"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/989 E., 2022/1095 K.
DAVA TARİHİ : 26.09.2019-30.01.2020
HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/649 E., 2021/171 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin ek iş yaptığından bahisle eve geç saatlerde geldiğini ancak nerede çalıştığı hakkında bilgi vermediğini, evin zorunlu giderlerine maddî katkıda bulunmadığını, evde olduğu zamanlarda sürekli telefonu ile meşgul olduğunu, eşine ilgi göstermeyip ihmal ettiğini, kadının uyarılarını dikkate almayıp sinkaflı küfürler ve hakaretler ettiğini, Ankara'ya tayin olmaları konusunda evliliğin başından beri baskı uyguladığını, bu hususta tartışma çıkarıp onur kırıcı sözler söylediğini, kadını hamileliği sırasında yalnız bıraktığını, doğum sırasında da eşini hasta halde bırakıp gittiğini, hakaret ve küçük düşürücü eylemlerine devam ederek çocuk ile de ilgilenmediğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kadının ailesine saygısız davrandığını, sürekli eleştirdiğini, beğenmediğini, aşağıladığını belirterek tarafların evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, kadının eşi ile ilgilenmediğini, çocuğun doğumundan sonra aile konutlarına erkeğin rızası dışında ailesini yerleştirerek eşini ailesi ile yaşamaya zorladığını, fikirlerini önemsemediğini, erkeğin ailesini eve kabul etmediğini, kayınvalidesini evden ve hastaneden kovduğunu, özel hayatlarının kalmadığını, çocuğunu sevmesine dahi izin verilmediğini, ailesi ile çıkardıkları huzursuzluklar sonucu erkeği evden kovduklarını, tehdit ve hakaretler ettiklerini, ailesinin evliliğe olumsuz müdahalelerine izin verdiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, velâyetin babaya verilmesine, müvekkili yararına 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlilik birliğinin kendilerine yüklediği sorumlukları gereği gibi yerine getirmedikleri, erkeğin eşinin ailesi ile kavga ettiği, kadına şiddet uyguladığı, kadının ise erkeğin ailesini istemediği, boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ayrı yaşanılan süreçte çocuğun anne yanında olduğu gelişiminin sağlıklı bir ortamda sağlanması gerekliliğin karşısında velâyetin anneye verilmesinin yüksek menfaatine uygun olacağı belirtilerek velâyetin anneye bırakılmasına, çocukla baba arasında yatılı kişisel ilişki tesisine , çocuk yararına dava tarihinden itibaren 19.06.2020 tarihine kadar aylık 400,00 TL, 19.06.2020 tarihinden karar tarihine kadar aylık 550,00 TL, karar tarihinden itibaren tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebi ile tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, yatılı kişisel ilişki, iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki süreleri, iştirak nafakası miktarı, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurlar yanında erkeğin kadına hakaret ve küfürler ettiği, kadının da çocuğun doğumundan sonra ailesinin ortak konutta kalmaya başlamaları nedeniyle oluşan sorunlara çözüm üretmeyerek ailesinin müdahalelerine izin verdiği kusurlarının kanıtlandığı gerekçesiyle taraflara kusur olarak yüklenmesi gerektiğine, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğuna, tarafların kusura ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, boşanma davası açılması ile ayrı yaşama hakkına sahip kadın yararına bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmemesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulüyle kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadın lehine 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin kararda isabetsizlik bulunmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerinde olduğu, kişisel ilişki şekli ve süreleri, aradan geçen sürede büyüyen çocuğun yararına uygun olduğundan bahisle esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesi kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, erkeğe yüklenen hakaret vakıasının ispatlanmadığını, müvekkilinin davacı-karşı davalı kadın tarafından evden kovulduğunu ve bu kusurun da kadına yüklenmesi gerektiğini, davacı-karşı davalı kadının ağır kusurlu olduğunu, kadın lehine hükmedilen tazminatların haksız olup müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, ortak çocukla görüşülmeden velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar, velâyet düzenlemesi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, velâyetin anneye verilmesi ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci ve 336 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddeleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.