"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/31 E., 2022/8 K.
DAVA TARİHİ : 11.03.2015
KARAR : Davanın kabulü
Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 20.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davacı ... ve vekili gelmedi. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle 17 adet 26 gramlık bilezik, 1 adet kelepçe bilezik, 1 adet Trabzon setinin müvekkiline aynen iadesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.03.2015 tarihli ve 2015/36 Esas, 2015/43 Karar tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.04.2016 tarihli kararı ile; davacı tanık beyanına göre ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığı ispatlandığı ,davalı tarafın ziynet eşyalarının iade edildiğini ispat edememediği, bu durumda, mahkemece; davacı kadına ait ziynet eşyalarının miktar ve değeri belirlendikten sonra taleple bağlı kalınmak koşulu ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine ilişkin hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Mahkemece verilen 14.12.2016 tarihli 2016/83 Esas, 2016/125 karar sayılı kararı ile davanın kabulü ile 17 adet her biri 26 gr 22 ayar bilezik ( taleple bağlı kalınarak 39,338.00 TL ) , 1 adet 14 ayar (15 gr ) kelepçe ( taleple bağlı kalınarak 1.275.00 TL) ve 1 adet 22 ayar (75 gr ) Trabzon set'in ( taleple bağlı kalınarak 7.125.00 TL) aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 47.738.00 TL ziynet alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
2.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 23.10.2017 tarihli ve 2017/10998 esas, 2017/14431 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
3.Onama ilamına karşı davalı vekili tarafından yapılan karar düzeltme isteminin kısmen kabul edilerek, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08.10.2018 tarihli, 2018/556 esas, 2018/9664 karar sayılı ilamı ile "...davacı boşanmadan tefrik edilen eldeki ziynet eşyalarının iadesi davasında 15.10.2014 tarihli dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının davalıdan alınarak kendisine verilmesini istemiş,26.11.2014 havale tarihli dilekçesi ile de bu ziynet eşyalarının değerini 40.000 TL olarak belirlemiştir.Mahkemece ,Dairemizin 11.04.2016 tarihli bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sürecinde ziynet bilirkişisinden 20.10.2016 tarihli bilirkişi raporu alınmış,davacı da 31.10.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 47.738,00 TL’ye yükseltmiştir.Mahkemece yukarıdaki yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alındığında,bozma sonrası ıslah yapılamayacağından davacının ziynet eşyalarının değeri konusunda davacının 40.000 TL’lik talebi ile bağlı kalınmak suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,bozma sonrası davacı tarafça yapılan ıslah gözetilerek yanılgılı değerlendirme ile 47.738.00 TL’nin hüküm altına alınması doğru görülmemiştir. Davacı 15.10.2014 tarihli dilekçesinde davaya konu edilen ziynet eşyalarının davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep etmiş,aynen iade olmaz ise bedel talebinde bulunmamıştır.Bu durumda ise,mahkemece davacının talebini aşar şekilde aynen iade, olmaz ise bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının bu gerekçeler ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı Dairemizce bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından; Dairemizin 14.12.2016 günlü ve 2016/83 E. 2016/125 K. sayılı onama ilamı kaldırılarak mahkeme kararı bozulmalıdır." gerekçesi ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
4. Mahkemenin 27.02.2019 tarihli, 2018/176 esas, 2019/20 karar sayılı ilamı ile davacının davasının kabulü ile taleple bağlı kalınarak, 26 gramlık 17 adet bileziğin, 1 adet kelepçe bileziğin, 1 adet Trabzon setinin aynen iadesine karar verilmiştir.
C. Üçüncü Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemizin 15.09.2020 tarih, 2020/882 Esas, 2020/3742 Karar sayılı kararı ile; gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alman eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerektiği, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacının davasının kabulü ile taleple bağlı kalınarak, 17 adet her biri 26 gram olan 22 ayar altın bileziğin, 1 adet 14 ayar 15 gram kelepçe altın bileziğin, 1 adet 22 ayar 75 gram altın Trabzon setinin davalıdan alınarak davacıya aynen iadesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının ziynet alacağı davasının kabulünün doğru olup olmadığı, bozma ilamına uygun hüküm kurulup kurulmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 1 ıncı, 2 nci, 6 ncı, 220 nci 222 nci 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
20.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.