Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1241 E. 2023/2685 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan nafaka alacağından kaynaklanan menfi tespit davasında, davacı tarafından yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilip edilemeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, davacı tarafından yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsup edilemeyeceğine dair delil değerlendirmesi ve davanın kısmen kabulüne ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki nafaka alacağından kaynaklanan menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2014/719 Esas, 2014/686 Karar sayılı mahkeme kararı ile ortak çocukları olan Ayaz Efe ve Eymen ... lehine aylık ayrı ayrı 1.250,00 TL toplam 2.500,00 TL iştirak nafakasının ödenmesine karar verildiğini, davalı kadının ... 8 İcra Müdürlüğünün 2019/127185 Esas sayılı dosyası ile 2015 yılı Mart ayı başlangıçlı 2019 yılı Eylül ayına kadar dönemine ilişkin toplam 153.070,00 TL'nin ödenmediğini iddia ederek takip başlatıldığını, taraflar arasında müvekkili tarafından ödenmesi gereken iştirak nafakasına mahsuben müşterek çocukların özel okul taksitlerinin ödemesi hususunda mutabakata varıldığını, bu suretle ödeme yapılan okul taksitlerinin ödenmesi gereken nafaka miktarından az olması halinde kalan kısmın da davalı hesabına yatırıldığını, borcunun bulunmadığını belirterek, ... 8. İcra Müdürlüğünün 2019/127185 Esas sayılı icra takibine konu borcun ifa edildiğinin tespiti ile takibin iptaline, davalının takip tutarının %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ortak çocukların evlilik birliği sırasında ve sonrasında özel okula gitme hususlarındaki kararın davacı baba tarafça alındığını, taraflar arasında bu konuda kesinlikle özel okul taksitlerinin, okul giderlerinini nafakadan düşülmek suretiyle ödeneceği hususunda anlaşmanın olmadığını, davacı babanın müşterek çocukların okul masrafları ve giderlerini ödemesinin bağışlama niteliğinde olduğunu, tarafların boşanmaları sırasında kabul edilen protokolde herhangi bir şekilde nafakaya ilişkin ödemelerin, okul taksitlerinin eğitim giderlerinin karşılanması suretiyle yerine getirilmesi hususunda düzenlemenin olmadığını, müvekkilinin çocuklarının söz konusu nafakaya diğer ihtiyaçlarının giderilmesi yönünden muhtaçken davacı tarafın tek yanlı kararı ile müvekkilinin iznini almadan gönderilen özel okul taksitlerinin nafakadan düşülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın kendi kafasına göre ve yerel mahkeme kararına aykırı olarak işlem yapıp kötü niyetli olarak nafaka yükümlülüğünü ortadan kaldırmaya çalıştığını, davacının davasının reddi ile, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile menfi tespit davasında ispat yükünün kural olarak davalı alacaklıya ait olduğu, ancak davacı borçlu aralarındaki hukuki ilişkiyi ve bundan kaynaklanan borcunun olduğunu kabul edip, bu borcun herhangi bir sebeple son bulduğunu ileri sürüyor ise ispat yükünün davacı borçluya geçeceği, davacı tarafından yapılan ödemelerde açıkça nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama mevcut bulunduğu takdirde nafaka borcunun hesabında dikkate alınması, aksi takdirde yapılan ödemelerin nafaka borcuna karşılık yapıldığı kanıtlanmadan nafakadan mahsup edilmemesi gerektiği, her ne kadar davacı özel okul, sigorta ödemeleri, vs şeklinde yaptığı ödemeleri davalı ile anlaştıkları üzere nafaka borcundan mahsup ettiğini iddia etmiş ise de, bu yönde taraflar arasında yapılmış bir anlaşmanın varlığının toplanan tüm deliller ve özellikle anlaşmalı boşanma protokolü ve dosyasındaki beyanlardan tesbit edilemediği, davacının çocukları için yaptığı özel okul, özel sigorta vs şeklindeki nafaka haricindeki ödemelerin ahlaki bir borcun ifası niteliğinde olduğu ve bu ödemelerin iadesinin ya da mahsubunun istenmesinin yasal olarak mümkün bulunmadığı, davanın alacaklı lehine neticelenmesi halinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin koşulunun ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve bundan dolayı alacaklının zarara uğraması olup mahkemece verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığı, alacaklı sıfatına sahip dosya davalısının kötü niyet tazminatı isteminin kabul edilmeyeceği, davanın borçlu lehine hükme bağlanması takibin haksız ve kötü niyetli olduğunun anlaşılması halinde kötü niyet tazminatına hükmedilebileceği, davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre davacının menfi tespit davası açmakta kısmen haklı olmakla kötü niyet tazminatı isteminin de kabul edilemeyeceği, icra takibine konu tarih aralığında yapılan ödemeler incelendiğinde denetime elverişli olan hesap bilirkişisi raporu ile de belirlendiği üzere 2015 yılına ilişkin hesap ekstrelerinden davacının hesabından davalının hesabına her ay düzenli bir şekilde yatırılmış olan konut kredisi ödemeleri haricindeki 1.000,00 TL'lik ödemenin açıklaması yazılmamış olsa da kısmi nafaka ödemesine ilişkin olduğunun kabul edildiği, 2016 yılına ilişkin hesap kayıtlarında da davalı adına konut kredisi ve ev için açıklamasına sahip ödemeler dışında 1.500,00 TL'lik ödemenin kısmi nafaka ödemesi olduğu belirlendiği, yine 2017-20018-2019 yıllarında icra takibine konu edilen dönemlere ilişkin düzenli olan aylık ödemelerin de nafaka ödemesi olduğu kabul edildiğinde, davacının 2015 yılı Mart ayı ile 2019 yılı Eylül ayına ait dönemde icra takibine konu tarihler itibariyle toplam ödenmemiş nafaka borcunun 140.947,25 TL olduğu, icra takibine konu alacak miktarının ise 153.070,00 TL olduğu, sonuç olarak icra takibini 12.122,75 TL bedel için fazla miktarda başlatıldığı, davacının bu miktarda borçlu olmadığının tespit edildiği gerekçesi ile davaya konu istemin kısmen kabul, kısmen reddi ile, davacının ... 8. İcra Müdürlüğünün 2019/127185 Esas sayılı dosyasında davacının davalıya takibin 12.122,75 TL'lik kısmı yönünden borçlu olmadığının tespitine, davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine, davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının müşterek çocukların özel okul kayıtlarını kendisi yaptırıp okul ücretlerini nafakaya mahsuben müvekkiline ödettiği halde kötü niyetli olarak nafakalar ödenmemiş gibi icra takibi başlattığını, hesaba yapılan ödemelerden artan şeklindeki açıklamanın dikkate alınmadığını, davanın tamamı yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve dosya kapsamına göre İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın kısmen kabul kısmen reddine dair kararın gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı kadının, davacının başkası ile evlenmesi neticesinde icra takipleri yaptığını, kötü niyetli olduğunu, davalının müşterek çocukların özel okul kayıtlarını kendisi yaptırıp okul ücretlerini nafakaya mahsuben müvekkiline ödettiğini, hesaba yapılan ödemelerden artan şeklindeki açıklamanın dikkate alınmadığını, müvekkilinin boşanmadan itibaren çocuklar için 230.000,00TL ödeme yaptığını bu ödemelerin icra takibine konu alacağın da üstünde olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; davanın kısmen reddedilen bölümü için temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan nafaka alacağından kaynaklanan menfi tespit davasında davaya konu döneme ilişkin davacı tarafça ödemeler yapılıp yapılmadığı yapıldı ise miktarı, tarafların beyanlarına göre ispat külfetinin hangi tarafta olduğu noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 72 nci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.