Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10038 E. 2024/5985 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin bozma sebebi oluşturmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1410 E., 2023/1297 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/259 E., 2022/181 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 09.03.2017 tarihinde evlendiği bu evliliklerinden iki çocuklarının olduğu, görücü usulü ile evlendikleri, evlendikten sonra fiziksel şiddetin de eklenmesi ile evlilikleri katlanılmaz hal aldığı, davacı eş bütün özverisiyle gerek ev işlerinde gerekse çiftçilik işlerinde eşine yardımda bulunduğu, evlilik birliğine katkı sağlandığı, davalı eş evlilik birliği içerisinde sağlıklı bir ortam sağlayamadığı aile konutunun camları kırık olmakla davalı eş, camları yenilememiş yalnızca muşamba ile örttüğü, ancak zorlu kış şartları da göz önünde bulundurulduğunda çocukların böyle bir ev de sağlıklı yaşam sürdürmesinin mümkün olmadığı, davalı eş, davacıya karşı sürekli küfür ve hakaretlerde bulunduğu, zamanla küfür ve hakaretlere devam ettiği, "senin babanın ağzını sinkaf edeyim", "seni sinkaf edeyim" şeklinde küfürler ettiği, hakaretlerin yanı sıra "Senin yemeğin yenmez,senin elin yara, elin pis", "Senin üstüne kuma getireceğim seni sevmiyorum.", "Sen benimle uyumuyorsun senin sevgilin mi var " şeklinde küçük düşürücü ve onur kırıcı söylemlerde bulunduğu, ilerleyen zamanlarda psikolojik şiddete maruz kaldığı, ilerleyen zamanlarda psikolojik şiddete fiziksel şiddet eklenmiş ve gitgide boyutu arttığı, vücudunda bu olay sonucu kalıcı izler oluştuğu, ayrıca fiziksel şiddetin sıklığı ve boyutu da zamanla arttığı, artık davacı için dayanılmaz bir hal aldığı, tüm bu yaşanılanlarda dolayı tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ortak çocukların velâyetlerinin tarafına verilmesini ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini, davacı için aylık 1000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, davacı için 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep edilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde bahse konu iddialarının doğru olmadığı, davalının eve bakmadığı, kendisini ve çocukları aç bıraktığını evin camlarının kırık olduğunu, evlilik birliğine katkı sağlamadığını, temel gıda ihtiyaçlarına destek sağlamadığını belirttiği tüm bu yazılanların doğru olmadığı, evlilik birliği içerisinde gerek davacının gerekse de çocukların ihtiyaçlarının karşıladığı, çay ocaklarında çalışarak sağlamaya çalıştığı, evlilik birliği içerisinde davacının asıl yükümlülüklerini yerine getirmediği, davacıya karşı psikolojik ve fiziksel şiddetinin olmadığı, bu nedenlerden dolayı kendisinden boşanmak istemediği çocuklarını ve davacıyı sevdiğini bu nedenle açılmış olan boşanma davasının reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin eşine karşı fiziksel şiddet uyguladığı, evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği, evin ihtiyaçlarını iyi bir şekilde karşılamadığı anlaşıldığından davalı erkek tam kusurlu olup davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar lehine aylık 350,00'şer TL olmak üzere toplam 700,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin boşanmak istemediğine dair beyanlarına rağmen mahkemece müvekkilinin iddialarına yönelik araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkilinin dava süresi boyunca çocuklarının kendisine gösterilmemesi nedeniyle geçici velâyet ve kişisel ilişkiye dair talepte bulunduğunu ve mahkemece verilen ara karar ile çocuklarını görebildiğini ve çocukları ile görüşmeye gittiğinde yaşadıkları evin ve ortamın gelişimleri için uygun olmadığını gördüğünü, mahkemece SİR raporu aldırılmasını ve rapor düzenleyecek olan uzmanın çocukları yaşadığı yere bizzat giderek inceleme yapması gerektiğini, psikolog tarafından rapor düzenlendiğini ancak yaşanılan yere ait fotoğrafların rapora koyulmadığını, bunun raporun güvenilirliğine gölge düşüreceğini, müvekkilinin eşini ve çocuklarını seven ve onların her türlü ihtiyacını gideren ilgili bir baba olduğunu, velâyete dair verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, ayrıca hükmedilen nafaka miktarlarının bir tarafı zenginleştirip diğer tarafı fakirleştirdiğini, miktarların son derece yüksek olup, müvekkili yoksulluğa düşmesine sebep olduğunu ileri sürerek hükmün tümden kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkilinin boşanmak istemediğine dair beyanlarına rağmen mahkemece müvekkilinin iddialarına yönelik araştırma yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkilinin dava süresi boyunca çocuklarının kendisine gösterilmemesi nedeniyle geçici velâyet ve kişisel ilişkiye dair talepte bulunduğunu ve mahkemece verilen ara karar ile çocuklarını görebildiğini ve çocukları ile görüşmeye gittiğinde yaşadıkları evin ve ortamın gelişimleri için uygun olmadığını gördüğünü, mahkemece SİR raporu aldırılmasını ve rapor düzenleyecek olan uzmanın çocukları yaşadığı yere bizzat giderek inceleme yapması gerektiğini, psikolog tarafından rapor düzenlendiğini ancak yaşanılan yere ait fotoğrafların rapora koyulmadığını, bunun raporun güvenilirliğine gölge düşüreceğini, müvekkilinin eşini ve çocuklarını seven ve onların her türlü ihtiyacını gideren ilgili bir baba olduğunu, velâyete dair verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, ayrıca hükmedilen nafaka miktarlarının bir tarafı zenginleştirip diğer tarafı fakirleştirdiğini, miktarların son derece yüksek olup, müvekkili yoksulluğa düşmesine sebep olduğunu ileri sürerek hükmün tümden bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminatlar, nafakalar ve velayet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci, 182 nci, 323 üncü, 330 uncu ve 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Kanun'un 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.