Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10043 E. 2024/814 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra fer'i konularda yeniden hüküm kurulup kurulamayacağı ve hükmedilen tazminatların miktarının uygun olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile hukuk kurallarına göre, yerel mahkemenin boşanmaya sebep olan olaylarda erkeği tam kusurlu bulması, boşanma hükmü kesinleştikten sonra fer'i konularda hüküm kurması ve kadına tazminata hükmetmesi doğru bulunarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2253 E., 2022/2075 K.

DAVA TARİHİ : 01.06.2016

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Lapseki Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/176 E., 2021/38 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma ve ... kadın tarafından birleşen dava olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının birleşen davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın ... kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin karşı davasının tefrikine ve kadının asıl davasının ve birleşen davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir. Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile kararın kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar vermek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince, asıl ve birleşen dava yönünden boşanma kararının 11.01.2018 tarihinde kesinleştiğinden konusuz kalan boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... kadın dava dilekçesinde; davalı eşi ile 7 yıldır evli olduklarını, bir tane ortak çocuklarının bulunduğunu, davalı eşi ile 18 aydır ayrı yaşamakta olduklarını, bu süre içerisinde erkeğin, kendisi ve çocuğu ile ilgilenmediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ve müvekkili yararına aylık 300.00 TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... kadın vekili karşı davaya cevap ve birleşen dava dilekçesinde; davalı eşi ile 7 yıldır evli olduklarını, bu evliliklerinden bir kızı bulunduğunu, davalı eşi ile 18 aydır ayrı yaşadıklarını beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kendisi için 500,00 TL yoksulluk nafakasına ve ortak çocuk için 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının kendisi hakkında ileri sürdüğü iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu, yurtdışında çalıştığı için eve gidemediği, eşinin yalnız kalmaması için ailesinin yanına bıraktığını, aramalarına cevap vermediğini beyan ederek hakkında açılan haksız davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 01.06.2016 tarih ve sayılı 2016/261 Esas, 2017/280 Karar sayılı kararı ile, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde, erkeğin ortak konutu terk ettiği, ailesi ile ilgilenmediği evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına ise atfı kabil bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle; kadının birleşen davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca usulden reddine, kadının asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... ...'ın velâyetinin anneye verilerek aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı için aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, taraflarca maddî ve manevî tazminat talep edilmediğinden tazminatlar konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 12.02.2018 tarih, 2018/159 Esas ve 2018/153 Karar sayılı kararı ile; kadının 01.06.2016 tarihinde dava açtığı ve dava dilekçesinin erkeğe 30.06.2016 tarihinde tebliğ edildiği, iki haftalık cevap ve karşı dava açma süresinin 14.07.2016 tarihinde dolduğu, erkek tarafından süre geçtikten sonra cevap ve karşı dava dilekçesi sunduğu, karşı dava harçlarının yatırıldığı, Mahkemece karşı dava ile ilgili herhangi bir hüküm kurulmadığı, gerekçeli kararda bunun nedeninin de izah edilmediği, kadın tarafından açılan asıl boşanma davasında boşanma, velâyet ve nafaka taleplerinde bulunulduğu, birleşen dosya da ise boşanma, velâyet, nafaka ve maddî ve manevî tazminat taleplerinde bulunulduğu, iki davanın sadece boşanma, velâyet ve nafakalar açısından 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 'nun 114 üncü maddenin birinci fıkrasının (ı) inci bendi kapsamında bulunduğu, maddî ve manevî tazminat talebinin ilk dava dilekçesinde bulunmadığı, birleşen dosya da maddî ve manevî tazminat talebinde bulunulduğundan tazminat taleplerinin değerlendirilmesinin doğru bulunmadığını, birleşen dosyada dilekçeler aşamasının tamamlanmadığını, sözlü yargılama usulüne riayet edilmediğini, ortak çocuk için dava tarihinden başlamak üzere nafakaya karar verilmesi gerekirken, karar tarihinden itibaren hükmedilmesinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle; kadının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin ikinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 26.06.2019 tarih ve 2018/86 esas 2019/191 karar sayılı kararı ile; erkek eşin ortak konutu terk ettiği, ailesi ile ilgilenmediği, evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadına ise kusur izafe edilemediği gerekçesiyle, erkeğin karşı davasının tefrikine, kadının birleşen ve asıl davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ... ...'ın velâyetinin anneye verilerek dava açıldığı tarihten geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın için dava açıldığı tarihten geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 manevî tazminatın karar kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 10.06.2020 tarih ve 2020/449 Esas, 2020/624 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin kararının kesinleşen boşanma hükmü dışında, istinaf edilen yönlerden 2. kez kaldırılmasına, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ilişkin gerekçe yazılarak, erkeğin hangi eylemlerinin kadın lehine manevî tazminatı gerektirdiği açıkça belirtilerek, ortak çocuk lehine kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra iştirak nafakası verilmesi gerektiği ve asıl dava ile birleşen davada aynı nafakalara ayrı ayrı hükmedilmesinin infazda tereddüt oluşturacağı gözetilerek, yargısal denetime elverişli, gerekçeli ve gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturmayacak şekilde karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine 2. kez geri gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkemece evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin sorumluluklarını yerine getirmediği, eş olma sorumluluklarını da yerine getirmediği tüm bu nedenlerle erkek eşin tam kusurlu olduğu, tarafların evliliklerinin ortak hayatı sürdürmeleri erkek eşten beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı ve tarafların bu aşamadan sonra bir araya gelerek aile birliğini devam ettirmelerine imkan bulunmadığı, çalışmayarak ve evi ve çocukları ile ilgilenmeyerek birlik görevlerini yerine getirmeyen bu davranışlarının manevî tazminatı gerektirdiği, kadının herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin anlaşıldığı, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceğinden kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi yasal şartlarının oluştuğu gerekçesi ile asıl dava ve birleşen davada boşanma hükmü yönünden karar 11.01.2018 tarihinde kesinleştiğinden konusuz kalan boşanma talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ... ...'ın velâyetinin anneye verilerek aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın için 10.000,00 maddî ve 10.000,000 manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının müvekkilini ailesinin evinde yaşamaya zorladığını, ailesinin müvekkilini dışladığını, müvekkilinin kusurunun olmadığını, kadının kusurlu olduğunu, haksız davanın reddedilmesi gerektiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesinin kararının kusur belirlemesi, davanın kabulü, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat yönünden kaldırılması için istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın dayandığı deliller ile kanuna uygun sebeplere ve delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri ile re'sen bakılacak kamu düzenini ilgilendiren hususlar dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; Evlilik birlikteliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının kusurlu olduğunu, müvekkilinin eşinin kök ailesi ile yaşamaya zorlandığını, kök ailenin müvekkilini aşağıladığını, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kusurun kadında olduğunu beyan ederek kadın lehine hükmedilen tazminatların kabulü ve miktarı yönünden temyiz yoluna başvurarak kadının asıl ve birleşen davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma hükmü kesinleşmekle boşanma hükmü yönünden gönderme kararı sonrası yeniden hüküm kurulmamasının yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatların yasal şartlarının oluşup oluşmadığı ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.