"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evliliği süresince psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığını, davalının çocuklara da şiddet uyguladığını, eşine ilgi göstermediğini, çalışmadığını, maddî katkı sağlamadığını, ekmek parası bile bırakmadığını, çocuklarla ilgilenmediğini, engelli çocukları ... ile dalga geçilmesine izin verdiğini, hiçbir ortama birlikte gitmediklerini, kendi akrabalarıyla vakit geçirdiğini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesine, çocuklar yararına aylık 750,00 'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek süresinde verdiği cevap dilekçesi ile; eşinin evin temizliğine dikkate etmediğini, çocuklarla doğru düzgün ilgilenmediğini, elinde telefonla akşama kadar ... ve ...da sürekli yazıştığını, kendisinden habersiz şekilde aile apartmanından ayrılıp taşındığı yeni eve gelmesini istemediğini, çocukları için zaman zaman eve gittiğinde evden çıkmasını polis çağıracağını söylediğini, bu nedenle eve gidemediğini, eşinin kötü niyetli olmadığını, kendisine birilerinin akıl verdiğini belirterek davanın reddine, boşanma halinde velâyetin tarafına verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin eşi ve çocuklarıyla ilgilenmeyip evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediği, çocuklardan birinin özürlü olduğu, çocukların tüm ihtiyaçlarıyla davacının ilgilendiği, ameliyat olan çocuğun hastanede yanına dahi gitmediği, davacı kadına birden çok şiddet uygulaması sonucunda davacının kollarında morarmaların meydana geldiği, davalı erkek tanıklarının beyanlarının sebep ve saik içermeyen soyut beyanlar olduğu, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olup davacı kadının hiçbir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu`nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların ortak çocuklarının sürekli olarak anne yanında kaldığı, alışkın oldukları ortamın anne yanı olduğu, yaşı, fiziksel ve zihinsel engeli nedeni itibari ile anne ilgi ve şefkatine muhtaç oldukları gerekçesi ile çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuklar yararına hükmedilen aylık 200,00'er TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 400,00'er TL'ye yükseltilerek tedbir ve iştirak nafakası olarak devamına, kusuru bulunmayan kadının çalışmayıp düzenli bir gelirinin olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği belirtilerek davacı kadın yararına hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL'ye yükseltilerek tedbir ve yoksulluk nafakası olarak devamına, erkeğin eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve şartları oluştuğu belirtilerek davacı kadın yararına 20.000,00 TL manevî tazminat verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili; sadece davacı tanık beyanlarına itibar edildiğini, tanıkların beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, müvekkilinin eşinden boşanmak istememesine rağmen tanık beyanlarının tam aksi yönde yanlış değerlendirilmesinin keyfi ve tarafsızlıktan uzak bir karar olduğunu, müşterek çocuk ...'un anne tarafından darp edildiğine ilişkin ... Eğitim Araştırma Hastanesi raporunun dikkate alınmadığını belirterek, boşanma, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, nafakalar ve kadın yararına hükmedilen manevî tazminat hükümleri yönünden kararın kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğe yüklenilen kusurların somut görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları ve sunulan delillerle kanıtlandığını, davalı erkeğin öne sürdüğü kusurları ispat edemediğini, davacı kadının dava açmakta haklı olduğunu, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik görülmediğini, annenin ortak çocuk ...`u darp ettiği iddiasının ispat edilemediğini, davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminat ve nafakaların yerinde olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; sadece davacı tanık beyanlarına itibar edildiğini, tanıkların beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, ortak çocuk ...`un davacı kadın tarafından darp edildiğine dair hastane raporunun dikkate alınmadığını, karar tarihinden sonra ortak çocuk ...`un da davacı anne tarafından darp edildiği, bu raporun Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmiş olmasına rağmen dikkate alınmadığını, davalı erkeğin tam kusurlu olarak nitelendirilmesinin olaylara uygun olmadığını belirterek boşanma, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, nafakalar ve kadın yararına hükmedilen manevî tazminat hükümleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, ortak çocukların velâyetlerinin hangi tarafa verileceği, boşanma davasının kabulü, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddenin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 336 ncı maddesi, 339 uncu maddesinin birinci fıkrası, 343 üncü maddesinin birince fıkrası, 346 ncı maddesinin birinci fıkrası, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 3 üncü, 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 1 inci, 3 üncü ve 6 ncı maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle davalı erkek tanığı ...`nun mahkemece alınan beyanında davacı kadının davalı erkeğe Allah belanı versin dediğini ve erkeğin akrabaları ile olan ilişkisini sorun haline getirdiğini söylediği ancak davalı erkeğin dilekçeler teatisi safhasında bu vakıalara dayanmadığı bu nedenle bu vakıaların davacı kadına kusur olarak yüklenmemesinin doğru olduğunun anlaşılmana göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Velâyet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. velâyet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12 nci, ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. velâyet kamu düzenine ilişkin olup, re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Davalı erkek yargılama sırasında dosyaya çocuklardan ...`a davacı kadının şiddet uyguladığına ilişkin 12.05.2018 tarihli rapor sunmuş, istinaf aşamasında ise çocuklardan ...`ya şiddet uyguladığına ilişkin 24.11.2019 tarihli rapor sunmuştur. Mahkemece davalı erkeğin ileri sürdüğü annenin çocuklara karşı fiziksel şiddet uyguladığına yönelik iddiasına ilişkin dosyaya sunduğu raporlar varsa buna ilişkin ceza dosyaları getirtilip, gerekirse tekrar sosyal inceleme raporu alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek, gerçekleşecek sonucuna göre çocukların velâyetleri konusuna karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının velâyetler yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.Yukarıda 3 numaralı paragrafta belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının velâyetler yönünden BOZULMASINA,
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.