"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı-karşı davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddine, kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-karşı davalı kadın çekişmeli boşanmaya ilişkin 09.03.2016 tarihli dilekçesinde; davalı erkeğin hukuka aykırı elde ettiği delillerle müvekkiline tehditte bulunduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, müvekkilinin boğazını sıktığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili için 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için aylık ayrı ayrı 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili karşı dava dilekçesinde; ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, kadının müvekkilini aldattığını iddia ederek ve savunarak; kadının davasının reddine, karşı davalarının kabülüyle tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına 25.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 23.11.2017 tarih ve 2015/998 Esas, 2017/1000 Karar sayılı kararı ile davacı- karşı davalı kadının sadakatsiz davranışlarıyla evlilik birliğinden kaynaklanan sorumlulukları yerine getirmediği, davalı- karşı davacı erkeğin ise yaşanan bu olay sonrasında kadına karşı hakaret ve yaralama eyleminde bulunduğunun dosya içerisine alınan ceza mahkemesi kararıyla sabit olduğu; boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 350,00 TL tedbir nafakası ile aylık ayrı ayrı 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına hükmolunan aylık 500,00 TL tedbir nafakasının nihai karar tarihi itibarıyla kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 20,000 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -karşı davalı kadın vekili; hukuka aykırı delillerin dikkate alınamayacağı, kusur belirlemesi, manevî tazminat, kendisinin reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 31.01.2019 tarih ve 2018/915 Esas, 2019/118 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm fıkrası ile kısa karar ve hükmün gerekçesi arasında çelişki olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkek tarafından sunulan ses kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğu ve hükme esas alınamayacağı; davacı-karşı davalı kadının ikrarından başka erkeklere karşı ilgi duyduğu ve onlarla mesajlaştığı; davalı-karşı davacı erkeğe ... Anadolu 62. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/232 Esas ve 2017/63 Karar sayılı ilamına konu olayın suç tarihi itibarıyla kadının açtığı asıl dava tarihinden sonra olması sebebiyle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, ancak yargılama esnasında gerçekleşen bu olaya ilişkin olarak erkeğe kusur olarak yüklenmesine ilişkin ilk karara erkek eş tarafından itiraz edilmediği, dolayısıyla bu durumun usuli kazanılmış hak teşkil ettiği göz önüne alınarak erkek eşe basit yaralama ve tehdit kusurlarının yüklenmesi gerektiği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Zeliha Şevval'in yargılama esnasında ergin olduğu anlaşılmakla velâyet ve iştirak nafakası hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk Şimal'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk Şimal yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına hükmolunan aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, erkek yararına 8.500,00 TL maddî ve 21.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminatlar, kendisinin reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri, iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili ise boşanma hükmü kesinleştiği halde yeniden boşanma kararı verilmesi, kadın lehine boşanma kararının kesinleşme tarihinden sonrası için verilen tedbir nafakası ile iştirak nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların boşanmalarına ilişkin hükmün daha önce 30.11.2018 tarihinde kesinleştiği belirtilerek yeniden boşanma hükmü kurulması ve kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesi ile sona ermiş olmasına rağmen yeniden tedbir nafakasına hükmolunmasının doğru olmadığı belirtilerek davalı-karşı davacı erkeğin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, evlilik birliği boşanma ile sona erdiğinden tarafların boşanmaya ilişkin talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; erkeğin İlk Derece Mahkemesinin ilk kararındaki kusur belirlemesine karşı istinaf yoluna başvurmaması sebebiyle o kararda yer alan eylemlerin erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği; bu durumda erkeğin eşine karşı basit yaralama ve hakaret eylemlerini gerçekleştirdiği, kadının ise başka erkekten hoşlandığını söylemek ve onunla mesajlaşmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu; boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu belirtilerek davacı -karşı davalı kadının kusur belirlemesi, tazminatlar ve kendisinin reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına yasal koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; ortak çocuk Şimal yararına hükmolunan iştirak nafakasının tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları ile çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında az olduğu belirtilerek kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, ortak çocuk Şimal yararına aylık 900,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş; tarafların diğer istinaf talepleri reddedilmiş; infazda tereddüt yaratmamak adına İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak istinaf talebi kabul edilen ve reddedilen yönler hakkında yeniden hüküm tesis edilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı -karşı davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının eşini aldattığının sabit olduğunu, usuli kazanılmış hak oluşmadığı halde bu husus gerekçe gösterilerek karar verilmesinin hukuka aykırı oluğunu, sundukları delillerin hukuka aykırı delil olarak kabulünün doğru olmadığını, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin tazminat taleplerinin reddinin doğru olmadığını, nafakanın geçmişe yönelik artırılmasının doğru olmadığını, miktarın indirilmesi gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar, nafaka miktarı, kendisinin reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) nolu paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. O halde, yanılgılı değerlendirme sonucu davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemez. Davacı-karşı davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları oluşmamıştır. O halde davacı-karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden davalı-karşı davacı erkek yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.02.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.