"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak çelişkinin giderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne ve fer'îlerine, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kendisini Almanya ülkesine götüreceğini söylediğini ancak yapmadığını, ailesi ile birlikte yaşamaya mecbur bıraktığını, kendisine köle gibi davranıldığını, taciz mesajları ve tehdit ile psikolojik şiddet uyguladıklarını, köle gibi çalıştırıldığı için düşük yapmak zorunda kaldığını, ziynet eşyalarının erkek tarafında kaldığını, ileri sürerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 334 üncü ve devamı maddeleri gereğince adli yardım talebinin kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, aylık 3.000,00 TL nafakaya, 200.000,00 maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata ve düğünde takılan takıların iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, ailesi ile birlikte kalacağını bilerek evlendiğini, gelirinin bahsedilen kadar olmadığın, elinden geleni yaptığını ancak vizenin kadının hareketleri nedeniyle çıkmadığın, ailesine saygısız davrandığını ve onları tehdit ettiğini ileri sürerek boşanma talebini kabul ettiklerini belirterek, diğer taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İlk Derece Mahkemesi KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2020 tarih ve sayılı 2018/603 Esas ve 2020/465 Karar sayılı kararı ile kadına bağımsız konut temin etmeyen ve yurtdışında bulunduğu süreçte kadına maddî destekte bulunmayan erkeğin tam kusurlu olduğu; davacı dava dilekçesinde herhangi bir vakıa ileri sürmeden ziynetlerin iadesi talep etmiş, cevaba cevap dilekçesinde ise ziynetlerin davalı uhdesinde bulunduğunu beyan etmiştir. Davalı vekili ise cevap dilekçesinde ziynetlerin davacıda olduğunu savunmuştur. 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi gereğince ziynetlerin kadının elinden zorla alındığını ya da iade edilmediğinin ispatı davacı kadına düşeceği, davacı kadın ziynetlerin elinden alındığın ya da geri verilmediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine, davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına 850,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, erkeğin tespit edilen kusurlarının davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğinden bahisle kadının manevî tazminat talebinin reddine, davacı kadın tarafından maddî tazminat istemi nedeniyle ileri sürülen hususların maddî tazminatı gerektirir nitelikte bulunmadığından kadının maddî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1. İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2020 tarih ve sayılı 2018/603 Esas ve 2020/465 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ile ziynet alacağının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 06.01.2021 tarih ve 2020/588 Esas ve 2021/20 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2020 tarihli kararının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ilişkin gerekçesinin kendi içerisinde çelişkili olup 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin ikinci fıkrasına aykırılık teşkil etmesi sebebiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırmasına çelişkinin giderilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın yararına 850,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının maddîve manevî tazminat ile ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakanın miktarı, ziynet alacağı talebinin reddi ile ziynet alacağı talebinin reddi nedeniyle hükmedilen vekalet ücreti yönünden kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenilen vakıaların gerçekleştiği bunun yanı sıra tarafların birbirini tehdit ettiklerinin de anlaşıldığı, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kadının ise az kusurlu olduğunun tespiti ile gerekçenin düzeltilmesine, belirlenen kusurların aynı zamanda kadının kişilik haklarını da ihlal ettiği, maddî ve manevî tazminat şartlarının kadın yönünden oluştuğu, tarafların sosyal ekonomik durumları ve kusurun ağırlık derecesi de gözönüne alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri gereğince hakkaniyete uygun bir tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) üncü alt bendi gereğince kısmen kabulü ile hükmün bu kısmının kaldırılmasına, gerekçenin düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilerek kadın yararına 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, her türlü haktan yoksun bırakılan, ev işlerinde çalıştırılan, bağımsız konutu bulunmayıp, eşinin ailesiyle yaşamaya zorlanan, eşiyle 3 ayı bile geçememiş bir evlilik hayatı olmayan, eşinden duygusal ve ekonomik şiddet gören kadının kusursuz olduğu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, delilleri arasında yer alan tanık beyanlarının gerekçeli kararda yer almadığını, Almanya'ya aldırabilmek için masraflar yapmaya devam ettiğini, dil kurslarına gönderdiğini, 4 defa ... başvurusu yaptığın ancak davacı bir türlü ... alabilmek için gerekli çabayı ve dikkati göstermediği için vizesinin çıkmadığını, bu süreç içerisinde davacının ...'daki baba evinde yaşaması üzerine anlaştıklarını ancak davalıya ait ...'daki evde sürekli huzursuzluklar çıkarttığını, sürekli olarak davalının aile fertleri ile saygı sınırlarının dışında tartışmalara girdiğini hatta onları tehdit ederek sürekli huzursuzluk verdiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakalar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların koşullarının oluşup oluşmadığı, hükmedilen tazminatlar ile nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 344 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanunun hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesinde düzenlenen hakkaniyet kuralları nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî tazminatın miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran Tüba'ya iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.