"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından davanın reddi ve kusur belirlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Davacı kadın tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve zina hukuki nedenlerine dayalı olarak açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince esastan ret kararı verilmiş, karar davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesince, zinanın varlığının ispatlanamadığı, davacı kadının dava dilekçesinin ekinde sunduğu deliller dışında tanık ve delil bildirmediği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemeside davacı kadının zinanın varlığını ispatlayamadığı, delil olarak sunduğu görüntü kayıtlarının da iddialarını ispata elverişli olmadığı belirtilmiştirtir.
Davacı kadın, dava dilekçesinin ekinde sunduğu mesaj kayıtlarından başka bir delil sunmamış, tanık bildirmemiştir. Davalı erkek cevap dilekçesinde, kadın tarafından sunulan mesajlardaki kişilerin sosyal medyadan arkadaşı ya da taksi şöforlüğü yaparken müşterisi olduğunu, bu kişiler ile iş ve arkadaşlık ilişkisi bulunduğunu belirtmiştir. Sunulan mesaj kayıtları incelendiğinde “senin mutlu olman beni de mutlu ediyor, ... aşkım....” gibi mesajlaşmaları ile davalı erkeğin güvensarsıcı davranışta bulunduğu anlaşılmaktadır. Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkek tam kusurludur. Bu durumda, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere; evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, maddi vakıanın kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitireceği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların, sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50. 51) dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî (TMK 174/1) ve manevî (TMK 174/2) tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 12.12.2022 (Pzt.)