Logo

2. Hukuk Dairesi2022/8380 E. 2023/3311 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mal rejiminin tasfiyesi davasında, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davanın reddine karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkını ihlal edip etmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1062 E., 2022/1605 K.

HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/19 E., 2021/94 K.

Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; tarafların 2010 yılında evlendiğini, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunu, davacı kadının çalışmadığını, davalı erkeğin ise emekli olduğunu, ... 3250 Sokak, Numara 23/10 Yenişehir/... adresinde bulunan taşınmazın, davalı erkek tarafından evlilik birliği kurulmadan önce mehir bedeli olarak verildiğini ve evlendikten iki sene sonra davacı kadın adına tescil edildiğini, bu taşınmazın davacı kadın tarafından karşılıksız bir kazandırma sonucu iktisap edildiğini, bu taşınmazın mal rejiminin tasfiyesine konu edilebilmesi için bizzat davacı kadın tarafından emek karşılığında edinilmiş olması gerektiğini ve bu taşınmazın kadının kişisel malı olduğunu ve taşınmazın davacı kadının kişisel malı olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiğini, taşınmazın 160.000,00 TL bedelle 48 ay vadeli olarak alındığını, davacı kadının evin peşinatına davalı erkeğin evlenmeden önce mehir olarak verdiği 659 gram altının verdiğini, geriye kalan 105.000,00 TL'nin ise taraflarca ödendiğini, bu taşınmazın borcunun ödenmesi amacıyla verilen 659 gram altının davacı kadının kişisel malı olduğunu ve kadına iade edilmesi gerektiğini, davalı erkeğin bu taşınmaz üzerindeki katılma alacağının mehir olarak verilen bu bedel düştükten sonra hesaplanması gerektiğini, işbu davada öncelikli taleplerinin dava konusu taşınmazın davacı kadının kişisel malı olduğu yönünde tespit kararı verilmesi aksi kanaatte olunması durumunda ise dava konusu taşınmazın alımı sırasında davacı kadının kişisel malı olan 659 gram altınını verdiğinden kadına iadesine karar verilmesi gerektiğini, ... İli Ulukışla İlçesinde bulunan taşınmazın da davacı kadının kişisel malı olduğunu, bu taşınmazın davacı kadının önceki evliliğinden olan çocuğuna eski eşinin verdiği aylıkların birikimi ile alındığını, bu taşınmazın da davacı kadının kişisel malı olduğu hususunda tespit kararı verilmesi gerektiğini, 2018 model Reno Kango marka 33 ... 270 plaka sayılı aracın evlilik birliği içerisinde edinildiğini, davacı kadının 30.000,00 TL kredi çektiğini, kredi borçlarının ödenmesinde zorlanıldığı için aracın satılarak kredi borcunun kapatıldığını ve davalı erkeğin bu araç üzerinde katılma alacağı olması durumunda mal rejiminin sona ermesi anındaki değerinden ödenen kredi bedelinin çıkartılarak elde edilen bedelin davalı erkeğin katılma oranına bölünmesi suretiyle hesaplanması gerektiği belirtilerek; ... 3250 Sokak, Numara 23/10 Yenişehir/... adresinde bulunan taşınmazın davacı kadının kişisel malı olduğunun tespitine, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden bağışık tutulmasına, bu taşınmazın alımı sırasında davacı kadın tarafından verilen ve davacı kadının kişisel malı olan 659 gram altının davacı kadına iadesine, aksi kanaatte olunması durumunda ise söz konusu taşınmazın tasfiyesinde davacı kadının kişisel malı niteliğindeki 659 gram altının mal rejiminin sona ermesi anındaki sürüm değeri ile tasfiye konu meskenin mal rejiminin sona ermesi anındaki sürüm değerinin denkleştirilerek kalan artık değer üzerinden katılma alacağının hesaplanmasına karar verilmesini, belirtilen mallar dışında davalı erkek adına kayıtlı olan mal varlığının ilgili kurumlara müzekkere yazılarak aktif, pasif sorgulamasının yapılmasına, davalı erkek adına kayıtlı başkaca mal varlığı olması durumunda ise bu mallar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesi ile müzekkere yanıtlarına göre tespit edilecek ve hali hazırda tespit edilen taşınır ve taşınmaz malların edinilmesindeki davacı kadının katkısının hesaplanmasına ve bu kapsamda belirsiz alacak davası olarak şimdilik 1.000,00 TL'nin tasfiye tarihinden itibaren en yüksek faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkeğe dava dilekçesi tebliğ edilmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile UYAP sistemi üzerinde yapılan kontrolde tespit edilerek bir örneği dosya içine alınan ... Aile Mahkemesi'nin 2020/634 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; işbu davada tapu kayıt bilgileri verilen taşınmazlar ve araç yönünden mal rejiminden kaynaklı alacak davasının açıldığı, görülmekte olan dava varken ve ilgili davada savunma olarak ileri sürülebilecek konular için bağımsız bir tespit davası açılmasında hukuki yarar olmadığı, davacı kadın vekilinin dava ve açıklama dilekçesinde; "...böyle bir belirleme ve nitelendirme yapılması halinde sözü edilen meskenin edinilmesine giden müvekkilin kişisel mal vasfındaki 659 gr 22 ayar altınının müvekkile iadesine karar verilmesini.." talep etmiş ise de açıklandığı üzere talep edilen belirleme ve nitelendirmenin hukuki yarar yokluğu sebebiyle yapılamayacağı ve zaten söz konusu altının halen davacı kadın adına kayıtlı olan taşınmazın alımında kullanılmış olduğunun iddia edilmesi karşısında altına ilişkin davanın da dinlenmesine olanak bulunmadığı, bu itibarla davanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi ve aynı Kanunu'nun 115 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine ve uyuşmazlık konusu taleplerin ve bu taleplere ilişkin alacak miktarlarının somutlaştırması gerektiğinden somutlaştırılmayan mal varlığına yönelik bir karar verilmemiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılamada; dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği, taraf teşkili sağlanıp ön inceleme duruşması yapılmadan, dosya üzerinden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ... Aile Mahkemesinde görülmekte olan dava ile işbu davanın aynı olmadığı, ayrıca ilgili dava dosyasında kadının, cevap dilekçesi sunma süresini geçirdiği, tespit hükmü kurulması yönünde talepte bulunulmadığı, ziynet eşyalarının iadesi yönünde terditli taleplerinin olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından ön inceleme yapılması durumunda her iki dava dosyası arasında irtibat olduğundan bahisle birleştirme kararı verilebileceği, eksik araştırma ile davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemenin hâkime ait olduğu, iddianın ileri sürülüş şekline göre, davanın; katılma alacağı, kişisel malların tespiti ve iadesi talebine ilişkin olduğu, tarafların 08.09.2010 tarihinde evlendikleri, ... Aile Mahkemesi'nin 2018/687 Esas, 2020/317 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, boşanma dava tarihinin 10.08.2018, boşanmanın kesinleşme tarihinin ise 13.11.2020 olduğu, taraflar arasında evlendikleri tarih olan 08.09.2010 tarihinden boşanma dava tarihi olan 10.08.2018 tarihine kadar başkaca mal rejimini seçmediklerinden edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, İlk Derece Mahkemesince davanın usulden reddine karar verildiği ve kararın taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, karara karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf itirazında bulunulduğu ve istinaf incelemesi sırasında davalı erkeğin vefat ettiği, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; davacı tarafın iddiasına, dayandığı belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre 6100 sayılı Kanunu'nun 355 inci maddesi hükmü uyarınca kamu düzenine aykırılık halleri dışında istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu İlk Derece Mahkemesinin olay ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle hükmün tamım yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında, taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı, hukuki dinlenilme hakkının ihlal edilip edilmediği, davanın kabulü koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ncı maddesi, 219 uncu maddesi, 220 inci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 27 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Hukuki dinlenilme hakkının gereği olarak taraflar duruşmaya çağrılmadan, eş anlatımla taraf teşkili sağlanmadan hüküm verilememesi, 1982 Anayasa'nın 36 ncı maddesi ile düzenlenen iddia ve savunma hakkının kullanılmasına olanak tanınması ilkesinin doğal bir sonucudur ve aynı zamanda adil yargılanma hakkının da en önemli unsurudur. Bu çerçevede öncelikle, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Diğer taraftan taraf teşkili dava şartı olup davanın her aşamasında mahkemece resen nazara alınması gereken bir olgudur. Buna göre mahkemenin dava dilekçesi ile duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, 6100 sayılı Kanun'un emredici düzenlemelerindendir. Somut olayda; İlk Derece Mahkemesince, dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmeden ve davada usulüne uygun bir şekilde taraf teşkili sağlanmadan yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır. Yukarıda belirtildiği üzere 1982 Anayasa'nın 36 ncı ve 6100 sayılı Kanunu'nun 27 inci maddelerinde taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden yani hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde karar verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan, hukuki dinlenilme hakkı tanınmadan, eksik hasımla karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.