Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9267 E. 2023/118 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen manevi tazminat miktarının azlığı iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin hem fiziksel şiddet hem de sadakatsizlik kusurunun sabit olması ve dosyadaki deliller gözetilerek, manevi tazminat miktarının artırılmasına yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile anlaşarak boşanmaya karar verdiklerini belirtmiş ancak taraflar duruşmada anlaşamadıklarından davacı vekili 17.12.2019 tarihli çekişmeli boşanmaya yönelik vakıalara ilişkin beyan dilekçesi ile evliliğin başından bu yana davalının davacıyı evden dışarı dahi çıkartmadığını, cep telefonuna sürekli müdahale ettiğini, davalının gece çalıştığını ve sabahları eve sarhoş olarak geldiğini, davacıya karşı fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının aynı zamanda davacıyı bir kadın ile aldattığını, bu kadını tarafların müşterek konutuna getirerek davalıya "bu kadın ile yaşayacaksın yaşamazsan defol git" dediğini, davacının bunun üzerine boşanma davası açtığını, davalının bu süreçte haftada iki kez eve gelerek davacıya fiziksel şiddet uyguladığını, sonrasında davacıya barışma ve başka şehire taşınma teklifinde bulunduğunu, davacının kabul ettiğini, başka şehire gittiğinde davalının diğer kadın ile görüşmeye devam ettiğini, tarafların müşterek konutunda bulunan eşyaları davacı yok iken götürdüklerini, davalının diğer kadını komşulara karım diye tanıttığını, davalının davacıya kredi çektirerek kendisine araba aldığını ve kredileri hiçbir şekilde ödemediğini, kredilerin ödemesini davacının yaptığını iddia ederek tarafların zina ve evlilik birliliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 70.000,00 TL maddî tazminat ile 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından zina sebebine dayalı olarak boşanma talep edilmişse de zinanın gerçekleştiğine yönelik somut delil sunulmadığı ve zina sebebine dayalı boşanmanın şartlarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma davasının reddine; davalı erkeğin davacı kadına fiziksel şiddet uyguladığının ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/1042 Esas sayılı dosyası ile sabit olduğu, dolayısıyla davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadının evlilik birliğinin sarsılması sebebine dayalı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davacının maddî tazminata yönelik talebinin asliye hukuk mahkemesinin görev alanına girdiğinden maddî tazminata yönelik talebin tefriki ile görevsizlik kararı verilmesine, davacı kadın yararına 8.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili; reddedilen ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiği, maddî tazminat talebi yönünden verilen tefrik kararının usul hukukuna aykırı olduğunu, lehine hükmolunan manevî tazminatın miktarının az olduğunu ve reddedilen yoksulluk nafakası talebinin kabulü gerektiğini belirterek; ihtiyati tedbir talebinin reddi, tefrik kararı, manevî tazminat miktarı ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin fiziksel şiddet kusurunun yanında başka bir kadına ait telefon ile çok sayıda telefon görüşmesi yaptığının telefon kayıtları ile sabit olduğu, ayrıca dosyada mevcut fotoğraflardan erkeğin sadakatsizlik eyleminin sabit olduğu, bu nedenle erkeğe fiziksel şiddet kusurunun yanında sadakatsizlik kusurunun da eklenmesi gerektiği gerekçesiyle davacı kadının kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulüne ve kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine; kadın yararına hükmolunan manevî tazminatın az gerekçesiyle kadının manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf taleplerinin ise reddine hükmedilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek; manevî tazminatın artırılmasının doğru olmadığını belirterek manevî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık manevî tazminatın miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.