Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9942 E. 2023/485 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı-karşı davalı erkeğin kadına şiddet uygulaması ve erkeğin annesinin kadına hakaret edip evlilik birliğine müdahalede bulunması nedeniyle davacı-karşı davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu, bu husus gözetilmeden yapılan kusur belirlemesi ve buna bağlı olarak reddedilen maddi-manevi tazminat taleplerinin hatalı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde; davalının. vatandaşı olduğunu, görücü usulü evlendiklerini, davalının ailesinin yanına giderken ev eşyalarının bir kısmını ailesine götürdüğünü, davalının kendi ve ev temizliğini yapmadığını, hijyenik olmadığını, ütü ve yemekte yapmadığını, ilişki sonrası gusül abdesti almadığını, davalının misafirlere surat asıp istemediği gibi kendisini akrabalarından kıskandığını, çocuk istemediğini ve ev halini ailesiyle paylaştığını, annesine "Sen şeytansın, sen şerefsizsin" şeklinde sözlerle hakaret ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekesinde; davacı tarafın iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkili kötülemeye çalışıldığını, müvekkile müstakil bir ev sağlanmadığını ve davacının ailesine hizmet ettirildiğini, gücünün üzerinde işlerde çalıştırıldığını, davacının annesi tarafından sürekli psikolojik baskı ve müdahale yapıldığını, davacının güven sarsıcı davranışları olduğunu, alkol kullandığını, davacının psikolojik ve fiziki şiddet uyguladığını, hakaret, kötü muamele ve onur kırıcı davranışta bulunduğunu, sebepsiz evi terke zorladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla, davacının davasının reddi ile karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-karşı davacı kadının evlililik birliğinde temizliğe uymadığı, kadına düşen ev işlerini yapmadığı, misafirlere kötü davrandığı, bu nedenlerle evlilik birliğine yakışmayan davranışları olduğu, kadının rızası olmadan erkek tarafından kendi ailesiyle aynı evde yaşamaya zorlandığı anlaşılmakla, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulüne, asıl ve karşı davada 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davacı-karşı davalı erkekten alınarak davalı-karşı davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talepler ile davalı-karşı davacı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı vekili, boşanma kararı yönünden istinaf başvurusunda bulunmadıklarını, davacı-karşı davalının ağır kusurlu olduğunu ve delillerin takdirinde hata yapıldığını, bağımsız mesken edinilmemesinin tek başına boşanma nedeni olduğunu, müvekkiline atfedilen kusurların gerçekleşmediğini, karşı davanın kabulü ile lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, delillerin takdirinde yanlışlık yapılmadığı, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tarafların boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur tespitine ilişkin yapılan değerlendirmede, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle davalı-karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili; kusurun takdirinde hata yapıldığını, müvekkilinin bağımsız ev yerine davacının ailesi ile birlikte yaşamaya zorlandığını, davacı yönünden ağır kusur oluştuğunu, davacının annesinin evliliğe müdahale ettiğini, davacının bu duruma sessiz kaldığını, davacının şiddet uyguladığını, davacı bu kusurlarının mahkemece dikkate alınmadığını, müvekkiline atfedilen kusurların ise gerçekleşmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Somut uyuşmazlıkta her ne kadar İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı-karşı davalı erkeğin kadına şiddet uyguladığı, erkeğin annesinin kadına hakaret ettiği, evlilik birliğine müdahalede bulunduğu anlaşılmış olup, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin, davalı-davacı kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

4.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur tespiti, maddî ve manevî tazminat yönlerinden BOZULMASINA,

3.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.