Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9422 E. 2023/6245 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadının, boşanma davası devam ederken, babasından miras payı karşılığı aldığını iddia ettiği paranın, davalı eşi tarafından kullanıldığını ileri sürerek açtığı tazminat davasının reddine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddinin temyizi.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve usul hükümleri birlikte değerlendirilerek, davacı kadının miras payı karşılığı aldığı paranın davalı eş tarafından kullanıldığının banka kayıtları ile sabit olması ve davalı tarafından aksini ispatlayan bir delil sunulmaması gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2477 E., 2022/1992 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

SAYISI : 2021/29 E., 2021/135 K.

Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili vekili tarafından duruşma istemli temyiz edildiği, davalı vekili tarafından sunulan 19.06.2023 tarihli dilekçeyle duruşma talebinden vazgeçtikleri beyan edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; tarafların 2011 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, sürekli alkol kullandığını, agresif olduğunu, kumar oynadığını, fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, kadının, babasının sağlığında çocukları arasında miras taksimi yaptığını, abisi adına kayıtlı olan fakat babasından miras yolu ile kendilerine intikal eden taşınmazın 16.11.2016 tarihinde satıldığını, kadının abisi tarafından aynı gün bu taşınmazın satışından elde edilen ve kadının miras payı olan 265.665,00 TL'nin kadının hesabına gönderildiğini, tarafların evlendikleri günden beri birikimlerinin erkeğe ait hesapta toplandığını, bu sebeple kadının miras payı olan bu paranın da davalı erkeğin hesabına gönderildiğini, bu hususun banka kayıtları ile anlaşılacağını, bu paranın kadının kişisel malı olduğunu, davalı erkeğin kumar alışkanlığı olduğunu ve bu paranın da davalı erkek tarafından kumarda kaybedildiğini iddia ederek davanın kabulü ile davalı erkeğin uhdesinde kalan, davacının ailesinden miras yolu ile intikal eden kişisel malına verilen zararın karşılanması amacıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL maddî tazminatın yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan 24.03.2021 havale tarihli dilekçeyle; sunulan bilirkişi raporu uyarınca dava konusu miktarın 259.000,00 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmişlerdir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin, zaman zaman küçük meblağlarda bahis oyunları oynadığını, ancak dava dilekçesinde belirtildiği gibi kumar alışkanlığı olmadığını, davacı kadının babasının hayatta olduğunu, miras yolu ile intikal eden bir paranın olmadığını, ölüme bağlı herhangi bir tasarruf bulunmadığını, dava konusu edilen paranın taşınmaz satımı ile elde edildiğini, ancak bu taşınmazın taraflar evlendiğinde yapım aşamasında olduğunu ve tarafların gönderdiği paralar ile tamamlandığını, kadına ait kişisel bir malın bulunmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.Çorlu 1. Aile Mahkemesinin 19.02.2019 tarih ve 2018/556 Esas, 2019/75 Karar sayılı kararı ile işbu dava konusu uyuşmazlık ile ilgili yargılama yapmakla görevli ve yetkili mahkemenin asliye mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.01.2020 tarih ve 2019/113 Esas, 2020/3 Karar sayılı kararı ile işbu davanın aile hukukundan kaynaklandığını ve yargılama yapmakla görevli ve yetkili mahkememin aile mahkemesi olduğundan bahisle karşı görevsizlik kararı verilmiş olup İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesinin 04.12.2020 tarih ve 2020/1120 Esas, 2020/2235 Karar sayılı kararı ile dava konusu uyuşmazlığı Borçlar Kanunu'ndan kaynaklandığı, aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmadığı, taleple ilgili yargılama yapmakla görevli ve yetkili mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu belirtilerek; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 21 inci ve 22 inci maddeleri hükmü uyarınca Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kişisel mal niteliğinde olan bedelin iadesi talepli maddî tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı kadın tarafından; kendi miras hissesine karşılık babası tarafından ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin kadın tarafından erkeğe gönderildiğinin iddia edildiği, davacının kişisel malı olduğu iddia edilen paranın, davacı kadının kardeşi tarafından banka havalesi ile gönderildiği, bu paranın kaynağının ise davacı kadının babasına ait olan villalardan birinin satım bedeli olduğu, kadının babasının sağlığında mallarını çocukları arasında paylaştırdığı ve bedellerinin davacı kadına ve davacı kadının kardeşine verildiği, banka kayıtlarının incelenmesinde, davacı kadının kardeşi tarafından gönderilen 265.665,00 TL paranın 259.000,00 TL'sinin davacı kadın tarafından davalı erkek adına olan banka hesabına gönderildiği, davacı kadının kişisel malı niteliğinde olan bu paranın kadına iadesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren, 249.000,00 TL alacağın ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, yetki ve husumete ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığı, olumlu olumsuz bir karar verilmediği, eksik inceleme ile karar verildiği, davacı kadının babasının hayatta olduğu ve ölüme bağlı bir tasarrufla kadına intikal eden bir paranın olmadığı, banka kayıtlarında geçen taşınmazın taraflar evlendiğinde yapılmaya başlandığı, davacı ve davalının da maddî katkı sağladığı, miras payı olan kişisel malın söz konusu olmadığı, kardeşi tarafından kadına gönderilen paranın kadının kişisel malı olmadığı, bilirkişi raporuna itirazların İlk Derece Mahkemesi tarafından dikkate alınmadığı, geçerli mazeretleri olmasına rağmen mazeretin kabul edilmediği, sözlü yargılama için süre verilmeden karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın vekilinin hazır bulunduğu, davalı erkek vekilinin ise mazeret bildirdiği 03.06.2021 tarihli celsede;"...1- Davalı ... vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gün ve saatinin UYAP sistemin üzerinden öğrenilmesine, 2-Bir sonraki duruşmaya geçerli bir mazereti olmaksızın gelmemeleri veya taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve tahkikatın sona ermesi halinde bu duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçileceğinin, sözlü yargılama için duruşmanın ertelenmesi halinde taraflara ayrıca davetiye gönderilmeyeceğinin ve HMK 150 madde hükmü saklı kalmak kaydıyla yokluklarında hüküm verileceğinin taraflara ihtarına ( hazır olan taraflara ihtar edildi ) ( hazır olmayan taraflara ihtarat içeren tebligat gönderilmesine..." şeklinde karar tesis edildiği, 03.06.2021 tarihli duruşma tutanağı 08.06.2021 tarihinde davalı erkek vekili Av. ...'a usulen tebliğ edildiği, 22.06.2021 tarihli duruşmada ise davalı erkek vekilinin yeniden mazeret bildirdiği ve duruşmanın ertelenmesini talep ettiği, dosyanın karar aşamasında olduğu, davacı kadın vekilinin de dosyasının geldiği aşama itibariyle mazeretin dikkate alınmamasını talep ettiği gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince mazeretin reddi ile tahkikatın bitirilip sözlü yargılamaya geçilmesi ve hükmün açıklanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu talep, davacı tarafından davalı aleyhine Çorlu 1. Aile Mahkemesi'nde açılan boşanma davası sırasında katılma alacağı olarak ileri sürülmüş ise de, Aile Mahkemesince "...söz konusu alacağın kişisel malın tazmi- ni.."ne ilişkin olduğu değerlendirildiği ve tefrik kararı verilerek dosyanın Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği, akabinde Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesince de, "...dava konusu talebin eşe ait kişisel malın iadesi ve görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, olumsuz görev uyuşmazlığı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nce yapılan inceleme sonucu; "...somut olayda davacının babası tarafından miras payına karşılık olarak verilen parayı davalı eşinin hesabına gönderdiği iddiasıyla açılan davada Asliye Hukuk Mahkeme- si'nin görevli olduğu..." gerekçesiyle Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yarı yeri olarak belirlendiği, dosyanın incelenmesinde, davacının ağabeyi ... tarafından 16.12.2016 tarihinde ...'ya "... ... 1 parsel 38 BB Satış Bedeli ve 37 BB Feragat..." açıklaması ile 265.665,00 TL tutarında para gönderildiği, bundan sonra davacının davalı hesabına toplam 12 ayrı EFT işlemi ile 259.000,00 TL tutarında para gönderdiği, dava konusunun ise davacı tarafından davalıya gönderilen 259.000,00 TL tutarındaki para olduğu ve davacı kadının aktif husumet ehliyeti olduğu, davalı erkek vekili tarafından aile mahkemesi ve asliye hukuk mahkemesindeki yargılamaya dair safahatlarda yetki itirazında bulunmadığı, 6100 sayılı Kanun'un 357 inci maddesi gereğince istinaf aşamasında ileri sürülen yetki itirazının dinlenme imkanı bulunmadığı, kaldı ki, yasal süre içinde yetki itirazında bulunulduğu kabul edilse bile; dava konusu alacak bir miktar para borcuna ilişkin olduğu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 89 uncu maddesi gereğince davacının ikametgahının bulunduğu yerdeki Çorlu Mahkemelerinin yetkili olduğu, uyuşmazlık konusunun, karı-koca arasındaki para transferine ilişkin olduğu ve 6100 sayılı Kanun'un 203 üncü maddesi gereğince tanık deliline başvurulmasının mümkün olduğu, dava konusu para transferine konu taşınmazın davacı ve davalının evlilik birliği içinde, ortak aile bütçelerinden yapılan katkılarla inşa olunduğu yönündeki savunmanın ispatına yarar delil sunulmadığı, dava konusu taşınmazın miras payı karşılığı olmadığı yönündeki savunmaya gelince ise dava konusu paranın, davacının babasının iradesi ve isteği dahilinde, miras payına karşılık davacıya gönderildiği, bunun için mutlak surette miras bırakanın vefatının şart olmadığı, sağlararası kazandırmaların da yapılabileceği, davalı vekilinin bilirkişi raporuna itirazları yönünden yapılan incelemede ise İlk Derece Mahkemesi tarafından para transferlerine ilişkin banka kayıtlarının celp edildiği, mali bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu davacının abisi tarafından miras taksimi gereğince davacıya gönderilen 265.665,00 TL'lik paranın 259.000,00 TL'lık kısmını davalının hesabına aktarıldığının tespit edildiği, raporun dosya içeriğine ve yargısal denetime uygun olduğu, davacı tarafça dava dilekçesinde 10.000,00 TL ile sınırlandırılan alacak talebinin ıslah dilekçesiyle 259.000,00 TL'ye çıkarıldığı ve harcının da ikmal edildiği, yapılan açıklamalar kapsamında davalı erkek vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı belirtilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler dikkate alınarak hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; karı koca arasındaki para transferine ilişkin tazminat istemine ilişkin olup uyuşmazlık, yetki ve husumet itirazlarının yerine olup olmadığı, davalı vekilinin mazeretinin reddine karar verilmesinin isabetli olup olmadığı, hukuki dinlenilme hakkına aykırı davranılıp davranılmadığı, eksik inceleme ile karar verilip verilmediği ve davanın ispatı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 5 inci ve devamı maddeleri, 21 inci, 22 nci, 27 nci maddesi, 114 üncü ve 115 inci maddesi, 186 ncı, 190 ıncı maddesi, 357 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 6 ncı maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 89 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...