"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/372 E., 2022/2798 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Birecik 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/310 E., 2021/353 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının olumsuz tavır ve davranışlarda bulunduğunu, erkeği sürekli küçük gördüğünü, sözlerine karşı geldiğini, terslediğini, çocukların yanında rencide ettiğini, maddî olarak hep daha fazla istediğini, erkeğin kazancını küçük gördüğünü, sürekli kötülediğini, yetersiz hissettirdiğini, erkeğin bu duruma tepki gösterdiği zamanlarda ortak çocukların yanında erkeğe bağırdığını, erkeğin haberi olmadan eve görücü kabul ettiğini, erkeğin fikrini almadığını, erkeğin karışamayacağını söylediğini, ortak çocuklarla birlikte erkeğe hakaret ettiklerini, çocukları babalarına karşı kışkırttığını ve ortak çocukların babalarına fiziksel şiddet uygulaması konusunda onları azmettirdiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, ortak çocuğu dengi olmayan bir kişi ile zorla maddî kaygılarla evlendirdiğini, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadının ve ortak çocuğun namusuna yönelik iftira niteliğince sözler söylediğini, ortak çocuğuna bıçak çektiğini, hakaret ettiğini, yüzüne tükürdüğünü, iteklediğini, kadına ekonomik şiddet uyguladığını, başka biriyle evlenmek istediğini söyleyerek kadına duygusal şiddet uyguladığını, evi terk ettiğini, daha önce de kadın aleyhine Gaziantep 2. Aile Mahkemesinin 2017/964 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını ancak davasını ispatlayamaması nedeniyle davanın reddedildiğini, kadına sürekli şiddet uyguladığını, ortak konutu kadının ve çocukların elinden alarak başka bir evlilik yapmayı planladığını ileri sürerek tarafların boşanmalarına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000 TL manevî tazminata, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan delillerden davalı kadın tarafından davacı erkeğe yönelik olarak 4721 sayılı Kanunun 162 nci maddesi kapsamında aranan cana kast, pek fena muamele ve onur kırıcı davranış sayılabilecek bir eylemin varlığının ispat edilemediği, tarafların ve ortak çocukların aralarında geçen ve Gaziantep 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2018/570 Esas ve 2020/1163 Karar sayılı ilama konu basit yaralama eyleminin ağır derecede olarak kabulünün de mümkün olmadığı, kadının erkeğe karşı, kesinleşmiş ceza yargılamasından anlaşıldığı üzere çocuklarıyla birlikte hareket ederek fiziksel şiddet uyguladığı, davacı erkeğin ise kadına karşı başka kadınla evleneceğini beyan ederek aşağılayıcı ve hakaret içeren sözler sarfettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca açmış olduğu boşanma davasının reddine, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca açmış olduğu boşanma davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına dava tarihinden itibaren aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kararın kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kadına sürekli fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin asıl amacının oturulan ortak konutun bedelini almak ve başkasıyla evlenmek olduğunu, kadına hakaret ettiğini, kadının namusuna ağır ithamlarda bulunduğunu, erkeğe uygulandığı iddia edilen ve ceza mahkemesi kararına konu olan fiziksel şiddet eyleminin erkeğin kendi hareketleri sonucunda meydana geldiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi ve reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin kabulüne ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda kadının, erkeğe karşı çocuklarıyla birlikte hareket ederek fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ise kadına karşı başka bir kadınla evleneceğini beyan ettiği, aşağılayıcı ve hakaret içeren sözler sarfettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları yönünde belirleme yapılmış ise de; dosyanın yapılan incelemesinden erkeğin kadına yönelik hakaretlerinin kadının namusunu hedef alan ağır söylemlerden ibaret olduğu ve süreklilik arz ettiği, sürekli başka bir kadınla evleneceğine yönelik cümlelerinin ise duygusal şiddet oluşturduğu; buna karşılık kadının, eşine yönelik fiziksel şiddetinin bir defaya mahsus olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine sürekli ağır hakaretler eden, yine sürekli olacak şekilde başka bir kadınla evleneceğini söyleyerek duygusal şiddet uygulayan erkeğin, eşine bir defa fiziksel şiddet uygulayan kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. O halde, hatalı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
2.Boşanmada maddî ve manevî tazminata ilişkin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, davacı erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî-manevî tazminat yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve maddî-manevî tazminat yönlerinden, davalı kadın yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.