"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilerek esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadına hakaret ettiğini, kazancından dolayı eşini aşağıladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, maaşını alıp parasız bıraktığını, sefere gittiğinde eşi ve çocukları ile iletişimi kestiğini, 3-4 ay çalışıp 8-9 ay çalışmadığını, borçlarını kadına ödettiğini, ihtiyaçları karşılamadığını, çocuğun kendisinden olmadığını söylediğini, en son olayda fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ... için aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak, ... için aylık 2.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaların ocak ayında %20 arttırılmasına, kadın lehine 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl dava dilekçesi davalı- davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı- davacı süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı- davacı vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının kıskanç olduğunu, eşinin sefere çıkıp çalışmasına engel olduğunu, aşağıladığını, ev işlerini yapmadığını, çocuklarla ilgilenmediğini, işyerinden belge almadığı için pasaport alamadığını ve sefere gidemediğini, maaşını aldığını ancak borçlarını ödemediğini, çocukları erkeğe karşı kışkırttığını, hakaret edip erkek ve ailesi hakkında dedikodu yaptığını, ailesine hakaret ettiğini, evde erkeğe yaşam alanı bırakmadığını, eşyalarının kolilerde olduğunu, iki yıldır cinsel yaşamın olmadığını, eşi seferden eve geleceğinde çocukları görmemesi için tatile çıktığını veya yatılı misafir çağırdığını, çocuklara aldığı hediyeleri onlardan alıp kullandığını, çocukların okumalarını, spor yapmalarını, hobi edinmelerini desteklemediğini, çocukları bayramda ailesine götürmediğini, erkeği ailesinden kıskandığını, ailesiyle görüşmesini istemediğini, pedofili olduğuna dair iftiralar attığını iddia ederek; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 1.000.000,00 TL manevî, 200.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek eşin birlik görevlerini yerine getirmediği, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği; kadın eşin de eşine iyi davranmadığı, küçük düşürücü sözler söylediği, yeterli sevgi ve saygı göstermediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği; erkek eşin kusurlarının kadın eşe nazaran ağır olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için ara karar ile hükmedilen tedbir nafakalarının devamına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadın eşin yoksulluk nafakası talebinin reddine, 30.000,00 TL maddî, 35.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda; erkeğin üzerine atılı kusurların gerçekleşmediğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, tanık olan ortak çocukla baba arasında husumet olduğundan beyanına itibar edilemeyeceğini belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, reddedilen tazminat talepleri ve iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; davalı-davacının davasındaki boşanma hükmü yönünden istinafa başvurulmadığından boşanma hükmünün kesinleştiği, ortak çocuk ...'in ergin olduğu tarih itibariyle iştirak nafakasının sona erdiği, ilk derece mahkemesince davalı-davacıya kusur olarak yüklenen birlik görevlerini yerine getirmeme dışındaki kusurlu davranışların gerçekleştiği, erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, davacı-davalının davasının kabulü ile boşanmanın ferîlerine dair hükmün yerinde olduğu gerekçesiyle kusur yönünden gerekçenin düzeltilmesine ve sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı vekili temyiz başvurusunda; erkek üzerine atılı kusurların gerçekleşmediğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, tanık olan ortak çocukla erkek arasında husumet olduğundan beyanına itibar edilemeyeceğini belirterek; davacı-davalının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, iştirak nafakasının miktarı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık karşılıklı boşanma davasında, davalı-davacının davasındaki boşanma hükmü kesinleşmekle, davacı-davalının boşanma davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin tazminat talebinin reddinin doğru olup olmadığı, iştirak nafakasının miktarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle dosya kapsamı ve tüm tanık beyanları ile öngörülen mevcut kusur durumunun sabit olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.