"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin defaten tecavüz ettiğini, ters ilişki teklifinde bulunduğunu, cimri olduğunu, müşterek çocuğun bakım ve giderleri ile dahi ilgilenmediğini, davalının eğitim hayatını engellediğini, ilgisiz olduğunu, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, iftira attığını, müşterek çocuğa da şiddet uyguladığını iddia ederek, davalının pek kötü muamele, onur kırıcı davranış ve şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin müvekkili anneye verilerek 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, 5.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesine, düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen yada bedelinin müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe dava dilekçesi 02.05.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı erkek vekili süresinden sonra 13.11.2017 tarihinde cevap dilekçesi sunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 28.03.2019 tarih ve 2017/54 Esas, 2019/152 Karar
sayılı Kararı ile davacının hayata kast, pek kötü muamele ya da onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, tarafların her ikisinin de boşanmayı istediği, davacı tarafın kusurlu olduğu kanaati ile davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebinin kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk lehine aylık 300,00 TL tedbir, 500,00 TL iştirak nafakasına, davacının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davacının ziynet eşyasına yönelik tazminat talebi yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından, kusur tespiti, nafaka, tazminat ve ziynet yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 15.10.2020 tarih ve 2019/1503 Esas, 2020/1287 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun kabulü ile; her iki tarafın taraf ehliyetine sahip olup olmadığının araştırılması gerektiğinden bahisle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanıkların yalnızca davacının anlattığı kadarıyla duyum üzerine bilgi sahibi olmaları, görgüye dayalı herhangi bir bilgi sahibi olmamaları, davacı tarafından delil olarak dayanılan ceza dosyasında her ne kadar mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; dosyanın incelenmesinde müşteki davacı beyanı ile sanık davalı beyanlarının örtüştüğü ve davalı erkeğin davacı kadından habersiz eve girdiği davacı kadının davalı erkeği görmesi üzerinde evden uzaklaşması için tartışmaya başladıkları saatin geç olması nedeniyle de davalı erkeğin davacı kadının ağzını kapattığı bu eylemin şiddet uygulama kastı ile değil, olayın meydana geldiği saat göz önüne alındığında çevreden seslerinin duyulmaması için olduğu ve boşanma davası kapsamında şiddet olarak kabul edilmediği bu nedenle de davacının şiddet gördüğü iddiasının sabit olmadığı ve davacının boşanma talebine dayanak iddialarını ispatlayamadığının anlaşıldığı ancak sadece davacı yönünden boşanma hariç istinaf edildiği bu durumda davalı açısından usulü kazanılmış hakkın oluştuğu anlaşıldığından boşanma talebinin kabulüne karar verildiği, boşanmada kusursuz ya da daha az kusurlu olduğunu ispatlayamadığından kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacının ziynet alacağına ilişkin talebinin ise; davacının düğünde kendisine takılan ziynet eşyaları ile davalının üzerine kayıtlı olan evi aldıklarını ispatlamakta yetersiz olduğu anlaşıldığından ziynet eşyası talebinin reddine, davacının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yer almayan 15.11.2018 havale tarihli dilekçe ile talep edilen yoksulluk nafakası talebi hakkında davalının açık rızası bulunmadığı ve ıslah da olmadığı gerekçesi ile davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma talebinin kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, müşterek çocuk lehine aylık 300,00 TL tedbir, 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davacının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddî ve manevî tazminat talebi ile ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili; kusur tespiti, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kadının yoksulluk nafakası isteği hakkında verilen karar, kadının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri ile reddedilen ziynet alacağı davası yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; gerek ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/96 Esas 2017/217 Karar sayılı ilamı ve gerekse tarafların beyanlarından eşler arasında 13.03.2017 tarihinde yaşanan olayda, davalı erkeğin eşine ait telefonu almaya ve eşinin ağzını kapatmaya çalıştığı, kadının ağzının kapatılmaya çalışılması eylemi fiziksel şiddet niteliğinde olmasına rağmen mahkemece saatin geç olması nedeniyle davalı erkeğin davacı kadının ağzını kapattığı, bu eylemin şiddet uygulama kastı ile değil, olayın meydana geldiği saat göz önüne alındığında çevreden seslerinin duyulmaması için olduğu yönündeki değerlendirmelerin doğru olmadığı, toplanan tüm delillerle; kadının sair iddiaları ispatlanamamış ise de, eşler arasında yaşanan tartışmada davacı kadının telefonunu almaya ve ağzını kapatmaya çalışan davalı erkeğin tam kusurlu eylemleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, buna göre, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, ziynet eşyası alacağı davasında, dava dilekçesinde, kadına ait 320 gram altın için talepte bulunulduğu, mahkemece davacıdan 320 gram ziynetin cins ve niteliğini açıklaması istendiği, davacı vekili tarafından sunulan 17.09.2021 tarihli dilekçede taleplerinin; 20 adet 20'şer gram 22 ayar ... burması bilezik, 1 adet 30 gram 14 ayar gerdanlık seti, 1 adet 20 gram 14 ayar künye, 30 adet çeyrek altın ile toplam 3.000,00 TL takı parasına ilişkin olduğu belirtilerek tüm bunlar için toplam 68.352,05 TL talep edildiği, mahkemece sadece 320 gram altın yönünden karar verilebilecek olup, sonradan bildirilen diğer ziynetler ile takı parası yönünden karar verilebilmesinin mümkün olmadığı, toplanan delillerle; kadına ait 320 gram ziynetin, davalı erkek tarafından geri vermek üzere alınıp iade edilmediğinin ispatlanamadığı, mahkemece ziynet eşyası alacağı talepli davanın reddine karar verilmesi isabetli ise de, karar gerekçesinde hangi ziynete dair talebin reddedildiğinin açıklanmamış olmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, boşanma davasında verilen karara dair davacının istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile; İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma davasına ilişkin gerekçesinin yukarıda açıklanan şekilde düzeltilmesine, davacının maddî ve manevî tazminat talebine dair bendin kaldırılarak yeniden hüküm tesisine; kadın yararına 5.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline, davacının sair istinaf itirazlarının esastan reddine, ziynet eşyası alacağı talepli davada verilen karara dair davacının istinaf başvurusnun kısmen kabulü ile; gerekçesinin düzeltilmesine, ziynet eşyası alacağı davasında verilen karara dair davacının sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu davranışları değerlendirildiğinde tazminatların miktarının yetersiz olduğunu , ziynet alacağı davasının reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların miktarı, ziynet alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurun şiddet uygulamak amacıyla gerçekleşmediğini, kusur belirlemesinin ve kadın yararına hükmedilen tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte erkeğin kusurunun bulunup bulunmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ziynet alacağı davasının reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 222 nci ve 226 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.