"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2019/1006 E., 2022/1160 K.
DAVA TARİHİ : 21.12.2017
KARAR : Başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/1021 E., 2019/159 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların tartışmaları nedeniyle ayrı yaşamaya başladıklarını, baba evinde yaşamaya başlayan müvekkilinin eşine ve çocuklarına ev kiraladığını, davalının müvekkili adına kayıtlı aracın yarı bedelinin ödenmesi halinde boşanmayı kabul ettiğini, müvekkilinin aracı satmayıp kredi çekerek parayı eşine ödediğini ancak daha önce açılan boşanma davasının duruşmasında anlaşmalı boşanmayı kabul etmediğini, parayı da geri vermediğini, parayı vereceğinden bahisle eşini eve çağırıp tuzak kurduğunu belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesine, müvekkili yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin boşanmayı kabul ettiğini, davacının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ettiğini, davacının başka biri ile ilişkisinin olduğunu belirterek boşanmalarına, velâyetin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına 650,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 2017 yılı Haziran ayından itibaren ayrı yaşadıkları, bu tarihte davalı kadının ve çocuklarının, davacı erkek ve diğer aile bireylerinin isteği ile evden ayrılmalarının istendiği, bu haliyle davalı ve çocukları ayrı eve yerleştiği, bir süre kiranın davacı tarafından karşılandığı, bu haliyle müşterek evden davalı ve çocuklarının terke zorlandığı yine öncesinde davacının ailevi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediği, gelirini annesine verdiği, bu nedenle taraflar arasında tartışma çıktığı, bu tartışma sırasında her iki tarafın da sözlü şiddet kapsamında birbirlerine küfür ve kötü sözler söyledikleri, taraflar ayrıldıktan sonra anlaşmalı olarak boşanmak için dava açıldığı, ancak bunun gerçekleşmediği, anlaşmalı boşanmanın sağlanması açısından davacının davalıya 23.000,00 TL para verdiği, ancak davalının anlaşmalı boşanmadan vazgeçtiği gibi, bu parayı da iade etmediği, bu haliyle ekonomik yönden güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ancak davacı tarafından bu paranın tehdit suretiyle geri ödenmesinin istendiği, bu haliyle de davacının şiddet uyguladığı, taraflar arasındaki evlilik birlğinin temelinden sarsıldığı ortak hayatın çekilmez hal aldığı, ağır kusurlu tarafın davacı taraf olduğu, tarafların tekrar bir araya gelmelerinin mümküm olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî, 5.000,00 TL manevî tazminata, davacının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; müvekkilinin boşanmak istemediğini, davacı tarafından iradesinin sakatlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına kusur atfedilmeksizin davacı erkek ağır kusurlu kabul edilerek boşanma davasının kabulüne karar verilmiş ise de usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen vakıalar esas alınarak boşanmaya karar verilemeyeceği, tanık beyanlarında geçtiğinden bahisle dayanılmayan bir vakıanın taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, usulüne uygun şekilde ispat edilemeyen tam kusurlu olan erkeğin davasının reddine hükmedilmesi gerekirken boşanmaya karar verilmesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile kararın tümden kaldırılmasına, davanın reddine, dava açılmakla ayrı yaşama hakkı bulunan kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ve ortak çocuk Emre'nin ergin olduğu tarihe kadar aylık 650,00 TL tedbir nafakası verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde; davalı kadının istinaf dilekçesinin gerekli şartları taşıyıp taşımadığının belirlenmediğini, davalının istinaf dilekçesinde iradesinin sakatlandığını ve boşanmak istemediğini beyanla İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istediğini, davalının istinaf dilekçesinde başka talep ve gerekçe belirtmediği halde Bölge Adliye Mahkemesince irade sakatlığı hususu araştırılmadan dosyanın esasına girilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin istinaf sebepleri ile sınırlı olarak usul ve kanuna uygun yapılıp yapılmadığı, davanın kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmiş, karara karşı davalı kadın, iradesinin sakatlandığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve çekişmeli olarak belirlenmeyen vakıalar esas alınarak boşanmaya karar verilemeyeceği, tanık beyanlarında geçtiğinden bahisle dayanılmayan bir vakıanın taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, usulüne uygun şekilde ispat edilemeyen davanın reddine hükmedilmesi gerekirken boşanmaya karar verilmesinin yerinde görülmediği gerekçesiyle davalı kadının istinaf talebinin kabulü ile kararın tümden kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesinde istinaf incelemesinin, kamu düzenine aykırılık görülen haller dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı düzenlenmiştir. Somut olay ve dosya kapsamına göre; davalı kadın vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi incelendiğinde, istinaf sebebi olarak davalı kadının, mahkeme yönünden bağlayıcılığı olmadığı gibi hukuki sonuç doğurmayacak olan boşanmayı kabule yönelik iradesinin fesada uğratıldığı yönündeki beyanı dışında bir istinaf sebebi bulunmamaktadır. İlk Derece Mahkemesince davalı kadına, erkeğe küfür ve kötü sözler söylediği, aldığı parayı iade etmediğinden ekonomik yönden güven sarsıcı davranışta bulunduğu kusurları yüklenmiş ve davalı kadın tarafından her ne kadar istinaf kanun yoluna başvurulmuş ise de, istinaf dilekçesinde kendisine kusur olarak yüklenen vakıalara davacı tarafça usulüne uygun olarak dayanılmadığı yönünde bir itirazda bulunmamıştır. Bu itibarla, 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesinde öngörüldüğü üzere, kadına kusur olarak yüklenen vakıalara, süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak dayanılmamasında kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığına göre Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması gerekirken, davalı kadın tarafından kendisine kusur olarak yüklenen vakıaya dava dilekçesinde dayanılmadığının açıkça istinaf sebebi olarak ileri sürülmediği halde Bölge Adliye Mahkemesince somut olayda olduğu gibi bu sınırın aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve istinaf sebepleriyle bağlı olarak istinaf incelemesi yapılması ve sonucu uyarınca karar verilmesi yönünde hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden istinaf incelemesi yapılacağından davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.