Logo

2. Hukuk Dairesi2023/115 E. 2023/4711 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olup olmadığı, boşanmayla birlikte aile konutu korumasının eşler yönünden sona erip ermediği ve taşınmaz satışlarının muvazaalı olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanma ile aile konutu vasfının ortadan kalkması nedeniyle davanın konusuz kaldığı, ancak yargılama giderlerinin davacının haklılık durumu gözetilmeden davalıya yüklenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/360 E., 2022/673 K.

KARAR : Davanın reddi

Taraflar arasındaki tapu iptal ve tescil ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalılardan Hüseyin ile 2007 yılında evlendiğini, Antalya 6. Aile Mahkemesinin 2014/959 Esas sayılı dosyası üzerinden aralarında derdest boşanma davasının olduğunu, evlilik birliği içerisinde Antalya ili ... ilçesi, ... mah 6914 ada 7 parsel 4 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazı ve aile konutu olan ... mah 1058 sok no: 34/4 Muratpaşa adresinde bulunan taşınmazları aldıklarını, evlilik birliği süresince tarafların aile konutu olarak kullandığı taşınmazın, müvekkilin eşi davalı ... tarafından 15.06.2011 tarihinde diğer davalı olan kayınpederi ...'e tapuda resmi işlem gerçekleştirerek satılmış olarak gösterildiğini, satış işleminin müvekkilin yurtdışında iken yapıldığını, müvekkilin bu satıştan çok sonraları haberi olduğunu, davalı eşin müvekkiline vergi ile ilgili sorunları olduğunu bu nedenle tapuda satış işlemi yapıldığını, vergi sorunları halledince taşınmazı yeniden alacağını söylerek müvekkilini kandırdığını, taşınmazı tapuda devr alan davalı ...'in taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini, iyi niyetli olmadığını, taşınmazı alabilecek durumunun da olmadığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi uyarınca taşınmazın tapusunun iptali ile davalı ... adına tescilini, taşınmaza aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar ... ve ... vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davalı Selahattinin boyacı ve sıvacı ustası olduğunu günlük yevmiyesinin 150,00 TL olduğunu, 13 yaşından beri fiili olarak çalıştığını, bu çalışma yıllarının 9 yılı Ürdün, 3 yılı ise Suudi Arabistan'da geçtiğini, ayrıca Türkiye'de İstanbul, Ankara ve İzmir'de çalıştığını, bu yıllar içindeki çalışmaları sonucunda bir ev bir gecekondu ve 20.000,00 TL değerindeki arabayı almasının çok doğal olduğunu, davalı ...'in Yozgat'taki evini satarak üzerine de para ekleyip dava konusu taşınmazı satın aldığını, davalı ...'in kızının banka hesabında bulunan 34,333,00 TL parayı çekerek taşınmazın alımında kullandığını ancak davalı ...'in parası yetmeyince ve bankadan kredi çıkmaması nedeniyle, davalı ...'in kredi çekmek zorunda kaldığını, taşınmazın tapuda devrinin 15.06.2011 tarihinde yapıldığını, bu tarihte evlilik birliğinin bitme gibi bir ihtimali olmadığını, davacı ve davalının çocuklarının da bu tarihten sonra dünyaya geldiğini, devirden sonra davalılar arasında kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalı ...'in maddî durumu iyi olmadığından kira ödemelerinin düzensiz olduğunu, dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından ekonomik sıkıntı nedeniyle üçüncü kişi olan ...'na 22.04.2015 tarihinde satış yoluyla devredildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 31.03.2016 tarihli, 2015/955 Esas, 2016/298 Karar sayılı ilamı ile davacı tarafından, davalılar hakkında muvazaalı devir ile dava konusu taşınmazın boşandığı eşi Hüseyin tarafından diğer davalı babası ...'e devredildiği, bu taşınmazın aile konutu olduğunu iddia ederek tapu iptali tescil ve taşınmaz kaydına aile konutu şerhi konulması talep edilmiş ise de; dava konusu taşınmazın, eldeki davadan önce 22.04.2015 tarihinde ... isimli kişiye tapuda devredildiği, davalı ...'in davalı sıfatının bulunmadığı, davalı ... hakkındaki davanın da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın, davalı ... yönünden taraf sıfatının bulunmaması, davalı ... yönünden ispatlanamaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 29.03.2018 tarih ve 2016/22995 Esas, 2018/4191 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın 22.04.2015 tarihinde dava dışı ...’na satıldığı, taraf teşkilinin kamu düzenine ilişkin olup mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği, taşınmazı, davalı ...'den satın alan ...’ın da davada taraf olmasının zorunlu olduğu, ...’nun davaya dahil edilmesi ve sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve eksik inceleme ile yargılamaya devam edilip, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya uyularak Verilen Karar

Bozmaya uyan Mahkemece verilen yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın davacının kayınpederi olan ... kredisinin yeterli olmaması sebebiyle oğlu ... adına 09.10.2009 tarihinde tescil edildiği, bu evde davacı ve eşi ...'ın ikamet ettiği, daha sonra davalı ...'a 15.06.2011 tarihinde taşınmazın devredildiği, davalı ...'ın ise 22.04.2015 tarihinde taşınmazı ...'na devrettiği, 02.11.2015 tarihinde ise davacı tarafından eldeki davanın açıldığı, davacı ve davalı ...'in 06.04.2007 tarihinde evlendikleri, 14.04.2021 tarihinde boşandıkları, boşanma davasının 16.12.2014 tarihinde açıldığı, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfının tarafların boşanmaları sebebiyle ortadan kalktığı, davalı ... tarafından dava konusu taşınmazın 3 üncü kişiye devredildiği, iyi niyetli üçüncü kişinin haklarının korunması gerektiği, taşınmazın edinme şekli de değerlendirildiğinde davacının mal rejimi kapsamında satışı yapılan taşınmazdan hak talebinde bulunabileceği, davalıların davacının katılma alacağını azaltmak kastı ile devir yaptığına dair herhangi bir delilin de bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine, harç yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin haksız çıkan davacı taraftan tahsiline karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşımazın aile konutu vasfında olduğunu, davalıların danışıklı olarak taşınmazı davalı ... adına tescil ettiğini, sonrasında müvekkili ile davalı arasında boşanma davası açılmasının hemen sonrasında taşınmazın yine danışıklı olarak dahili davalı ... adına tescil edildiğini, davalı ...'ın taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini, bu işlemin eşten mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığını, devir tarihinde taşınmazın bedelinin rayiç bedelinin çok altında olduğunu, davanın açılmasına sebebiyet verilmediği için yargılama giderlerinin de davalı tarafa yükletilmesi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden Mahkeme kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfında olup olmadığı boşanmayla birlikte aile konutu korumasının eşler yönünden sona erip ermeyeceği ve taşınmazın satışlarının muvazaalı olup olmadığı, yargılama giderleri ve vekâlet ücretleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 194 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 331 inci maddesinin birinci fıkrası, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Dava 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine dayalı aile konutu şerhi konulması ve tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı ... ile davalı ... arasındaki evlilik birliği 14.04.2021 tarihinde boşanma ile son bulmuştur. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olma niteliğini kaybetmiş, dava konusuz kalmıştır. Davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

2. 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, davanın konusuz kalması sebebiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderinin takdir edilmesi gerekir. Davacı taraf dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinde olduğunu, davalı ... ile aralarında boşanma davasının derdest olduğunu, davalıların taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini, danışıklı olarak taşınmazı tapuda önce davalı ...'e, davalı ...'den de diğer davalı ...'a satış yolu ile tescil edildiğini iddia etmiş, davalılardan ... taşınmazın bedelini kendisinin ödediğini, kredi kullanamadığı için taşınmazın önce davalı ... adına tescil edildiğini sonrasında da kendisine devrinin yapıldığını savunmuş, davalı ... ise taşınmazı yatırım amacı ile aldığını ve diğer davalı ... ile aralarında kira ilişkisi olduğunu ileri sürmüştür. Dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, mahallinde icra edilen keşif, tanık anlatımları hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ... ile davalı ...'in 2007 yılında evlendiği, dava konusu taşınmazın 09.01.2009 tarihinde davalı ... adına tescil edildiği, taşınmazın tarafların aile konutu olarak kullanılmaya başlandığı, akabinde taşınmazın 15.06.2011 tarihinde diğer davalı ... adına, 22.04.2015 tarihinde ise davalı ... adına satış sureti ile tescil edildiği, buna rağmen eldeki davanın açıldığı 02.11.2015 tarihinde ve sonrasında taşınmazın davacı ... tarafından kullanılmaya devam ettiği, bu kapsamda aile konutu vasfındaki taşınmazın davalı ... tarafından davacının açık rızası alınmadan davalı ...'e yapılan devir işleminin 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesine aykırı olduğu, davalı ... tarafından diğer davalı ...'a yapılan devir işleminde de davalı ...'ın iyi niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği nazara alındığında, davacının eldeki davayı açmakta haklı olduğu, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yararına takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu, davacı aleyhine yargılama harç ve gideri ile vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda (1) ve (2) numaralı paragraflarda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.