"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2178 E., 2022/1832 K.
DAVA TARİHİ : 06.12.2021
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malkara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2021/585 E., 2021/1025 K.
Taraflar arasındaki tanıma ve tenfiz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin babası ...'nın sağlık sorunları sebebiyle resmi ve özel kurumlar nezdinde temsil edilebilmesi ve işlerinin yürütülmesi için Noord-Nederland Mahkemesinin 17.11.2020 tarihli kararı ile kayyım olarak atandıklarını, ...'nın eşi ... ve oğlu ... ile birlikte Hollanda'da ikamet ettiklerini ancak ...'nın Türkiye'de de menkul ve gayri menkul mallarının bulunduğunu ve buradaki işlerinin de idare edilmesinin gerektiğini, açıklanan tüm sebeplerden dolayı Noord-Nederland Mahkemesinin 8738243VT VERZ 20-383 numara ve 17.11.2020 tarihli kayyım kararının tanınmasını ve tenfizini talep etmiştir.
II. CEVAP
Dava hasımsız olarak görülmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Türk vatandaşlarına, yabancı bir ülkede kayyım tayin edilmesi durumunda, bu karar ancak verildiği ülkede sonuç doğuracağı, vesayet ve kayyımlığa ilişkin işler kamu düzenini ilgilendirdiğinden bir Türk vatandaşı hakkında yabancı kayyımlık kararının Türkiye'de tanınması veya tenfizi mümkün olmadığı, yabancı kayyımlık kararında gösterilen, kayyımlığı gerektiren sebep, Türk Hukukuna göre de kayyımlığı gerektirir nitelikte ise, yabancı karar, bu yönde Türk Mahkemesinde delil olabileceği bu durumda da kayyım tayini yönünden görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olacağı, kayyımlık kararını verecek olan yine Türk mahkemesi olduğu, kayyımlığa ilişkin kararlar Türk Hukukuna tabi olduğu gerekçesi ile kayyım tayini ile ilgili yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili davanın reddinin doğru olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında esası etkileyen bir usul hatası bulunmadığı, vakıa tespitlerinin tam ve doğru olarak yapıldığı, maddî hukuk normlarının doğru olarak uygulandığı, delillerin değerlendirilmesinde de hatalı bir sonuca varılmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; davanın reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davada tanıma ve tenfiz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ( 4721 sayılı Kanun) 403 üncü, maddesinin üçüncü fıkrası, 426 ncı, 427 nci, 428 inci, 429 uncu, 430 uncu ve 431 inci maddeleri. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun (5718 sayılı Kanun) 5 inci, 54 üncü ve 58 inci maddesi. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 10.02.2012 tarihli 2010/1 Esas, 2012/1 Karar sayılı içtihadı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dava konusu somut olayda Türk vatandaşı olan ve Hollanda 'da yaşayan 1947 doğumlu ...'nın sağlık sorunları sebebiyle resmi ve özel kurumlar nezdinde temsil edilebilmesi ve işlerinin yürütülmesi için Noord-Nederland Mahkemesinin 8738243VT VERZ 20-383 numara ve 17.11.2020 tarihli kayyım kararı ile eşi ... ve oğlu ...'nın kayyım olarak atandıkları, karar içeriğinden, kayyım tayininin Hollanda Medeni Kanunu uyarınca yapıldığı ve kayyım tayin etme nedeninin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 427 inci maddesine de uygun nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
2.Mahkemece Türk vatandaşlarına, yabancı bir ülkede kayyım tayin edilmesi durumunda, bu kararın ancak verildiği ülkede sonuç doğuracağı, vesayet ve kayyımlığa ilişkin işler kamu düzenini ilgilendirdiğinden bir Türk vatandaşı hakkında yabancı kayyımlık kararının Türkiye'de tanınması veya tenfizinin mümkün olmadığı, yabancı kayyımlık kararında gösterilen, kayyımlığı gerektiren sebep, Türk Hukukuna göre de kayyımlığı gerektirir nitelikte ise, yabancı karar, bu yönde Türk Mahkemesinde delil olabileceği bu durumda da kayyım tayini yönünden görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olacağı, kayyımlık kararını verecek olan yine Türk mahkemesi olduğu, kayyımlığa ilişkin kararların Türk Hukukuna tabi olduğu gerekçesi ile kayyım tayini ile ilgili yabancı mahkeme kararının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
3.12.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5718 sayılı Kanun'un yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmasına ilişkin 58 inci maddesi, yabancı mahkeme ilâmının kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebilmesinin yabancı ilâmın tenfiz şartlarını taşıdığının mahkemece tespitine bağlı olduğunu belirtmektedir. 5718 sayılı Kanun'daki hükümlerin amacı dikkate alındığında, yabancı mahkemelere Türk vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin olarak öngörülen kurallara göre, yargılama yapıp karar verme yetkisinin bulunduğu tartışmasızdır. Yabancı mahkemelere açıklanan konularda verilen yetki uyarınca, bunların aldıkları kararların tanınmaması mümkün olmayıp, yabancı mahkemece verilen ilamların tanınmaması Türk vatandaşlarına bir yük getirebilecek ve kendi millî hukukundan istifadesi yabancı hukuka göre daha da zorlaşacaktır. Yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarına, yabancı mahkemece verilen kayyımlık kararının tanınmaması halinde, aynı davayı Türk mahkemelerinde açmaya zorlama, 5718 sayılı Kanun'un amacına aykırı olmaktadır.
4.4721 sayılı Kanun'un 426 ve 428 inci maddeleri arasında düzenlenen kayyımlığa ilişkin hükümlerin gerçekleşip gerçekleşmediği yapılacak yargılama sonucunda belirleneceğinden, bu duruma düşen bir kişinin millî hukukunun uygulama alanı olan ülkesine getirilmek zorunda bırakılması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ıncı maddesinde yer alan adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkını ciddi biçimde engelleyecektir.
5.5718 sayılı Kanun'un 54 üncü maddenin (c) fıkrasında, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması hali tenfiz şartları içinde sayılmıştır. Buna göre, yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi ölçütlere göre uygulandığı değil, yabancı kararın Türkiye’de icra edilmesi halinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekmektedir. Anılan maddede yer alan “Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması” ifadesinden, yabancı mahkeme kararının esasına uygulanan hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenemeyeceği, sadece hükmün tenfizi neticesinde ortaya çıkan hukukî sonuçların kamu düzenine aykırı olması halinde yabancı mahkeme kararının tenfizi isteminin reddedileceği sonucuna varılmalıdır. Kamu düzeni, tarafların uymak zorunda oldukları kamu ve özel hukuktan doğan ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri kuralların bütünü olarak anlaşılmalıdır. Esasa uygulanan hukukun Türk Hukukundan farklı bulunması ya da Türk Hukukunun emredici kurallarına aykırı olması gibi nedenlerle yabancı kararın tenfiz istemi reddedilemez. (YİBGK.nun 10.02.2012 gün ve 2010/1 esas 2012/1 karar sayılı içtihatı)
6.Hollanda Mahkemesi tarafından verilen kayyım tayini kararı; kendisine kayyım atanan kişinin Hollanda'daki hukuki menfaatlerini koruyacağı gibi, bu kararın Türk mahkemeleri tarafından tanınması ile de kısıtlanan kişinin Türkiye'deki menfaatleri de korunacak, Hollanda Mahkemesi tarafından Türk millî hukuku ile çatışmayacak ve hatta aynı paralelde verdiği karar millî hukuka ve münhasır yetki ya da kamu düzenine aykırı olmayacaktır.
7.Açıklanan tüm bu nedenlerle, yabancı mahkemece verilen kayyım tayini kararının tanıma ve tenfizi istemine ilişkin davada, şartları oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçe ile reddi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.