Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9231 E. 2023/80 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur durumu, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğunun anlaşılması ve kadının taleplerinin süresinde ileri sürülmemesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; kadının ortak çocuğa kötü muamelede bulunduğunu, korkutucu davranışlarının olduğunu, çocuğunun vücudunda morluklar görüldüğünü ve bunların kadına sorduğunda kaçamak cevaplar verdiğini hatta boğarım onu şeklinde tehditli konuşmalar yaptığını, çocuğun annesinin kendisine bıçak çektiğini ve keserim boğarım seni dediğini söylediğini, çocuğun bir dönem psikolojik sorunlar yaşadığını, babanın çocuğu tedaviye götürmeye başladığını, çocuğun babayla kaldığını, anaokuluna gittiğini, babanın annesinin çocukla görüşmesine engel olmadığını, kadının ailesi ile müvekkilinin evine baskın yaptığını, o anda evde bulunan babaanne ve dedeyi darp ettiğini, çocuğu korkutarak götürdüklerini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek lehine 50.000TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı asıla 03.07.2019 günü, usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş; davalı dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacı babaya verilmesine, çocuk ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, davalının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine, davacının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesi kararında; davalının eşinin annesine fiziksel şiddet uyguladığı, ortak çocuğa kötü davrandığı, kadının babasının erkeğin babasına fiziksel şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle; davanın kabulüne karar verilmiş ve kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin süresi içinde istenmediğinden ve erkeğin manevî tazminat talebi de kadının kusurlarının erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden bahisle reddedilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kadının üzerine atılı kusurların gerçekleşmediğini, boşanmanın ferîlerinin boşanma hükmü kesinleşinceye kadar her zaman istenebileceğini, bu nedenle yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanık beyanlarına ve ceza dosyasına da yansıyan olaylara itibar edilerek hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığı, evlilik birliğinin kadının mahkemece kabul edilen davranışları nedeniyle temelinden sarsıldığı, erkeğin birliği devam ettirmeye zorlanmayacağı, kadının ferî taleplerinin de reddinde de bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde; kadının üzerine atılı kusurların gerçekleşmediğini, boşanmanın ferîlerinin boşanma hükmü kesinleşinceye kadar her zaman istenebileceğini, bu nedenle yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek; hükmü kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık davacı erkeğin açtığı boşanma davasında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusurun kimden kaynaklandığı, davalı kadına kusur olarak yüklenen vakıaların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin süresinde talep edilip edilmediği ve ferî taleplerin reddinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 341 inci maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre ve özellikle boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında, süresinde talep edilmediği için haklarında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gereken maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin sonuca etkili olmadığının anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.