"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası-Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından bağımsız açılan tedbir nafakası davasında nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, erkeğin birleşen boşanma davasında tedbir nafakalarının miktarı, erkeğin birleşen boşanma davasında iştirak nafakasına hükmedilmemiş olması yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise bağımsız tedbir nafakası davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevi tazminatın reddi, birleşen boşanma davasında kadın için hükmedilen tedbir nafakası ve tedbir nafakası bedelinin boşanmanın kesinleştiği tarih olan 03/10/2019 tarihine kadar ödeneceğinin tespiti, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, velâyet ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-6100 HMK'nın 362. Maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değer kırık bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde 1 uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m . 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranının artırılması öngörülmüştür. Karar tarihi itibariyle bu miktar "107.090,00 TL" olarak belirlenmiştir.
Davacı-davalı kadın tarafından temyize konu edilen bağımsız tedbir nafakası talebinin reddine ilişkin kısmın yıllık tutarı 26.280 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 107.090.00 TL'yi aşmayıp 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kaldığından bağımsız tedbir nafakası talebinin reddedilen kısmına ilişkin karar kesindir. Açıklanan sebeple, davacı-davalı kadının, bağımsız tedbir nafakası talebinin reddedilen kısmı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bununla birlikte davalı-davacı erkek tarafından temyize konu edilen bağımsız tedbir nafakası talebinin kabulüne ilişkin kısmın yıllık tutarı 24.000 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 107.090.00 TL'yi aşmayıp 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kaldığından bağımsız tedbir nafakası talebinin kabul edilen kısmına ilişkin karar kesindir. Açıklanan sebeple, davalı-davacı erkeğin, bağımsız tedbir nafakasına ilişkin kararın kabul edilen kısmı yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Tarafların karşılıklı boşanma davaları yönünden temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin ise aşağıdaki bentler dışındaki temyiz itirazları yersizdir.
b) Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlardan "Müşterek çocuğun bakımı sırasında eşine "senin stresin yüzünden sütün gelmiyor, bir şeyi beceremiyorsun" dediği ve kadının annesi erkeği bu konuda daha anlayışlı olması konusunda uyarmak istediğinde kadının annesine "çekil git başımdan, elimden kaza çıkacak" diyerek el kaldırdığı" vakıası ile "Kadının kardeşine "ben artık ablanı sevmiyorum, ... de bitermiş, ben evden ayrılıyorum" dediği" vakıası da yüklenerek tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulüyle karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğe kusur olarak yüklenen çocuğun bakımı sırasında gerçekleşen vakıaların sonrasında tarafların birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu nedenle bu vakıaya dayalı olarak kadının erkeğin davranışlarını affettiği yahut en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulünün gerektiği, yine erkeğin evden ayrılması sırasında kadının kardeşi ile yaptığı konuşmanın erkeğe kusur olarak sayılamayacağı, dolayısıyla erkeğe bu vakıaların kusur olarak yüklenemeyeceği, tarafların mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda kadının, erkeğe nispeten ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
c) Yukarıdaki bentte açıklandığı üzere, tarafların belirlenen ve gerçekleşen kusurlarına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan davranışları aynı zamanda davalı-davacı erkeğin kişilik haklarına zarar verici niteliktedir. TMK 174/2 madde koşulları erkek yararına oluşmuştur. Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek erkek yararına uygun miktarlarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken talebin reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2/b ve 2/c. bentlerde gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2/a bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, tarafların bağımsız tedbir nafakasına yönelik temyiz dilekçelerinin REDDİNE, aşağıda yazılı harcın ...'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 397.80 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran ...'ye geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 27.09.2022 (Salı)