Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9753 E. 2023/445 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin ölümle sona ermesi nedeniyle boşanma davası konusuz kalmış ise de mirasçıların kusur belirlemesine yönelik davaya devam etmeleri nedeniyle sağ kalan eşin, boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı ve ölen eşe mirasçı olup olamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, kusur tespiti yapılırken ayrıca mirasçılık hakkının ortadan kalktığına dair hüküm kurulmasının hatalı olduğu, sadece kusur tespiti ile yetinilmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1036 E., 2022/1236 K.

DAVA TARİHİ : 17.09.2019-02.12.2019

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/533 E., 2022/69 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, asıl ve karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, sağ kalan davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ve ölen davacı-karşı davalı erkeğe yasal mirasçı olamayacağının tespitine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı vekili dava, davaya cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçelerinde; davalı- karşı davacının aile birliğinin üzerine yüklemiş olduğu görevlerini yerine getirmediğini, müvekkilini başka erkekler ile aldattığını, birliğin devamının imkansız hal aldığını, davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, evden ayrılmasını davalı-karşı davacının istediğini, müvekkilinin emekli olduğunu ve davalı-karşı davacının parasına ihtiyacı olmadığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Yargılama aşamasında davacı-karşı davalının vefaat etmesi üzerine, yasal mirasçıları 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince davaya devam etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı vekili asıl davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacı-karşı davalının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, müvekkilinin evlilik ilk gününden itibaren aile birliğinin üzerine yüklemiş olduğu tüm görevleri yerine getirmesine rağmen davacı-karşı davalı kocanın müvekkilini yalnız bırakarak hastalığını bahane edip Tekirdağ'a gittiğini, kiraları ödemediğini müvekkilinin maddî manevî yönden mağdur edildiğini, asıl sadakat yükümlülüğünü ihlal eden kişinin karşı davalı koca olduğunu, müvekkilini aldattığını, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, müvekkilinin eşinin hastalığında eşinin yanında olduğunu ve ona desteğini esirgemediğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını beyanla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı vekili asıl davaya cevaba cevap ve karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; davacı-karşı davalının iddialarını kabul etmediklerini, cevap ve karşı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3.Davalı-karşı davacı vekili, 10.02.2022 tarihli celsede açtıkları karşı davadan feragat etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacı kadının otel konaklama kayıtlarına göre 18.06.2016 tarihinde Melis otelde 205 nolu odada, 10.02.2017 tarihinde Senatör otelde 503 nolu odada, 22.12.2016 tarihinde Aksu otelde 309 nolu odada ve 18.01.2017 tarihinde Atlantis otelde 311 nolu odada eşi dışında başka erkeklerle kalarak birden fazla sadakat yükümlülüğünü ihlal eden davranışlarda bulunduğu, davalı-karşı davacı kadın vekilince evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşı davasında yönünden davalı tanıklarının anlatımlarının 2009 yılı ve öncesine ait çok eski olaylara ilişkin olduğu, bu olaylar nedeniyle davacı-karşı davalı erkeğe kusur yüklenemeyeceği, davacı-karşı davalı kocanın kusurunun ispatlanamadığı, davalı-karşı davacı kadının sadakat yükümlülüğünü ihlal eden tam kusurlu davranışları sonucu evlilik birliğinin devamına imkan kalmayacak derecede temelinden sarsıldığı, yargılama sırasında 09.09.2020 tarihinde davacı eş Nurettin'in öldüğü, davaya 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca mirasçıları Umut ve ...' nin devam ettiği, evliliğin ölümle sona ermesi nedeniyle her iki davanın da konusuz kaldığı, davalı-karşı davacı kadın vekilince karşı davadan feragat edilmiş ise de, davacı-karşı davalı erkeğin ölümünden sonra davalı-karşı davacı kadının feragatinin hukuki sonuç doğurmayacağı gerekçesi ile konusuz kalan asıl ve karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, sağ kalan davalı-karşı davacı kadının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ve ölen davacı-karşı davalı erkeğe yasal mirasçı olamayacağının tespitine, davacı-karşı davalı vekilinin manevî tazminat talebi ile davalı-karşı davacı vekilinin tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili, delillerinin toplanılmadığını, müvekkilinin kimliğinin çalındığını, otel kayıtlarının müvekkiliyle ilgisi olmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu belirterek usul ve kanuna aykırı kararın kaldırılarak, asıl davanın reddine, müvekkilinin kusursuz olduğunun tespiti ile yasal mirasçılık hakkının devamına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflarca dayanılan deliller toplanılarak neticesi uyarınca hüküm tesis edildiğinden davalı-karşı davacının delillerinin toplanılmadığına yönelik itirazlarının yerinde görülmediği, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu kabul edilerek erkeğin ölümü nedeniyle konusuz kalan karşılıklı boşanma davaları ile fer'ileri hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde usul ve esas açısında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili, delillerinin toplanılmadığını, müvekkilinin kimliğinin çalındığını, otel kayıtlarının müvekkiliyle ilgisi olmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ile ölen eşe yasal mirasçı olamayacağının tespiti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma davasında, davacı-karşı davalı erkeğin ölümü nedeniyle boşanma davası konusuz kalmış ise de mirasçıların kusur tespitine yönelik davaya devam etmeleri nedeniyle sağ kalan davalı-karşı davacı kadın eşin boşanmayı gerektirir nitelikte kusurlu davranışının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 181 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 307 nci maddesi, 309 uncu ilâ 312 nci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı vekilinin aşağıdaki parağrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Yargılama aşamasında davacı-karşı davalı erkeğin 09.09.2020 tarihinde öldüğü, mirasçıların 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince davaya devam ettiği, davalı-karşı davacı kadın vekilinin 10.02.2022 tarihli celsede açtıkları karşı davadan feragat ettiği, mahkemece yargılama sonunda, "konusuz kalan asıl dava ve karşı dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, sağ kalan davalı-karşı davacı eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olduğunun ve ölen davacı-karşı davalı eşe yasal mirasçı olamayacağının tespitine" karar verildiği anlaşılmakla, Mahkemece kurulan hükümde kusur tespiti ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca " ölen davacı-karşı davalı eşe yasal mirasçı olamayacağının tespitine" karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı-karşı davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan "ve ölen davacı-karşı davalı eşe yasal mirasçı olamayacağının" ibaresinin çıkartılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

İstek hâlinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.