"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; kadının aşırı kıskanç olduğunu, birden fazla fiziksel şiddete maruz kaldığını, kadının temizlik takıntısı olduğunu, akıl sağlığı sınırlarını aşan inanışları olduğunu, bu sebeple müvekkilinin hocaya gitmek zorunda kaldığını, sosyal çevresinden ve arkadaşlarından kopartmak için elinden geleni yaptığını, sadakatsizlikle suçladığını, eski sevgilisiyle görüştüğünü iddia ettiğini, bu görüşmelere aracılık ettiğini düşündüğünü, erkeğin arkadaşına facebook üzerinden beddua, tehdit ve hakaret içeren mesajlar yolladığını, camdan atlayacağını söylediği ve üzerine bıçakla yürümeyi alışkanlık haline getirdiğini, her davranışına müdahale ettiğini, beddualarda bulunduğunu, motosikletinin tekerleklerini kestiğini, boşanmak istemediğini, boşanırlarsa kendisini öldüreceğini söylediğini, kardeşinin erkeği tehdit ettiğini, ailesiyle görüşmekten rahatsız olduğunu, aylarca görüşmediğini, akrabalarına ve erkeğe hakaret ettiğini, kendisine paranoyak teşhisi konulduğunu söylediğini, ilaçlarını kullanmadığını, intihara kalkıştığını, ortak çocuğa babaannesinin yanında yediği her şeyi zorla kusturduğunu, kavgacı yapısıyla işten çıkarıldığını belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine, erkek lehine 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin arkadaşı ... adlı şahsın sana iftira atarım Burak senden ayrılır demesi üzerine şahsa ... attığını, müvekkilince davacı- karşı davalının arkadaşı ...'e facebook üzerinden yazılanların doğru olduğunu, müvekkilinin karşı davalı ile aralarında geçen konuşmalar üzerine sen hovardalık yapacaksın bende izleyecek miyim diyerek bıçakla bisikletin ön tekerini patlattığını, karşı davalının alkol bağımlısı olup tedaviyi reddettiğini, ihtiyacı olduğunda müvekkilinin yanında olmadığını, müvekkilinin anneliğine laflar ettiğini, sürekli olarak psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ortak çocukla ilgilenmediğini, müvekkilinin ailesine de saygısız tutumlar sergilediğini, ortak haneye maddî katkısının olmadığını, erkeğin ve ailesinin müvekkiline hakaretler ettiklerini, yatakları ayırdığını, 04.12.2016 tarihinde eşyalarını toplayarak ortak evi terk ettiğini, eve geç geldiğini, bazen gelmediğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk için aylık 250,00 TL iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili 17.06.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile nafaka miktarlarını ıslah ettiğini belirterek çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2020 tarih ve 2016/1014 Esas, 2020/661 Karar sayılı kararı ile kadının kıskanç olduğu, eşinin ailesini istemediği, dava tarihinden kısa bir süre önce eşinin motorunun lastiklerini kestiği, erkeğin de eşinin ailesine yönelik olumsuz tavırlar gösterdiği, sürekli telefonu ile vakit geçirdiği, her iki tarafın da birbirine yönelik şiddet içeren eylemleri bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın için hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, karşı davanın kabulü, velâyet, reddedilen manevî tazminat talepleri yönünden; davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, reddedilen tazminat talepleri, daha önce hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması, yoksulluk nafakası talepleri bakımından hüküm kurulmaması, iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 15.12.2021 tarih ve 2021/173 Esas, 2021/2020 Karar sayılı kararı ile davalı-karşı davacı kadının istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası talepleri bakımından hüküm kurulmamasının hatalı olmasına münhasıran İlk Derece Mahkemesi kararının tefrik edilen ziynet eşyasına ilişkin 7 nolu bendi dışındaki tüm bentlerinin kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadının diğer, davacı-karşı davalı erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin kaldırma sebebine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda işlem yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının kıskanç olduğu, eşinin ailesini istemediği, dava tarihinden kısa bir süre önce eşinin motorunun lastiklerini kestiği, erkeğin de eşinin ailesine yönelik olumsuz tavırlar gösterdiği, sürekli telefonu ile vakit geçirdiği, her iki tarafında birbirine yönelik şiddet içeren eylemleri bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için daha önce aylık 350,00 TL'ye yükseltilen tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL'ye çıkarılmasına, boşanma kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren aynı miktar nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, kadın lehine yargılama sürecinde tedbir nafakasına hükmedilmiş olsa da yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırması ile sgk kaydında somut ve düzenli bir gelir sahibi olduğu anlaşılmakla hükmedilen nafakanın yargılama sürecinde kaldırıldığı böylelikle ara karar kurulduğu tarihe kadar tedbir nafakasının devamı gerektiği ancak ara karar kurulduktan sonra tedbir nafakasının devam etmeyeceği düşünülmüş buna bağlı olarak her ne kadar davalı- karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebi mevcut olsa da tedbir nafakasının dahi kaldırılması söz konusu olup dolayısıyla kadının gelir sahibi olmakla boşanma sonrasında yoksulluğa düşmeyeceği gözetilerek yoksulluk nafakası talebinin de reddine, eşit kusurlu olduklarından tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı erkeğin evlilik birliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların ispatlanamadığını ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması ve hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenilen eşinin motorunun lastiklerini kesmek şeklindeki kusurunun önceye dayalı olup boşanma hükmüne esas alınamayacağı, buna mukabil kadına yüklenilen diğer kusurlarının ise gerçekleştiği, erkeğin ise İlk Derece Mahkemesince kendisine yüklenilen, istinaf başvurusunda bulunmadığından kesinleşen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında alkol alışkanlığının olduğu, evine ve eşine ilgisiz olduğu, ayrılıkla sonuçlanan son olayda eşine fiziksel şiddet uyguladığı gerekçesiyle boşanmaya sebep olan bu olaylarda kadının az, erkeğin ağır kusurlu olduğuna, kadının kusura yönelik istinaf talebinin kabulüyle kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk için takdir edilen tedbir nafakası miktarının ve erkeğe denk düzeyde düzenli ve sürekli geliri bulunan, boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılan kadının yoksuluk nafakası isteğinin reddinin isabetli olduğuna, kadının asgari ücret düzeyinde gelirinin bulunmasının 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi çerçevesinde tedbir nafakası takdirine engel olmayışı nazara alındığında kadın yararına 13.06.2017 tarihli oturumda aylık 300,00 TL olmak üzere takdir edilen tedbir nafakasının sigortalı bir işte çalışmaya başladığı gerekçesiyle 22.06.2020 tarihli ara kararla kaldırılmasının doğru olmadığına, kadın yararına 22.06.2020 tarihinden itibaren başlamak ve boşanma hükmünün kesinleşme tarihine kadar devam etmek üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, tarafların kusur, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı, kişilik haklarına yapılan saldırı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince müvekkiline kusur yüklenmesinin ve müvekkilinin ağır kusurlu kabul edilmesinin hatalı olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılmasında müvekkilinin kusurlu olmadığını, erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu, müvekkilinin çalışmadığını, geliri olmadığını ve yoksulluğa düşeceğini ileri sürerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin isabetli olup olmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulü, kadın lehine tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.