Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9121 E. 2023/6292 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu olarak kullanılan taşınmaza eşin rızası olmadan konulan ipoteğin kaldırılması talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın ipotek işlemi sırasında eş rızasına ilişkin muvafakatnameyi aldığı ve tapu işlemi sırasında da tapuya ibraz ettiği, davacı eşin imzanın kendisine ait olmadığı ve iradesinin sakatlandığı iddiasının ise kanıtlanamadığı gözetilerek yerel mahkeme kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/2446 E., 2022/972 K.

...

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/157 E., 2019/572 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 19.12.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Başka gelen olmadı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ... ile evli olduğunu, davalı eş adına kayıtlı olan ve aile konutu olarak kullanılan İstanbul ili ... Parsel 3 No'lu bağımsız bölümü davacının rızası ve haberi olmaksızın ... 'na ipotek ettirdiğini, ipotek sebebiyle İstanbul Anadolu 16. İcra Müdürlüğü'nün 2017/17795 Esas sayılı dosyası ile Beykoz İcra Müdürlüğü'nün 2017/1649 Talimat No'lu dosyasında 06.03.2018 tarihinde cebri icra yoluyla satılacağını, taşınmaz kaydında her ne kadar aile konutu şerhi bulunmamakta ise de, davalı bankanın, eksperler vasıtası ile kıymet takdiri yaptırırken bu gayrimenkulün aile konutu olarak özgülendiğini bilebilecek durumda olduğunu, davalı bankanın kötü niyetli değil ise de basiretli bir tacir gibi davranmadığını, gayrimenkulün aile konutu olarak kullanıldığını bilebilecek durumda olan davalı bankanın, davacının muvafakatini almadan tesis etmiş olduğu ipoteğin fekki gerektiğini belirterek ... No'lu bağımsız bölümün tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına, davalı ...A.O. lehine konulmuş ipoteğin kaldırılmasına, tedbiren satışın durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili Banka'nın ... Şubesi ile dava dışı ... arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, kredi teminatı olarak da davalı ... adına kayıtlı ... parsel nolu taşınmazın 770.000,00 TL bedelle davalı bankaya ipotek verildiğini, kredi sözleşmesi gereği kullandırılan kredi taksitlerinin geri ödemesi yapılmayınca hesap kat edilerek kanuni takip işlemlerine başlandığını, dava konusu taşınmaz ile ilgili başlatılan icra işlemleri neticesinde taşınmazın 06.03.2018 tarihinde Beykoz İcra Müdürlüğü’nün 2017/1649 Talimat sayılı dosyasından satışı yapıldığını, satışın yapıldığı gün taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi işlendiğini, davalı bankanın kredi kullanım aşamasında davacı ...’dan taşınmaz tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmamasına rağmen "eş rıza belgesi" aldığını, söz konusu belgenin bir sureti dilekçe ekinde olup aslının Beykoz Tapu Müdürlüğü dosyasında muhafaza edildiğini, eş rızasının bulunması halinde davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, mevcut durumda taşınmazın icra satışının yapılmış olması hususu da göz önüne alınarak tedbir kararı verilmeden ilk celse davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dilekçe ekinde sunulan eş rıza belgesinde görüleceği üzere eşin açık rızasının mevcut olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere bir an için dahi eşin rızasının olmadığı düşünülse bile, tapu kaydında aile konutu şerhinin olmaması nedeniyle iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olan bankanın hukuken iyiniyetinin korunması gerektiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın aile kontu olduğu, ipotek evrakları arasında bulunan ve aslı getirtilip davacıya gösterilen muvafakatname ile ilgili olarak davacı vekilinin 04.03.2019 tarihli UYAP üzerinden gönderdiği dilekçede imzanın davacıya ait olmadığını ve imza incelemesi talep ettiklerini belirtmiş ise de, 04.03.2019 tarihli celsede müvekkilin imzayı başka bir hususa dair attığını, bilerek böyle muvafakat vermesinin mümkün olmadığını, irade sakatlığına uğradığını belirttiği, davacının da vekilinin beyanını tekrarladığı, bu şekilde imzanın kabul edildiği, muvafakatname içeriğinde muvafakatın dava konusu ipotekle ilgili olduğu açıkça belli olması karşısında davacının irade fesadı iddiasının kabul edilemeyeceği, tanık beyanlarından da davacının bir banka kredisi konusunun farkında olduğunun ve lehine ipotek verilen ... 'nun da davacının muvafakatnameyi imzaladığı sırada yanlarında olduğunun açık olduğu, okumadan ya da açığa atılan imzanın sorumluluğunun da davacıya ait olacağı nazara alınarak davacının açık muvafakati olduğu kanaatine varıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı bankanın ipotek işlemi sırasında eş rızasına ilişkin muvafakatnameyi aldığı, tapu işlemi sırasında da tapuya ibraz ettiği, davacı kadının yargılama sırasında imzanın kendisine ait olmadığını beyan ettiği, sonraki aşamalarda iradesinin sakata uğratıldığını, eşinin toplu evrak imzalattığını, kendisinin okumadan imzaladığını, irade sakatlığı olduğunu savunduğu, dosya kapsamında toplanan deliller dikkate alındığında davacı kadının banka tarafından sunulan muvafakatnameyi iradesi sakatlanarak imzaladığı hususu kanıtlanamadığına göre muvafakatname içeriği de dikkate alındığında banka tarafından aile konutu niteliğinde bulunan taşınmaza konulan ipotek işlemine davacı kadının açık rızasının bulunduğunun kabulü gerektiği gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ipoteğin kaldırılması davası olup, uyuşmazlık davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya verilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...