Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9178 E. 2022/10672 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının, eşinin evlilik birliğini temelden sarsan davranışları nedeniyle açtığı boşanma davasında, bölge adliye mahkemesinin davacı delillerini usulüne uygun bildirmediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararının temyiz incelemesidir.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının dava dilekçesinde eşinin evlilik dışı ilişkisine dair tanık deliline dayandığı, ilk derece mahkemesinin de bu delile dayanarak evlilik birliğinin temelden sarsıldığına ve erkeğin tam kusurlu olduğuna karar verdiği, HMK'nın 191/1-e maddesi uyarınca davanın dayanağı vakıaların dava dilekçesinde belirtilmesinin yeterli olduğu ve davacının tanık delilini usulüne uygun olarak bildirdiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Davacı kadın evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuksal sebebine dayalı boşanma talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulüyle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. Davalı erkeğin istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesince davacı kadının dava dilekçesinde hangi delile dayandığını bildirmediği gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf taleplerinin esastan kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir.

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 191/1-e maddesi uyarınca davacı, dava dilekçesinde davanın dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte, davalı da aynı Kanunun 129/1-d maddesi gereğince savunmasının dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında açık özetleriyle birlikte cevap dilekçesinde göstermek zorundadırlar. Bunlar, dava ve cevap dilekçelerindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye yarayan vakıalardır. Ön inceleme aşaması tamamlanıncaya kadar usulüne uygun biçimde bildirilen vakıaların doğru olduğu yargılama sırasında ispat edilirse, tarafların talep sonuçları da bu duruma göre kabul veya reddedilecektir. Kanunda öngörülmüş istisnalar dışında, hakim, iki tarafın birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek, davranışlarda dahi bulunamaz (HMK m. 25/1).

İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi başlıklı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 141. maddesi “(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir veya değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır," şeklindedir. Anılan maddenin gerekçesinde belirtildiği üzere; tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada, herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebilecekleri kabul edilmiştir. Şüphesiz bu imkan, sadece cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi için söz konusudur. İkişer dilekçeden sonra, hangi ad altında olursa olsun verilecek dilekçeler, sınırlama ve yasak kapsamında kabul edilmelidir. Ön inceleme aşamasında ancak karşı tarafın açık muvafakati ile (veya ön inceleme duruşmasına taraflardan birisinin mazeretsiz gelmemesi) durumunda iddia veya savunmaların genişletilmesi yahut değiştirilmesi kabul edilmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 20.04.2016 tarih, 2014/2-695 esas ve 2016/522 karar sayılı ilamı.

Somut olayda, dava dilekçesinde davacı kadın, eşinin Filipinlerde başka bir kadınla ilişkisi olduğunu belirterek isnatta bulunmuş, eşinin arkadaşının ifadesi ve eşinin yeğenine bu konuda beyanda bulunduğunu belirterek tanık deliline dayanmıştır. Erkeğin ... sarsıcı davranışları, davacı kadının yeğeni olduğu belirtilen tanık ... beyanı ile ispat edilmiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında ilk derece mahkemesi tarafından davalı erkeğe yüklenen ... sarsıcı davranış kusuru usulüne uygun olarak bildirilmiş delil ile ispatlandığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 20.12.2022 (Salı)