Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10169 E. 2024/3703 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı banka tarafından davacı eşin rızası olmadan aile konutu üzerine ipotek tesis edildiği iddiasıyla ipoteğin kaldırılması talebi.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu olarak kullanıldığı, davalı bankanın ipotek tesis ederken aile konutu olup olmadığı konusunda araştırma yapmadığı ve davacı eşten muvafakat almadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararları bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2610 E., 2023/3010 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/155 E., 2023/152 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili ve davalı ... tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın, müvekkilinin eşi ... adına tapuda kayıtlı, açık adresi "... Mahallesi, 2153. Sokak, No:5/7, İç Kapı No:1 .../ÇORUM" olan, "Çorum İli, ... İlçesi, ... Mah., 764 ada - 14 parsel sayılı" taşınmaz üzerinde 25.08.20106 tarihinde 5242 yevmiye numarası ile ipotek tesis ettiğini, müvekkilinin söz konusu ipotekten Samsun İcra Müdürlüğü tarafından 2019/106613 Esas sayılı takip dosyasında taşınmazla ilgili kıymet takdiri yaptırılması aşamasında haberdar olduğunu, müvekkilinin ve ailesinin fiilen ikamet etmekte olduğu "aile konutu" niteliğindeki dava konusu taşınmazın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince eş muvafakati alınmadan ipotek edilemeyeceği halde davalı banka tarafından müvekkilinin açık rızası alınmadan taşınmaz üzerinde ipotek tesis ediliğini ileri sürerek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; dava dışı .... San ve Ticaret Ltd. Şti. yetkilisi olan diğer davalı ...'ın, müvekkili ... A.Ş. ... Şubesi'ne başvurarak kredi talebinde bulunduğunu ve teminat olarak da "kaydında aile konutu şerhi bulunmayan" dava konusu Çorum İli, ... İlçesi, .... Mah., 764 Ada, 14 Parsel'de kayıtlı arsa vasıflı taşınmazı ve başkaca dükkan vasıflı taşınmazları gösterdiğini, anılan taşınmazda ekspertiz incelemesi yapıldığını ve ipotek tesis edilmesinde sakınca olmadığının tespit edildiğini, Çorum İli, ... İlçesi, ... Mah., 764 ada, 14 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmaz üzerinde yapılan başvuru uyarınca müvekkili banka lehine 25.08.2016 tarihinde 350.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, ipotek tesisinden sonra dava dışı şirkete kredi kullandırıldığını, dava dışı şirketin kredi ödemelerinde gecikmeler meydana geldiğini ve kredi hesaplarının kat edilerek borçlulara ihtarlar gönderildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmaması nedeniyle yasal takip işlemleri başlatıldığını, dava konusu taşınmazın anılan dava dışı şirketin borçlarının teminatını oluşturan diğer taşınmazlarla birlikte Samsun İcra Dairesi'nin 2019/106613 E. sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine konu edildiğini, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü tüm iddialarının asılsız olduğunu, ipoteğin kaldırılması talebinin dava dışı şirketinin kredi ödemelerini aksatması sonucu müvekkil banka tarafından başlatılan icra takibini sonuçsuz bırakmayı amaçladığını, ipoteğin tesisinden önce Çorum İli, ... İlçesi, ... Mah., 764 ada, 14 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmazın müvekkili bankanın talebiyle 09.08.2016 tarihinde bağımsız bir ekspertiz firmasına yaptırılan inceleme raporunda taşınmazın boş olduğunun, %87 inşaat seviyesinde bulunduğunun ve natamam vaziyette olduğunun tespit edildiğini, taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin ise dava dışı borçlu firmanın ödemelerini aksatmaya başladığı yıl olan 2018 yılında tapuya şerh edildiğini, ancak davaya konu 5242 yevmiye sayılı ipoteğin ise 25.08.2016 tarihinde tesis edildiğini, davaya konu Çorum İli, ... İlçesi, ... Mah., 764 ada, 14 parselde kayıtlı arsa vasıflı taşınmazın ipoteğin tesis edildiği 25.08.2016 tarihinde boş ve inşaat halinde olduğunu, dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde konut vasfında bulunmadığını, davacı ve diğer davalı eşinin anılan taşınmazda ikamet de etmediğini, sonuç olarak davacı tarafın iddialarının asılsız ve dayanaksız olduğunu, taşınmaz üzerindeki mevcut ipoteğin hukuka ve usule uygun olarak tesis edildiğini, huzurdaki davanın açılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek ve dilekçesinde açıkladığı diğer nedenlerle; davacı tarafın kötüniyetli davasının ve taleplerinin reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; aile konutu olarak sayılabilecek konutun unsurları, eşlerin ortak yaşam merkezi olmak üzere birlikte seçmeleri, sürekli olarak ailenin barınmasına tahsis edilmesi ve aile için hayati önem taşıyıp, dışarıdan bakıldığında da objektif olarak aile yaşamının merkezi, odak noktası olduğunun anlaşılması unsurlarını içermesi gerektiği, dosyaya gelen tapu kaydına göre, dava konusu taşınmaz üzerine 16.11.2018 tarihinde aile konutu şerhi işlendiği, bu tarih öncesinde tapu kaydında herhangi bir şerhin bulunmadığı, dava konusu ipoteğin tesis tarihinin ise tapuya işlenen aile konutu şerhinden çok daha önce olan 25.08.2016 tarihi olduğu, dosyada mevcut 09.08.2016 tarihli Gayrimenkul Değerleme (Ekspertiz) Raporu'nda 08.08.2016 tarihi itibariyle dava konusu taşınmaz üzerinde inşa edilen binanın natamam vaziyette ve inşaat halinde olduğu, iç kapı kasaları, vitrifiye, armatür, panel ve radyatör montajlarının yapılmadığı, inşaat seviyesinin %87 civarında olduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi de dahil herhangi bir şerh veya takyidat bulunmadığının açıkça ifade edildiği, her ne kadar tanık anlatımlarında aksine beyanlar mevcut ise de; dosyaya gelen müzekkere cevapları ile Mahkemece UYAP üzerinden re'sen yapılan adres (mernis) sorgusunda; davacı ... ile davacının eşi (davalı) ...'ın dava konusu ... Mahallesi, 2153 Sokak, Kapı No:7/1 .../ÇORUM adresineki meskene ipotek tesis tarihi olan 25.08.2016 tarihinden sonra 15.11.2016 tarihinde taşındıklarının tespit edildiği, ayrıca dava konusu meskene ait doğalgaz aboneliği ipotek tesis tarihinden sonra ve 31.10.2016 tarihinde yaptırıldığı, yine su aboneliğinin başlangıcı her ne kadar 23.03.2016 tarihi ise de; o tarihte yani 23.03.2016 tarihinde inşaata başlamak için gerekli olan "yapı ruhsatı" yeni alınmış olduğundan ve su aboneliği inşaatın yapımı için "İnşaat-(Kartlı)" şeklinde tesis edildiğinden, su aboneliğinin başladığı tarihin meskende oturulduğunu göstermeyeceği, somut olayda; dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile dava konusu taşınmaza ilişkin 09.08.2016 tarihli ekspertiz raporundan ve ekindeki fotoğraflardan, o tarihte dava konusu taşınmazın natamam ve boş durumda olduğu, kapı kasalarının, armatür, panel, radyatör gibi meskende fiilen oturulabilmesi için gerekli imalatların henüz yapılmadığı, dolayısıyla eşlerin dava konusu konutta ipotek tesis tarihinde birlikte oturmadıkları, bu nedenle de taşınmazın aile konutu olarak kabul edilemeyeceğinin açık olduğu, Nitekim Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 24/09/2012 tarihli, 2012/17042 E. ve 2012/22170 K., 17.10.2019 tarihli, 2019/3415 E. ve 2019/10326 K. sayılı kararlarının da bu yönde olduğu, iddia, savunma, tapu kaydı, ipotek belgesi, resmi senet, gayrimenkul değerleme raporu, su ve doğalgaz aboneliğine ilişkin dosyaya gelen müzekkere cevapları, taşınmaz maliki davalı ...'ın mernis adresini ve taşınma tarihini gösteren belgeler ile toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu taşınmaz üzerinde tesis edilen ipotek tarihinin 25.08.2016 olduğu, davacı ve davalının dava konusu taşınmaza 15.11.2016 tarihinde taşınmak suretiyle fiilen oturmaya başladıkları, dava konusu konuta ilişkin doğalgaz aboneliğinin taşınmadan 15 gün kadar önce ve 31.10.2016 tarihinde tesis edildiği, dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinden önce natamam durumda olduğu, inşaat seviyesinin ise %87 civarında olduğu, ipotek tesis tarihinden önce düzenlenen ekspertiz raporuna ve fotoğraflara göre taşınmazın 08.08.2016 tarihi itibariyle boş durumda olduğu, sonuç olarak ipotek tesis tarihi olan 25.08.2016 tarihinden önce taraflarca kullanılmayan konutun aile konutu olarak kabul edilemeyeceği, resmi siciller ve tutanaklara aykırı tanık anlatımlarına da itibar edilemeyeceği, ipotek tarihi itibariyle henüz aile konutu vasfı olmayan davaya konu taşınmaz için davacı eşin rızasının ve de muvafakatinin alınmasına hukuken de gerek bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı ... istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili ve davalı istinaf dilekçelerinde; ipotek tarihinde dava konusu taşınmazda fiilen ikamet edildiği, aile konutu olarak kullanıldığı, komşu tanıkların beyanları ile de 2016 yılı yaz ayında taşınıldığını ve bir takım eksiklikler ile taşınmazı kullanmaya başlanıldığının sabit olduğunu, mernis adresinin geç bildirilmesinin ve yine doğalgaz aboneliğinin geç alınmasının taşınmazın aile konutu olduğunu değiştirmeyeceğini, yine bankaca alınan eksper tarihi ile ipotek tarihi arasına 17 günlük bir zaman dilimi olup gayet tabi bu tarih arasında taşınma işlemlerinin de gerçekleştirilebileceğini, bankanın burada ipotek tarihinde taşınmazın aile konutu olmadığını ispatlaması gerektiğini, kaldı ki eksper raporuna bakıldığında ev içinde tamamlanmayan kısımları oldukça da az olduğunu, yaşamaya engel bir durum söz konusu olmadığını, tanık beyanlarının da bu doğrultuda olduğunu, taşınmazın eksiklikler ile birlikte aile konutu olarak kullanılmaya başlandığı ve ipotek tesis tarihinde aile konutu olduğunu, davacı eşten eş muvafakati alınmadığından haklı davanın kabulüne karar vermek gerekirken reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından davacı vekili ile davalı ...'ın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla reddedilen davası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinde aile konutu olduğunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 194 üncü maddesi.

3.Değerlendirme

Davacı; davalı eşinin malik olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, bu işleme rızasının olmadığını ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemiş; İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalılardan Abdullah tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmiştir. Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın doğalgaz aboneliğinin ipotek tesis tarihinden 2 ay sonra yapılması ve davacı ile eşinin mernis adresinin ipotek tesis tarihinden sonra adrese nakledilmiş olması taşınmazın aile konutu olmadığını göstermez. Önemli olan taşınmazda tarafların oturup oturmadığı, aile hayatının taşınmazda kurulup devam ettirilip ettirilmediğidir. Yine gayrimenkul değerleme rapor tarihi olan 09.08.2016 tarihinde dava konusu taşınmazın boş olduğu, henüz inşaatın tam olarak bitirilmediği ifade edilse de raporda belirtilen eksikliklerin ipotek tarihi olan 25.08.2016 tarihine kadarki geçen 16 günlük sürede tamamlanabilecek nitelikte eksiklikler olması, bu eksiklikler ile birlikte dahi oturmaya ve yaşamaya yeterli olması karşısında, dinlenen tanık beyanları ile de dava konusu taşınmazda oturulmaya başlanıldığının bir kısım eksikliklerin sonradan tamamlandığının beyan edilmesi karşısında dava konusu taşınmazın ipotek tesis tarihinden önce aile konutu olarak kullanılmaya başlandığı anlaşılmaktadır. İpotek tarihinde ise gayrimenkul değerleme raporu tarihi ile ipotek tesis tarihi arasında 16 gün gibi uzunca bir süre geçmesi ile davalı bankanın ipotek tesis tarihinde konutun aile konutu olup olmadığı yönünde araştırma yapmadığı gibi davacı eşten muvafakat almadığı da anlaşılmaktadır. İpotek tesis tarihinde tapuda aile konutu şerhi olmamasının, ya da sonradan şerh verilmesinin taşınmazın aile konutu vasfını taşımadığını göstermeyeceğinden davanın kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karar verilmesi gerekirken Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla görülüp karar verilmesi de doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,21.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.