Logo

2. Hukuk Dairesi2022/7181 E. 2023/1156 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacının, boşandığı eşinden olan iki çocuğunun kendi öz çocuğu olmadığını ileri sürerek açtığı soybağının reddidavasında hak düşürücü süre aşımı olup olmadığı noktasında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, çocukların doğumundan ve baba olmadığını bildiğinden itibaren hak düşürücü süre olan bir yıl içinde dava açmadığı, boşanma davası sürecinde ve sonrasında çocukların varlığından haberdar olmasına rağmen dava açmakta geciktiği, gecikme için haklı bir sebep sunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 1994 yılında evlendiklerini, bu evlilikten Tuğba isimli müşterek çocukları olduğunu, tarafların ... 4. Aile Mahkemesi'nin 15.05.2013 tarih ve 2012/943 Esas, 2013/365 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, resmi evlilik devamı süresince davalının sadakatsiz tutumları olduğunu, müvekkili ile fiilen bitmiş ancak hukuken bitmemiş evliliklerinde ayrı yaşadıkları süre zarfında davalının iki erkekle münasebeti olduğunu, bu birlikteliklerinden gebe kaldığını, 1998 doğumlu Emircan, 2000 doğumlu Doğukan'ın dünyaya geldiğini, davalının çocuklarından Doğukan'ın biyolojik babasının ..., Emircan'ın ise babasının Muzaffer olduğunu, müvekkili ile fiilen ayrı yaşadıkları zamanda ana rahmine düştüklerini, taraflar evli olarak gözüktüğü için çocukların babasının davalı olarak nüfusa kaydolduğunu, müvekkilinin nüfus kayıtlarında babaları olarak gözüktüğü Emircan ve Doğukan ile aralarında herhangi bir soybağı ilişkisi olmadığını iddia ederek soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılara dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemişlerdir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 286 ncı maddesi uyarınca açılan soybağının reddi davası olduğu, bu davanın ana ve çocuğa karşı açılacağı, davalıların ana ve çocuklar oldukları ve taraf ehliyetlerinin olduğu, iş bu davada öncelikle hak düşürücü süre incelemesinin gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 289 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre; kocanın bu davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkekle cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorunda olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 289 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre ise gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, soybağı reddedilen çocukların nüfus kayıtları incelendiğinde; Doğukan'ın 2000, Emircan'ın 1998 doğumlu oldukları, davacının bu davayı 2019 yılında, yani çocukların doğumundan uzun yıllar sonra açtığı, öğrenme tarihi veya gecikmeye dair haklı sebep araştırması için davacı tanıklarının dinlendiği, davacı tanıklarının beyanlarına göre davacının, soybağını reddettiği çocukları, anneleriyle boşanır boşanmaz öğrendiği, yani ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2012/943 Esas sayılı dosyası kapsamında boşanır boşanmaz çocukları öğrendiği, boşanma tarihinin 14.05.2013, kesinleşme tarihinin 16.09.2013 olduğu, davanın öğrenmeden itibaren 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı ve gecikmede haklı bir sebebin varlığının ispatlanamadığı, davacının davayı açmakta ihmal gösterdiği, şimdi ise çocukların kendi üzerinde gözükmesinden rahatsızlık duyarak bu davayı açtığı gerekçesi ile davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının çocuklardan haberdar olmadığını, iş bu davanın açılmasının gecikmesinde haklı neden bulunup bulunmadığının etraflıca araştırılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalı anne ...'un ortak çocukları olan 1996 doğumlu Tuğba yaklaşık 7 aylık iken kadının evi terk etmesi sureti ile tarafların fiilen ayrı yaşamaya başladıkları, dava konusu çocukların doğum ve nüfusa tescil tarihleri, davacının gayri resmi birlikte yaşadığı Hatice isimli kadından olan 2005, 2007, 2009, 2015 doğumlu çocukların nüfusa tescil tarihleri, taraflar arasında görülen boşanma dava süreci, dava dilekçesindeki anlatım ve tanık beyanları dikkate alındığında yerel mahkemece davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı, DNA testi sonucu öğrenme ile dava açma süresinin başlayacağına ilişkin ilkelerin somut olay açısından uygulama yeri bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, kendi soyundan gelmeyen çocuğun babası tarafından reddedilmesinin anayasal bir hal olduğunu, öğrenmenin DNA testi ile gerçekleşeceğini, nitekim Mahkeme tarafından alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile davacının davalılar Doğukan ve Emircan'ın babası olmadığının belirlendiğini, davanın kabulü gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 286 ncı, 289 uncu, 291 inci maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.