belirlendiğini, davalı-karşı davacı adına kayıtlı taşınmazlara müvekkilinin kişisel birikiminden yaptığı katkılar nedeniyle değer artış payı alacağının belirlenmediğini, evlilik birliği içinde davalı-karşı davacı kocanın nerdeyse hiç çalışmadığını, evin geçim ve iaşesinin müvekkili tarafından sağlanmış olması ve belgelerin de sunulmuş olmasına rağmen denkleştirme taleplerinin nazara alınmadığını, karşı davaya konu 62 nolu bağımsız bölümün boşanma davasının açıldığı tarihten sonra müvekkili adına edinildiğini, bedeli kişisel mal grubundan ödendiğinden tasfiyeye dahil edilemeyeceğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, hükme esas alınamayacağını, eksik inceleme yapıldığını bildirerek temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 01.12.2021 tarihli ve 2021/5345 Esas, 2021/8998 Karar sayılı ilamı ile; karşı davada tasfiye konusu 62 nolu bağımsız bölüm yönünden tasfiyeye konu taşınmaz için kullanılan peşinat ile kredinin boşanma dava tarihine kadar yapılan ödemelerinin toplam kredi ödemelerine ve edinme değerlerine oranlaması yapılarak sonucuna göre artık değere katılma alacağının belirlenmesi gerektiği belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı-karşı davalı vekilinin hükmün esasına ilişkin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı-karşı davacı vekilinin hükmün hükmün esasına ilişkin istinaf başvurusunun reddine, taraf vekillerinin yargılama giderleri ve vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kısmen kabulüyle 410.000,00 TL, karşı davanın kısmen kabulüyle 278.594,00 TL alacağın 30.11.2017 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı vekili, kadının banka hesabında bulunan paranın hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, kredi kapatma bedelinin şahsi mal olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tasfiyede esas alınacak mallar ve kişisel mal savunması noktasına toplanmaktadır. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı vekilinin karşı davadaki tasfiye konusu 62 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. Somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince verilen 08.11.2018 tarihli ve 2018/556 Esas, 2018/1193 Karar sayılı kararı asıl dava ve karşı davadaki tasfiye konusu 62 nolu bağımsız bölüm dışında karşı dava yönünden, Dairemizin 01.12.2021 tarihli ve 2021/5345 Esas, 2021/8998 Karar sayılı ilamı onanmış olduğu anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince uyulmasına karar verilen bozma ilamının kapsamı ile sınırlı olarak bir karar verilmesi gerekirken, onanarak kesinleşen asıl dava ve karşı davadaki tasfiye konusu 62 nolu bağımsız bölüm dışında karşı dava yönünden yeniden hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının asıl dava ve karşı davadaki tasfiye konusu 62 nolu bağımsız bölüm dışında karşı dava yönünden BOZULMASINA,
2. Davalı-davacı vekilinin karşı davada tasfiye konusu 62 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.