"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki davacı kadın vekili tarafından açılan asıl ve birleşen ziynet ve çeyiz alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 3. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle; evlenirken babası tarafından alınan ve erkeğe teslim edilen eşyaların, erkek tarafından kadının babası aranarak kızını istemiyorum, alın kızınızı götürün dediğini bunun üzerine babasının geldiğini ve hiçbir eşyayı alamadan evden ayrılmak zorunda kaldığının bu nedenle erkeğe teslim edilen ekte sunulan çeyiz senedinde bahsi geçen çeyiz ve ziynet alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; listede bulunan tüm eşyaların kendisine teslim edilmediğini, geldiğinde kadının evde olmadığını, eşyalarını da alarak evden kendisinin ayrıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2016 tarih ve 2015/553 Esas, 2016/667 Karar sayılı kararı ile tanık beyanları, dosyamıza sunulan çeyiz senedi, 27.03.2014 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmekle çeyiz senedinde yer alan eşyaların davacının babası tarafından alınarak teslim edildiği gerekçesi ile kararda belirtilen 30 kalem eşyanın aynen teslimine, mümkün olmaması halinde 28.137,00 TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili tümü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarih ve 2016/22219 Esas, 2018/9674 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 297 nci maddesinde bir hükmün neleri içermesi gerektiğinin tek tek sayılarak ayrıntılı biçimde gösterildiği davacı tarafça dosyaya sunulan çeyiz senedinde, ziynet eşyalarının nitelik ve adet belirtilmeksizin yalnızca "3.000.000.000 (3.000 TL) değerinde ziynet eşyası" olarak belirtildiği, mahkemece de hüküm kısmında yalnızca "ziynet eşyasının iadesi" şeklinde hüküm kurulduğu, iadesine karar verilen ziynet eşyalarının gram ve ayarlarının gösterilmediği , bu hali ile açık ve infaza elverişli bir karar olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporuna bakıldığında da, dava konusu edilen ziynet eşyalarının ayarının belirtilmediği, evlilik tarihi olan 2001 yılında karşılığı 3.000,00 TL olarak belirlenen ziynet eşyalarının tahmini olarak 200 gram altına denk geldiği belirtilerek, 200 gram altın üzerinden hesaplama yapıldığı, o halde, mahkemece; hüküm altına alınan ziynet eşyalarının ayar ve gram (özellikle ayar) niteliklerinin tespiti için deliller değerlendirilip, kuyumcu bir bilirkişiden rapor alınarak, ziynet eşyasının gram ve ayarının hükümde gösterilerek, davalının infaz sırasında seçimlik hakkının kullanılması (aynen iade veya bedeli tercih etmesi) bertaraf edilmeden taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde 6100 sayılı Kanun’un 297 nci maddesine aykırı hüküm tesisinin doğru olmadığı, mahkemece davacının bedel iadesi yönünden talebini ıslah etmediği göz ardı edilerek, davacının talebinin (18.650 TL) dışına çıkılmak suretiyle bilirkişi raporunda belirlenen 28.137 TL üzerinden eşya bedeline hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadın vekilinin bozma ilamına uyulduktan sonra 26.12.2019 tarihinde davayı ıslah ettiği, Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'nin 2012/1734 Esas ve 2012/6415 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 04.02.1948 gün ve 10/3 sayılı ilamları gözetilerek bozma ilamından sonra ıslah yapılamayacağı, bu nedenle kadın vekilinin ıslah talebinin reddedildiği, asıl dava dilekçesindeki talep doğrultusunda karar verilmesi gerektiği, alacak hakkı saklı tutulan alacak bölümü yönünden kısmi dava açılabileceği, bu nedenle de birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi asıl ve birleşen davaların kabulü ile çeyiz senedinde kalem kalem belirlenen eşyalar ile senette yer almayan çocuk odası takımı ile gram, cins ve miktarı belirtilen ziynet alacağının aynen, olmadığı takdirde taleple bağlı kalınarak asıl dava yönünden 18.650 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte, birleşen dava yönünden ise 9.487,00 TL'nin ek dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun kararları doğrultusunda bozmadan sonra ıslah yapılamayacağının belirterek davacı tarafın ıslah talebinin reddine karar verildiğini, haksız ve hukuka aykırı mahkeme kararı kadının mağduriyetini artırdığını, 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı Kanun’un 177 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğunu ileri sürerek usul ve yasaya aykırı kararın ıslah talebinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasında görülen ziynet ve çeyiz alacağı davasında bozma kararında bozma sebebine göre tahkikat aşamasına geri dönülmüş sayılıp sayılmayacağı, bozmadan sonra ıslah yapılma şartlarının oluşup oluşmadığı, ıslah talebinin reddinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 177 nci maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi , 438 inci maddesinin yedi, sekiz, ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Türk Medeni Kanu'nun 6 ncı, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi hükmü.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.