"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1215 E., 2023/1316 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekili Avukat ...
DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/604 E., 2023/378 K.
Taraflar arasındaki Çocukla Kişisel İlişki Kurulması ve Kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince babanın davasının kabulüne ve annenin davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı anne vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı anne vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyize konu edilen kararın niteliğinin duruşma istenebilecek davalardan olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı-davacı anne vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin mahiyetten reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı baba vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesinin 2020/110 Esas, 2020/190 Karar sayılı 12.03.2020 tarihli kararı ile anlaşmalı boşandıklarını, ortak çocukları 05.04.2017 doğumlu ...'in velâyetinin anneye verildiğini, davacı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulduğunu, kararın kesinleştiği tarihlerde 3 yaşını dolduran küçük ile baba arasında kişisel ilişkinin Temmuz ayı başına kadar karara uygun şekilde sürdürülebildiğini, sonrasında davalı annenin gerek davacı babacıya gerek ailesine yönelik düşmanca tavırları nedeniyle uzaklaştırma kararı alması sonucunda görüşmesinin engellendiğini, daha sonra annenin ikametini Sivas'a aldırdığını, çocukla oraya gittiğini, davacı çocuğu görmeye gittiğinde sadece 1 gün gösterdiğini, davalı annenin kötü niyetli olduğunu, Ağustas'ta tekrar Sivas'a dönüp çocuğu İstanbul'da özel okula kaydettiğini, annenin çocuk teslimi anında halen düşmanca tavırlar sürdürdüğünü, çocuğun yaşı itibariyle babayla daha çok vakit geçirmesi ve gece yatılı kalmasının önemli olduğunu belirterek boşanma kararında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılarak baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin her ayın 1. ve 3. Cuma günü saat 18.00 ile Pazar günü 18.00 arasında, dini bayramların ikinci günü saat 10.00 ile ertesi gün saat 18.00 arasında, her yıl Ağustos ayının 1. günü saat 10.00 ile 31. günü saat 18.00, okul tatilleri ve sömestr tatillerinin yarısını baba ile geçirecek şekilde düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı anne vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle boşanma kararında kurulan kişisel ilişkiye rağmen tarafların kendi arasında çocuk çok küçük olduğu için Ağustos ayında yatılı kalma sürecinde farklı bir uygulama yapacakları konusunda anlaştıklarını, sürekli davalı kadına mesaj atarak rahatsızlık verdiğini, bu nedenle davalı kadının davacı erkeğe karşı koruma kararı aldığını, ayrıca çocuğa yönelik rahatsızlık verici tavır ve davranışları istismar niteliğinde olmakla babaanne, dede ve hala aleyhine de çocuk yönünden koruma kararı verildiğini, çocuk baba yanına gittiğinde dede, hala ve babaanne ile de vakit geçirdiğini, onların çocuğu sıkıştırarak sevmeleri, poposuna, pipisine dokunmaları, dudaktan öpmeleri, dedenin anne ile ilgili olumsuz ve öldüreceğine dair söylemeleri neticesinde çocuğun babadan geldiğinde stresli ve gergin olduğunu, yine babaannesinin çok öptüğünü, kendisinin babaannesine tokat atması olaylarını anlatması nedeniyle çocuğun psikolojisinin bozulması nedeniyle koruma kararı istediğini, koruma kararı olmasına rağmen babanın çocuğu alınca ailesinin yanına götürdüğünü, bu şekilde çocuğun psikolojisinin bozulduğunu, Sivas'a gelip almasından sonra çocuğun aşırı ağlaması nedeniyle geri getirip teslim ettiğini, o gün çocuğun yüksek ateş, ses kısıklığı ve kabusla bağırarak uyandığını, baba ile çocuk arasındaki kişisel ilişkinin yatısız ve erkeğin ailesi olmaksızın düzenlenmesi gerektiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile boşanmada belirlenen kişisel ilişkinin kaldırılarak baba ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi saat 13.00 ile 17.00 arasında dışarıda görüşülmesine, dini bayramların 2.günü saat 13.00 ile 17.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile pedagog, psikolog, sosyal hizmet uzmanı bilirkişilerden oluşan heyet tarafından hazırlanan sosyal inceleme raporu, rapor içeriğindeki tespitler, çocuğun eriştiği yaş ve tüm dosya kapsamı gözetilerek çocuğun üstün yararı doğrultusunda çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin yatılı olacak şekilde genişletildiğini, kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını gerektirir bir durumun mevcut olmadığını, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin sınırlandırılması halinde aralarındaki bağın zayıflaması gibi çocuğun menfaatine uygun olmayan bir sonucun ortaya çıkabileceğini belirterek erkeğin davasının kabulü ile, ortak çocuk ... ve baba arasında İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesinin 2020/110 Esas 2020/190 Karar sayılı ilamı ile düzenlenen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek; velâyeti annede olan ortak çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günü saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'e kadar, her yıl sömestr tatilinin başladığı ilk Pazartesi günü saat 10.00'dan takip eden Pazartesi günü saat 10.00'a kadar ve her yıl 1 Ağustos saat 10.00'dan 31 Ağustos saat 18.00'e kadar şahsi ilişki tesisine şeklinde değiştirilmesine, kişisel ilişki tesisinin bu şekilde sağlanmasına, kadının davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı anne vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı anne vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki dava yönünden de kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı-davacı anne vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı anne vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı anne vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, her iki dava yönünden de kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, baba ile tarafların ortak çocuğu arasında Mahkemelerce kurulan kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı ve kadının davasının reddi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 326 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı anne vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...