Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1063 E. 2023/3816 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranları, nafaka ve tazminat miktarları ile nafaka artış oranına ilişkin istinaf incelemesinin kapsamı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkek tarafından istinaf dilekçesinde kadın yararına hükmedilen nafakanın TEFE-TÜFE oranında artırılması yönünde bir itiraz ileri sürülmediği halde, Bölge Adliye Mahkemesi'nin bu hususta inceleme yaparak nafaka artış hükmünü kaldırmasının 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesinde düzenlenen istinaf incelemesinin kapsamı kuralına aykırı olması nedeniyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/642 E., 2022/2156 K.

KARAR : Başvurunun kabulüyle kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/135 E., 2021/208 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin asabi ve geçimsiz bir kişiliğinin olduğunu, en küçük sorunda dahi kavga ve tartışma çıkardığını, fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını, saygı göstermediğini, ağza alınmayacak hakaret ve küfürler etiiğini, ortak çocuklarla ilgilenmediğini, tarafların son 5-6 yıldır ayrı yataklarda yattıklarını, maddî katkıda bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik süresince kadının hakaret ettiğini, aşağıladığını, evin ve evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmediğini, ailesiyle görüşmesine engel olduğu, cemaat olduğu tahmin edilen bazı yerlerle bağlantısının bulunması nedeniyle evlilik birliğinde huzur bulamadığını, küfür ettiğini, erkeğin namaz kılmadığını bahane göstererek beraber olmaktan kaçındığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının eşini ailesi ile görüştürmediği, sürekli olarak dini bir tarikatın sohbet toplantılarına katıldığı, buna karşılık erkeğin kadına fiziki, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığı, faturaları ödemediği, ailenin müşterek birikimini kendi başına harcadığı, taraflar arasındaki evlilik birliğinin ... 1. Aile Mahkemesinin 2020/248 D.iş, 2020/245 Karar numarası ile verilen uzaklaştırma kararı ile tamamen koptuğu, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, hükmedilen nafakaya her yıl TEFE-TÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 8.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin manevî tazminat talebinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin kabul edilen karşı boşanma davası, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kabul edilen boşanma davası kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kendi tazminat talebinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından tespit edilen kusurların ve belirlenen kusur derecesinin dosya kapsamına uygun olduğu, bu belirleme ile asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, az kusurlu kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi ve kadının yoksulluğa düşecek olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu ancak kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakası miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre az olduğu, kadının nafaka artışına ilişkin bir talebi olmamasına rağmen Mahkemece talep aşılarak nafaka artışına karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin nafaka ve tazminatların miktarına yönelik istinaf itirazları ile erkeğin nafakanın TEFE-TÜFE oranında artırılmasına dair istinaf itirazının kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin bu hususlara ilişkin bentlerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına 45.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadına ve ortak çocuklara karşı sorumluluklarını yerine getirmediğini, hakaret edip aşağıladığını, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, kadına yüklenen kusurlu davranışların soyut tanık beyanları doğrultusunda belirlendiğini, kadının boşanmaya neden olacak bir kusurunun olmaması nedeniyle karşı davanın kabulüne ve buna bağlı olarak kadın aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, yoksulluk nafakasına uygulanan TEFE-TÜFE oranında artışa ilişkin herhangi bir istinaf itirazı olmamasına rağmen bu hususta kadın aleyhine karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu ileri sürerek karşı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların miktarı, kadın yararına hükmedilen nafakalara uygulanan artışa istinaf itirazı olmamasına rağmen artışın kaldırılması ve aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının hakaret ve küfür ettiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, tarikat işleri nedeniyle evde huzur ortamını bozduğunu, erkeğin fiziksel şiddet uyguladığına ilişkin tanık beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, kusursuz olduğunu, aleyhine tazminat ve nafakaya hükmedilmesinin hatalı olduğunu, emekli olması nedeniyle hükmedilen miktarları ödeyemeyeceğini, kadının kusurlu eylemleri nedeniyle lehine manevî tazminat ödenmesi gerektiğini ileri sürerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı ve kendi tazminat talebinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl ve karşı davanın kabulüne ve kadın yararına nafaka ve tazminat ödenmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı ile erkeğin tazminat talebinin reddine karar verilmiş olmasının doğru olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakanın miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, nafaka artış oranına ilişkin olarak açık istinaf bulunup bulunmadığı, kadın aleyhine vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’îlere ilişkin hüküm kurulmuş, İlk Derece Mahkemesinin bu kararına karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından "erkeğin kabul edilen karşı boşanma davası, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı" yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise "kadının kabul edilen boşanma davası kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kendi tazminat talebinin reddi" yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Yapılan incelemede, erkek vekili tarafından, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına hükmedilen nafakaya artış uygulanmasına ilişkin tesis edilen karara karşı ileri sürülmüş açık bir istinaf itirazının bulunmadığı halde Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin, kadın yararına hükmedilen nafakaya artış uygulanmasına ilişkin itirazı var kabul edilerek bu yöne ilişkin değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı Kanun'un “İncelemenin kapsamı” başlıklı 355 inci maddesi “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir” şeklinde düzenleme altına alınmıştır. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf sebeplerinin “kamu düzenine aykırılık” ve “taraflarca ileri sürülen” nedenler olmak üzere iki ayrımda incelenmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırılık mutlak istinaf sebebidir ve Bölge Adliye Mahkemesince kendiliğinden gözetilir. Bu nedenle kamu düzenine aykırı bir sebebin istinaf dilekçesinde ileri sürülüp sürülmemesinin de bir önemi bulunmamaktadır. Ne var ki kamu düzenine aykırı olmayan istinaf sebeplerinin istinaf dilekçesinde mutlaka gösterilmesi gerekmektedir. Kamu düzenine aykırı olmayan bir istinaf sebebi istinaf dilekçesinde gösterilmemiş ise Bölge Adliye Mahkemesince kendiliğinden dikkate alınamaz. Çünkü istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Somut olay ve dosya kapsamına göre; davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesi incelendiğinde, istinaf sebebi olarak kadının, nafaka yönünden gelecek yıllar için artış talebi olmadığı hususunda bir itirazda bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, 6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesinde öngörüldüğü üzere, kadın tarafından nafakaya artış uygulanması yönünde talebinin bulunmamasında kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığına göre Bölge Adliye Mahkemesince istinaf incelemesinin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması gerekirken erkeğin istinaf talebine aykırı olarak inceleme yapılıp yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin "artış hükmünün kaldırılması" yönünden BOZULMASINA,

2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Sariye'ye iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Tevfik'e yükletilmesine,

Dosyanın ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.