"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde süresinde verdiği cevaba cevap ile karşı davaya cevap dilekçesinde ve karşı davada ikinci cevap dilekçesinde; kadının evin ortak giderlerine katılmadığını, müsrif olduğunu, maddî olarak erkeği zorladığını, çalıştığı hastanelerden sebepsiz istifa ettiğini, erkeğin hastalığının tedavisi sırasında yardım ve bakım yükümlülüğünü yerine getirmediğini, erkeğe ve ailesine karşı onur kırıcı muamelede bulunarak psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin eşinin isteği ile alkolü bırakmasına rağmen sürekli kontrol ettiğini, sürekli ailesine şikayet ederek rahatsızlık verdiğini, ... arkadaşlarını arayarak eşini kötülediğini, erkeğe ve ailesine hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, küçük düşürdüğünü, müvekkilinin rahatsızlığı döneminde çocuk isteği ile cinsel birlikteliğe zorladığını, haksız koruma kararları aldırdığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesi ile ikinci cevap ve karşı davada cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin ailesinin müvekkiline hakaretler ettiklerini, boşanmaları yönünde baskı uygulayarak her türlü çirkinliği yaptıklarını, hamile olan müvekkilini de istemediklerini, ailesinin müvekkilini ölümle tehdit etmesine; hakaret, fiziksel şiddet içeren kötü davranışlarına eşinin engel olmadığını, müvekkilinin yakınlarına polis nezaretinde teslim edildiğini, olay sonrasında erkeğin arayıp sormadığını, kira kontratını ve evin aboneliklerini kapattırdığını, telefonunu engellediğini, sürekli boşanmak istediğini söylediğini, hamileliği sürecinde ilgilenmediğini, destek vermediğini, gebelik kontrolleri sırasında yanında olmadığını, müvekkiline "parçam olarak görmüyorum, ister doğur, ister aldır şeklinde sözler" söylediğini, baskı ve dışlayıcı davranışlar nedeniyle bebeğini kaybettiğini iddia ederek ve savunarak erkeğin davasının reddine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi veya 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına yasal faiziyle 300.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, ailesinin eşine hakaret etmesine ve fiziksel şiddet uygulamasına sessiz kaldığı iddiasının erkeğin o sırada yanlarında bulunmaması sebebiyle ispatlanamadığı; erkeğin eşinin hamilelik süreciyle ilgilenmediğine dair iddianın da taraflar arasındaki mesajlar dikkate alındığında ispatlanamadığı; davalı-karşı davacı kadının eşi ile aralarındaki sorunları ... arkadaşlarına anlattığı, alkol konusunda kontrolcü olduğu, eşinin arkadaşlarını arayıp alkol alıp almadığını sorguladığı, nefesini kokladığı, bu şekilde baskıcı davrandığı; davacı-karşı davalı erkeğin ise evin olağan aboneliklerini kapattırdığı, kira kontratını sonlandırdığı, eşini zor durumda bıraktığı belirtilerek tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile her iki davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına; kadının şartları oluşmadığı gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı davasının reddine; kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin, ailesinin müvekkiline şiddet uygulamasına ve hakaretlerine ve yaşanan olaylara sessiz kaldığını; müvekkili ve çocuk hakkındaki söylemlerine yönelik kusurlarının erkeğe yüklenilmediğini, erkeğin tam kusurlu olduğunu, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını belirterek; kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlu davranışlarının ispatlandığı, erkeğin ise istinaf yoluna başvurmamasıyla erkeğe İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurların kesinleştiği, tarafların İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurlu davranışları yanında erkeğin ailesinin kadına hakaret ve şiddet içeren davranışları nedeniyle evliliğe olumsuz müdahalelerde bulundukları, erkeğin bu duruma sessiz kaldığı; eşini ve çocuğunu istemediğini, boşanmak istediğini söylediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının kusur belirlemesi ve reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, kusura ilişkin karar gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; kadının sair istinaf talepleri reddedilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; ceza soruşturma doyasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, bu kararla müvekkilin ailesi tarafından müvekkiline isnat edilen eylemlerin gerçekleştirilmediğinin ispatlandığını, müvekkiline ailesi dolayısıyla haksız bir şekilde ithamda bulunulan bu kusurlu olayların sözde yaşandığı sırada müvekkilinin hasta bir şekilde yattığını, bilincinin bazen kapalı olduğunu, müvekkilinin kadın ve çocuğu istemediğine dair tespitin tam aksinin mesaj kayıtlarından anlaşıldığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kusursuz olduğunu, kadının kusurlu olduğunu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığını, tazminatların fahiş olduğunu, tazminatların reddedilen kısmı yönünden müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmolunmadığını belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve tazminatların reddedilen kısmı üzerinden vekâlet ücretine hükmolunmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, boşanmanın ferî niteliğindeki maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabul veya reddi halinde vekâlet ücreti takdirinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.