"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/727 E., 2022/1024 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Bakırköy 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/35 E., 2021/186 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 14.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 14.11.2023 gününde duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av.... ve karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Av.... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2003 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, fiziksel, duygusal, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, hastalığı ile ilgilenmediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, asabi olduğunu, taraflar arasında 2010 yılında boşanma davası görüldüğünü, ancak davanın takip edilmediğini ve tarafların barıştıklarını, erkeğin kusurlu davranışlarına devam ettiğini, baskıcı olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, hakaret ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığını ve kadına iade edilmediğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci, 162 nci ve 166 ncı maddeleri hükümleri uyarınca boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası, 4.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 8.000,00 TL tedbir nafakası, 8.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasına yasal faiz işletilmesine, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata, 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi hükmü gereği ortak konutun yargılama süresince ve tedbiren kadına ve ortak çocuğa özgülenmesine ve konutun kadın adına tesciline, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmadığı halde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte 600.000,00 TL ziynet alacağı bedelinin kadına iadesine, mal rejiminden kaynaklanan alacakların kadına iadesine, erkeğin annesi ve kardeşi adlarına kayıtlı mal varlığının devrini önlemek amacıyla 4721 sayılı Kanun'un 199 uncu maddesi hükmü gereği mal varlığına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddeleri hükümleri gereği açılan davaların süresinde açılmadığını, reddine karar verilmesi gerektiğini, tarafların 2015 yılı Ocak ayında birlikte tatil yaptıklarını, kadının, erkeğe isnat ettiği vakıaları hoşgörü ile karşıladığını, kadının, aşırı kıskanç olduğunu, müsrif olduğunu, hakaret ve beddua ettiğini, ortak konuta gizlici kamera yerleştirdiğini, ziynet eşyalarının kadında olduğunu, kadının ziynet eşyalarını ortak konutta bulunan kasada sakladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, ortak konuttan kovduğunu iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 300.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu, her ne kadar erkek tarafından kadının aşırı kıskanç olduğu vakıasına dayanılmışsa da bu iddianın dinlenen tanık beyanları ile ispatlanamadığı, yine erkek tarafından her ne kadar tarafların 2015 yılında birlikte yurt dışına çıktıkları ve kadının, erkeğin kusurlu davranışlarını hoşgörü ile karşıladığı iddia edilmişse de af iradesinin net ve anlaşılabilir olması gerektiği, dosya kapsamında af iradesinin ispatlanamadığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, alınan sosyal inceleme raporu içeriği, ortak çocuğun beyanı, yaşı, ihtiyaçları, dikkate alındığında, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL iştirak nafakası, erkeğin kuyumcu olduğu, sahip olduğu şirket hissesini dava açılmadan yakın bir zaman önce gelirinin düşük tespit edilmesi amacıya kardeşine devrettiği, erkeğin gelir seviyesinin yüksek olduğu dikkate alınarak kadın yararına aylık 4.000,00 TL tedbir nafakası, kadın yararına yasal şartları oluştuğundan aylık 4.000,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 70.000,00 TL manevî tazminat, düğünde kadına takılan ziynetleri, aksine bir sözleşme olmadıkça kadına ait olduğu, alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporu doğrultusunda ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile 66.787,65 TL ziynet alacağı bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesine, erkeğin diğer taleplerinin ispatlanamadığından reddine, ortak konutun tahsisi kararının ise boşanma kararının verilmesi ile aile konutu vasfını yitireceğinden kaldırılmasına, mal rejiminden kaynaklanan alacak talebinin işbu dava dosyasından tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, dava dilekçesinde dayanılan tüm vakıaların ispatlandığı, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi ve 162 nci maddeleri hükümleri uyarınca açılan davaların kabulüne karar verilmemesinin hatalı olduğu, tazminatların ve nafakaların miktarlarının kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında çok az olduğu, ortak konutun tahsisi kararının kaldırılmasının ve tescil kararı verilmemesinin hatalı olduğu, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocuğun özel okul masraflarının karşılanması talebi hakkında karar verilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddeleri hükümleri uyarınca açılan davaların kabulüne karar verilmemesi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ortak konutun tahsisi kararı, tescil talebi, ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının özel boşanma sebeplerine dayanarak açtığı davanın reddi gerektiği ve reddedilen talepler yönünden erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen tazminatların ve nafakaların usul ve yasaya aykırı olduğu, erkeğin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu, ziynet alacağı davasının reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere göre; İlk Derece Mahkeme karar gerekçesinin, dosya kapsamındaki delillerle kısmen uyumlu olduğu, tarafların birlikte yaşadıkları dönemde erkeğin, ailesiyle ilgilenmediği, kadına fiziksel ve sözel şiddet uyguladığı, kadını ortak konuttan kovduğu, en son konutu terk ettiği, bu dönemde kadını ve ortak çocuğu arayıp sormadığı, maddî ihtiyaçlarını karşılamadığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının da birlikte yaşadıkları dönemde aşırı kıskanç davranışlar sergileyerek eşini sürekli kontrol edip üzerinde baskı kurduğu, erkeğin tanıklarının beyanlarında geçen hakaret ve fiziksel şiddet içeren eylemlerden sonra evlilik birliği devam ettiğinden bu vakıalar nedeniyle kadına kusur yüklenemeyeceği, aynı Kanun'un 166 ncı maddesi hükmü kapsamında yapılan değerlendirmede ise boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğu ve erkeğin davasının da kabulü gerektiği, kusur belirlemesinde dikkate alınan fotoğrafların, kadın tarafından hukuka aykırı şekilde oluşturulduğu ya da ele geçirildiği hususunda delil bulunmadığı ve ortak çocuğun beyanları dışında diğer delillerin değerlendirilerek kusur tespiti yapıldığı bu husustaki erkek vekiliinn istinaf itirazının yerinde olmadığı, kadının, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddesi hükümlerine dayalı olarak açtığı davanın yasal şartlarının oluşmadığı, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu talepler ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğu, şartları oluşmayan bu taleplerin reddine, hukuki sebepleri farklı olsa da ortada tek bir dava olduğundan erkek yararına vekâlet ücreti takdir edilemeyeceği, velâyet ile ilgili alınan sosyal inceleme raporu ve ortak çocuğun beyanları dikkate alındığında velâyet düzenlemesinin isabetli olduğu, tedbir nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, kusur durumu, hakkaniyet ilkesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında tazminatların miktarlarının az olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, ön inceleme duruşmasından sonra ileri sürülen nafakaların ÜFE/TÜFE'ye göre güncellenmesi ve kira bedelinin erkek tarafından karşılanması talepleri hakkında İlk Derece Mahkemesince karar verilmediğinden bu husustaki kadın vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, bu taleplerin süresinde olmadığı ve talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, konutun kadına ve ortak çocuğa tahsis kararının 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi kapsamında verildiği ve bu kararların boşanma kararının kesinleşmesi ile ortadan kalkacağı dikkate alındığında konutun özgülenmesi kararının kaldırılmasına yönelik kadın vekilinin istinaf talebinin yerinde olmadığı, özel okul masraflarının karşılanması talebi hakkında İlk Derece Mahkemesi tarafından nihai hükümde bir düzenleme yapılmadığı, yine kadına ve ortak çocuğa tahsis edilen konutun boşanma kararı sonrası kadın adına tescili talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği dikkate alınarak bu yönlere ilişkin kadın vekilinin istinaf itirazının kabulüne, dosyanın bu talepler hakkında karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, İlk Derece Mahkemesi tarafından ziynet alacağı davası yönünden kurulan hükmün gerekçesiz olduğu, hangi tanık beyanlarına hangi sebeple üstünlük tanındığı, hangi tanık beyanlarına hangi sebeple itibar edilmediği belirtilmediği gibi, başka bir gerekçeye de yer verilmediği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, ziynet eşyalarının kadına ait olup olmadığı değil, kadına takılan ziynet eşyalarının miktarları ve kimin uhdesinde bulunduğu olduğu, bu haliyle; kararın, kadının ziynet eşyası talebi yönünden yeterli gerekçeden yoksun olduğu, hükümde kabul edilen ziynet eşyalarının cins, miktar ve değerleri ayrı ayrı gösterilmediği gibi; "aynen iade" talebi de bulunduğu halde sadece bedele hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, yine ziynet alacağı davasında kadının faiz talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmemesinin hatalı olduğu, kabule göre de uyuşmazlık konusu vakıanın ispatı için yeminden başka delili olduğunu beyan etmiş olan tarafın dahi yemin teklif edebileceği, kadına ziynetlerle ilgili iddiası yönünden diğer tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılmaması ve bu hususta eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmadığından tarafların ziynet eşyası davasında verilen karara yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ziynet alacağı davası yönünden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin, boşanma ve ziynet alacağı davasındaki yargılama giderlerine 13 numaralı bent ile karar vermesi nedeniyle infazda yaşanacak tereddütlerin giderilmesi için yapılan toplam giderden 1.500,00 TL bilirkişi giderinin mahsup edilmesine, kadın tarafından boşanma davasında yapılan 2.703,20 TL yargılama giderinin erkekten tahsiline, yukarıda belirtilen hususlara riayet edilerek ziynet alacağı davası yönünden yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadının, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddeleri hükümleri uyarınca açılan davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 6.000,00 TL yoksulluk nafakası, ortak çocuk yararına aylık 4.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ön inceleme duruşmasından sonra ileri sürülen nafakaların ÜFE/TÜFE'ye göre güncellenmesi ve kira bedelinin erkek tarafından karşılanması talepleri hakkında olumlu olumsuz karar verilmediğinden bu husustaki kadın vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, özel okul masraflarının karşılanması talebi hakkında nihai hükümde bir düzenleme yapılmadığı, yine kadına ve çocuğa tahsis edilen konutun boşanma kararı sonrası kadın adına tescili talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği bu yönlere ilişkin kadın vekilinin istinaf talebinin kabulüne, dosyanın bu talepler hakkında karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların ziynet eşyası alacağı davasında verilen karara yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının ziynet davası yönünden 8, 12, 15, 18 numaralı bentlerinin ve 13 numaralı bendinin kaldırılmasına, boşanma ve ziynet davasındaki yargılama giderlerine 13 numaralı bent ile karar vermesi nedeniyle infazda yaşanacak tereddütlerin giderilmesi için yapılan toplam giderden 1.500,00 TL bilirkişi giderinin mahsup edilmesine, kadın tarafından boşanma davasında yapılan 2.703,20 TL yargılama giderinin erkekten tahsiline, yukarıda belirtilen hususlara riayet edilerek ziynet davası yönünden yeniden karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddeleri hükümleri uyarınca açılan davanın reddi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ortak konutun kadın adına tescili talebi, ortak çocuğun özel okul masrafının erkek tarafından karşılanması talebi, ziynet alacağı davası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet, vekâlet ücreti, ziynet alacağı davası, ortak çocuğun özel okul masrafının erkek tarafından karşılanması talebi, ortak konutun tescili talebi, ortak konutun tahsisi yönünde verilen karar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun hangi eşten kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi ve 162 nci maddesi hükümleri uyarınca açtığı davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ile kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı, hükmedilen nafaka miktarları ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı, ortak konutun tahsisi, özel okul masrafının erkek tarafından karşılanması talepleri ve ziynet alacağı davası hakkında verilen kararların usul ve yasaya uygun olup olmadığı, vekâlet ücreti düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddeleri, 335 inci ve devamı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.4721 sayılı Kanun'un 182 nci maddesinde düzenlenen iştirak nafakası içerisinde; barınma, giyinme, beslenme, eğitim, ulaşım gibi zaruri giderler bulunmaktadır. İştirak nafakasının; ortak çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak anne ve babanın mali durumları gözetilmek suretiyle takdiri gerekir. Somut olayda; davacı-karşı davalı kadının, ortak çocuğun özel okul masraflarının erkekten alınması yönündeki talebinin yapılan açıklama dikkate alınarak iştirak nafakası kapsamı içerisinde değerlendirilmesi ve ortak çocuk yararına bu kapsamda iştirak nafakası takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3.Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince; erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek asıl davanın evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddeleri hükümleri uyarınca açılan davanın reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ortak konutun tahsis kararı, tescil talebi, ziynet alacağı davası yönünden, davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından ise hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince yukarıda gösterildiği şekilde temyiz edilmiştir. Toplanan delillere ve Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin, kadına fiziksel ve sözel şiddet uyguladığı, kadının 4721 sayılı Kanunu'nun 162 nci maddesi uyarınca açtığı davanın ispatlandığı anlaşılmaktadır. O halde, kadın tarafından ilgili Kanun maddesi hükmü uyarınca açılan davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddi doğru olmamıştır. Ne var ki kadının, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, kadının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hükmüne dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, kadının, 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hükmüne dayalı davasının konusuz kaldığı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
4.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat miktarı, iştirak nafakası ve 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı talep ve özel okul masraflarının erkek tarafından karşılanması talebi yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre iştirak nafakası miktarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2.Taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100.00 TL. vekâlet ücretinin Murat'tan alınıp Roberta'ya, 17.100,00 TL vekalet ücretinin de Roberta'dan alınıp Murat'a verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.