"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1331 E., 2022/1022 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ödemiş 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/376 E., 2020/292 K.
Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması ve aile konutu olduğunun tespiti davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ödemiş İlçesi, İnönü Mah. Ada: 782 Parsel: 202, zemin kat 2 no'lu bağımsız bölümdeki konutta müteveffa eşi ile ikamet ettiklerini, murisin ölümüyle aile konutu olan taşınmazın da terekeye dahil olduğunu, diğer mirasçılar tarafından açılan Ödemiş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/1408 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davası, davacı tarafından Ödemiş Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/171 Esas sayılı dosyasında ise konutun davacıya özgülenmesi davasının bulunduğunu, Mahkemece taşınmazın aile konutu olduğuna ilişkin tespit davası açmak üzere kendilerine süre verdiğini belirterek, taşınmazın davacı ve muris eşi tarafından aile konutu olarak kullanıldığının tespitine ve tapuya şerh konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasının hak düşürücü sürede açılmadığını, davacının taşınmazın edinilmesine hiçbir katkısı bulunmadığını, taşınmazın yarı payının muris adına kayıtlı olduğunu, davanın hukuken dinlenmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı ile davalıların mirasbırakanı ...'ın evli oldukları, mirasbırakan ...'ın 02.05.2017 tarihinde vefat ettiği, tanık anlatımlarına göre davacı ve mirasbırakan ...'ın davaya konu taşınmazı ...'ın vefatına kadar ... yıllar aile konutu olarak kullandıkları, başkaca oturmaya uygun veya oturdukları konut bulunmadığı, bu hali ile davaya konu yerin davacı ile mirasbırakan ...'ın ait aile konutu olduğu; dava ve cevap dilekçeleri, tanık anlatımları, tapu kaydı ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı, taşınmazın hisseli olmasının aile konutu şerhi işlenmesine engel olmadığı ancak şerhin sadece murisin hissesi üzerine bırakılması gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile murisin 1/2 hissesi üzerine aile konutu şerhi konulmasına, davalıların kira bedelinin davalılara hisseleri arasında ödenmesi talebinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalılar vekili; davacının hak düşürücü süre içinde açılmadığını, taşınmazın tamamının murise ait olmadığını, edinilmiş mal olmadığını, aile konutu şerhi konulmasının da ... olmadığını, davanın taşınmazın tümü için açılmış olduğu Mahkemece sadece murise ait pay üzerine aile konutu şerhi konulmuş olmasına rağmen davalılar yararına vekâlet ücretine hükmedilmemiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek, davanın kabulü yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece davaya konu taşınmazın aile konutu olduğuna yönelik tespit kararı vermesinde usul ve yasaya aykırılık yok ise de evlilik ölüm ile sona erdiğinden, ölüm tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmayan taşınmazın kaydına aile konutu şerhi konulmasının mümkün olmadığı, davacının tapuya şerh konulamasına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, murisin payı ile sınırlı olacak şekilde şerh kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalılar vekilinin, kararın lehe bozulması isteğinin bu yönü de kapsaması sebebiyle istinaf itirazlarının kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, her ne kadar davalılar vekili, taşınmazın murise ait yarı payı hakkında şerh kararı verilmesi sebebiyle lehlerine vekâlet ücreti takdiri gerektiğini ileri sürmüş ve yukarıda açıklandığı üzere davanın yasal dayanağının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194 üncü maddesi olmasına, eldeki davada verilecek kararın "taşınmazın aile konutu olarak kullanılmış olup olmadığının tespiti" ile sınırlı bulunmasına göre bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiş ise de; davacının dava dilekçesinde "tespit" talebi yanında bu konuda "tapuya şerh" konulması isteği de bulunduğu, mahkemece davacının "tespit" talebinin kabulüne ilişkin kararı yerinde ise de yukarıda açıklandığı üzere tapuya şerh konulması isteğinin reddi yerine kabulüne karar verilmesi ... olmadığı, davanın kısmen kabulü yerine tümden kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, bu durumda davada tarafların kısmen haklılık durumunun söz konusu olduğu, davalılar vekilinin davanın reddine yönelik istinaf isteği bu yönü de kapsadığından davalılar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi ve istinaf isteğinin bu yönden kabulü gerektiği, davalılar vekilinin kira alacağı talebiyle ilgili harcı yatırılmak suretiyle usule uygun şekilde açılmış bir davasının olmamasına, sözlü yargılama duruşmasında "...bilirkişi tarafından belirlenen kira bedelinin davalıların hisseleri oranında davalılara ödenmesine karar verilmesini talep ederiz." şeklindeki beyanının usule uygun açılmış bir dava olarak kabulüne olanak bulunmamasına rağmen, Mahkemece "talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına" ilişkin karar verilmek yerine kesin hüküm oluşturacak şekilde "Davalı tarafın kira bedelinin davalılara hisseleri oranında ödenmesi talebinin reddine," şeklinde karar verilmiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, infazda tereddüt oluşturmamak amacıyla hükmün tümden kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmasına, sair istinaf itirazlarının esastan reddine, davacının davasının kısmen kabul ve kısmen reddi ile, İzmir İli Ödemiş İlçesi İnönü Mahallesi 782 ada, 202 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan D Blok Zemin Kat 2 no'lu bağımsız bölümdeki taşınmazın davacı ile tarafların ortak murisi ...'ın sağlığında kullandıkları aile konutu olduğunun tespitine, davacının taşınmaz kaydına aile konutu olduğuna ilişkin şerh konulması talebinin reddine, davalılar vekilinin taşınmazın kira bedellerinin hisseleri oranında davalılara ödenmesine ilişkin talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davanın kabul ve reddedilen kısmı üzerinden taraflar yararına vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili ; Bölge Adliye mahkemesinin istinaf sebepleri ile bağlı olarak inceleme yapması gerektiğini, aile konutu şerhi konulması talebinin reddi, vekâlet ücreti yönünden düzenlemenin ve kira alacağına yönelik hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın aile konutu şerhi konulması talebinin reddi, aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti, kira alacağına yönelik kurulan hüküm yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmamasının, vekâlet ücretinin ve kira alacağı talebine yönelik hükmün ... olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.