Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10173 E. 2024/6620 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı kadının kusurlu olup olmadığı ve erkeğin boşanma talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, davacı erkeğin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığına kanaat getirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1129 E., 2023/1741 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ: İzmir 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/527 E., 2021/268 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının eşine güvenmediğini, haksız yere sürekli eşini suçladığını, davalının erkeğin kadını aldattığını ileri sürdüğünü, tarafların müşterek konutunda huzur ve sakinlik ortamının hiçbir zaman sağlanamadığını, davalının en ufak problemleri bile büyüterek sorun haline getirdiğini, her tartışma hatta çoğu konuşmanın sonunda davacıya küfür ve hakaret ettiğini, davacının eşine karşı güzel bir davranışta bulunmak istese de eşinin davranışları nedeniyle hevesinin kaçtığını, bu durum sonucunda davacı da artık özgüven eksikliğinin başladığını, son zamanlarda davalının kontrolünü iyice kaybederek tartışmalar sırasında eşyaları kırmaya, davacıya fırlatmaya, üstünü başını parçalamaya başladığını, kadının erkeğin çevresine karşı bu iddialarının anlattığını, davacının üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmesine rağmen davalının umursamaz tavırlarının davacının evliliğe olan inancını yitirmesine neden olduğunu iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların tamamının gerçek dışı olduğunu, tarafların arasındaki geçimsizlikte davalının hiçbir kusurunun bulunmadığını, asıl sebebin davacının başka kadınlarla olan ilişkileri olduğunu, davacının hiçbir şekilde ne davalıya ne de çocuklarına karşı sorumluluk bilincinin olmadığını, Özbek asıllı bir kadın sosyal medya üzerinde davacının soyadıyla hesap kullandığını, kendisini telefonda 2 yıllık eşiyim diye tanıttığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında asli kusurlu kişinin davacı olduğunu iddia ederek erkeğin davasının reddine çocuklar Yusuf ve Deniz in her biri yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince; davacı tanıklarının beyanı duyuma dayalı olduğu, görgüye dayalı olmayan tanık beyanları hükme esas alınamayacağı, boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği, ancak dinlenen davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu, delillerin değerlendirilmesinden; geçimsizlikte davacının sadakatsiz davranışı, uzun süredir eşi ve çocuklarından ayrı yaşaması, evliliğin gerektirdiği eşi ve çocukları ile ilgili sorumluluğu almaması nedeniyle ağır kusurlu olduğu, davalıya atfı kabil kusurun bulunmadığı, bir kimse kendi kusurundan dolayı istediği sonucu elde eder şekilde dava açamayacağı gerekçesi ile davanın reddine, ara karar ile davalı kadın ve çocuklar için ayrı ayrı aylık 400,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerin değerlendirmesinin hatalı olduğu, kadının ağır ve tam kusurlu olduğunun ispatlandığı gerekçesiyle, kararın ve tedbir nafakalarının kaldırılması, davanın kabulüne karar verilmesi talepli istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ara kararıyla belirlenen tedbir nafakalarına hüküm fıkrasında yer verilmemesinin hatalı olduğu, nafakaların miktarının düşük olduğu gerekçesiyle, talep edilen miktarda tedbir nafakalarına hükmedilmesi talebiyle istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddinin ve erkek aleyhine hükmedilen tedbir nafakalarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu bu nedenle kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulü gerekip gerekmediği, kadın ve çocuklar için hükmedilen tedbir nafakasının isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı, 169 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.