Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1305 E. 2024/4053 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mirasbırakan eşin edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olan taşınmazlardan birinin kişisel mal olduğu iddiasıyla açılan katılma alacağı davasında, taşınmazın kişisel mal olup olmadığı ve davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın edinilmesinde kullanılan paranın kaynağının tam olarak tespit edilmemesi, muhdesatın yapımının kişisel malla gerçekleştirildiğinin ispatlanamaması ve davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olduğu hususunun gözetilmemesi nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2019/1688 E., 2022/1197 K.

KARAR : Davacı mirasçıları vekilinin başvurusunun esastan reddi, davalılar vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2015/2008 E., 2019/334 K.

Taraflar arasındaki katılma katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı mirasçıları vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin eşi ...'nın vefat ettiğini, davalıların muris eşin mirasçıları olduğunu, evlilik birliği içinde muris eş adına 33094 ada 17 parsel 4 nolu daire, 1675 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ve 30398 ada 7 parsel 4 nolu dairenin edinildiğini belirterek; eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin her türlü alacak ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 3 adet taşınmazın bedelleri karşılığı (1/2) hissesine tekabül eden katılma alacağının mahsuben aile konutunun mülkiyetinin müvekkiline tanınmasını ve kalan katılma alacağı için şimdilik 1.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren değişken oranlarda en yüksek yasal faizi ile birlikte davalılardan ortaken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; murisin evlenmeden önce edindiği malların tasfiyeye dahil edilemeyeceğini, murisin uzun süre yurtdışında çalıştığını, birikimleri ile Karpürçek'te villa arsası satın aldığını, evlenmeden öncede murisin birikimleri olduğunu, Karpürçek'teki arsanın satılarak tasfiye konusu 1675 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satın alındığını, müvekkili İbrahim'in işbu arsanın alınmasında ve üzerine ev ile çardak yapılmasında katkısının olduğunu, taşınmazlardan elde edilene kira gelirini davacının aldığını, kira bedellerinde müvekkillerinin de hakkı olduğunu, ayrı murise ait altın ve kefen parası diye biriktirdiği para olduğunu bunlarda da müvekkillerinin hakkı olduğu belirterek; davanın reddini savunmuş, 2012 tarihinden ölüm tarihine kadar davacı tarafından alınan kira bedellerinde müvekkillerinin de hakkı olduğu dikkate alınarak geriye dönük alacakların faiziyle birlikte müvekkillerine verilmek üzere hesaplanmasını, ayrıca davacıda bulunan murise hediye edilen 3 burma bileziğin, murisin kendi çalışması sonucunda biriktirdiği ata liraları ve ayrıca kefen parası olarak emanet ettiği 3.000,00 TL'nin de tasfiye sırasında dikkate alınarak müvekkillerinin hakkı olan kısmının faiziyle birlikte verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 33094 ada 17 parsel 4 nolu daire ile 30398 ada 7 parsel 4 nolu dairenin edinim tarihleri itibariyle edinilmiş mal olduğu, 1675 ada 6 parsel sayılı arsanın da murise ait kişisel mal niteliğinde olduğu, üzerindeki muhtesatın mirasçılardan ... tarafından yaptırıldığının sabit olduğu; 30398 ada 7 parsel 4 nolu daire için 55.000,00 TL, 33094 ada 17 parsel 4 nolu daire 65.000,00 TL'nin terekeden tahsili ile davacılara veraset ilâmındaki payları oranında ödenmesi gerektiği, 1675 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden de davanın reddi gerektiği gerekçesiyle; 1675 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 30398 ada 7 parsel 4 nolu daire yönünden 55.000,00 TL, 33094 ada 17 parsel 4 nolu daire yönünden 65.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte terekeden tahsili ile davacılara miras payları oranında ödenmesine, davacı mirasçıları yararına 12.350,00 TL vekâlet ücretine, davalılar yararına 2.735,00 TL vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili ve davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde; hükme esas alınan raporun hatalı olduğunu, reddedilen taşınmaz yönünden tasfiyeye dahil edilemeyeceğine yönelik somut delil bulunmadığını, tanık beyanlarının yeterli olmadığını, taşınmazın bir kısmının ikame mal olduğunun davalılar tarafından kabul edilmesine rağmen tamamının ikame kabul edilmesinin hatalı olduğunu, muhdesatın davalı ... tarafından yapıldığı kabulünün hatalı olduğunu; taşınmaz değerlerinin günceliğini yitirdiğini, faizin başlangıcına dair verilen kararın da doğru olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuş; davacı mirasçıları vekili 09.11.2020 tarihli dilekçede, reddedilen taşınmaz dışındaki taşınmazlara yönelik tüm istinaf taleplerimizden vazgeçtikleri, sadece reddedilen taşınmaz yönünden istinaf başvuru taleplerinin devam ettiğini, Mahkemede kabul kararı verilen (2) ve (3) nolu hükümlerdeki kabul edilen iki taşınmaz yönünden istinaf yoluna başvurmadıklarından işbu taşınmazlar yönünden hükmün kesinleşmiş olduğundan ayrılarak kesinleşen yönlerden kesinleşme şerhinin verilmesini talep etmiştir

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen reddedilen taşınmaz değeri üzerinden vekâlet ücreti verilmediğini, vekâlet ücreti ve harç yönünden hatalı hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf incelemesi sırasında davaların ayrılamayacağı ve hükmün bölünmek suretiyle kısmi kesinleşme yapılması mümkün olmadığından davacı mirasçıları vekilinin kabul kararı verilen taşınmazlar hakkındaki davanın ayrılarak bu yönden hükmün kesinleştirilmesini talebinin yerinde görülmediği; dosya içeriğine, iddia ve savunma ile toplanan delillere, kararın dayandığı hukuka uygun gerektirici nedenlere, mevcut deliller Mahkemece değerlendirilerek takdir edildikten sonra karar verildiğine, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığına, tasfiyeye konu 30398 ada 7 parsel 4 nolu daire yve 33094 ada 17 parsel 4 nolu daire yönünden davanın kabul edilmesinde, 1675 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise muris tarafından taşınmazın edinim tarihine yakın tarihte kendi kişisel malı olan başka taşınmazını satmak suretiyle tasfiye konusu taşınmazı aldığı, anılan taşınmazın murisin kişisel malı olduğu Mahkemece belirlenmek ve benimsenmek suretiyle işbu taşınmaz yönünden de ret kararı verilmesi ve istek katılma alacağı niteliğinde olup hüküm altına alınan alacak bakımından karar tarihi itibarı ile faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı; davalılar vekilinin vekâlet ücreti ve harç bakımından yaptığı istinaf sebeplerine gelince; davacı vekilinin dava dilekçesinde dava değerini 1.000,00 TL olarak gösterdiği ve dava açılışı sırasında bu değer üzerinden peşin harç yatırdığı, yargılama sırasında eksik harcın tamamlanmadığı, harçlandırılan dava değeri 1.000,00 TL olup bu değer üzerinden davalı ve davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği, açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin vekâlet ücretine yönelik istinaf itirazları yerinde olduğu gerekçesiyle; davacılar vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin başvurusunun vekâlet ücreti yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle 1675 ada 6 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 30398 ada 7 parsel 4 nolu daire yönünden 55.000,00 TL, 33094 ada 17 parsel 4 nolu daire yönünden 65.000,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte terekeden tahsili ile davacılara miras payları oranında ödenmesine, davacı mirasçıları yararına 9.200,00 TL vekâlet ücretine, davalılar yararına 9.200,00 TL vekâlet ücretine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı mirasçıları vekili temyiz dilekçesinde; hükme esas alınan raporun hatalı olduğunu, reddedilen taşınmaz yönünden tasfiyeye dahil edilemeyeceğine yönelik somut delil bulunmadığını, tanık beyanlarının yeterli olmadığını, taşınmazın bir kısmının ikame mal olduğunun davalılar tarafından kabul edilmesine rağmen tamamının ikame kabul edilmesinin hatalı olduğunu, muhdesatın davalı ... tarafından yapıldığı kabulünün hatalı olduğunu; faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini; müvekkilleri lehine hükmedilen vekâlet ücretinin davalıların talebi olmamasına rağmen Bölge Adliye Mahkemesince azaltıldığını, kararın bu yönden de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı, istinaf sınırlaması, vekâlet ücreti ve faizin başlangıç tarihi noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 323 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi, 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164 üncü maddesi, 168 inci maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13 üncü maddesi; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin birinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 684 üncü maddesi, 718 inci maddesi,

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı mirasçıları vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesinde edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olarak tanımlanmıştır.

3. 4721 sayılı Kanun'un 220 nci maddesinde de kişisel mallar sayılmış olup düzenlemeye göre, eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşyalar, mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, manevî tazminat alacakları ve kişisel mallar yerine geçen değerler kişisel maldır.

4. 4721 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Kanun'un 222 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır.

5. İspat yükü 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir./ Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenlenmiştir.

6. Ayrıca, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 sayılı Kanun'un md. 684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (4721 sayılı Kanun'un md. 718).

7. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede somut olayda; Mahkemece, 1675 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ve üzerinde bulunan muhdesatın kişisel mal olduğu kabul edilerek işbu taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, tasfiye konusu taşınmazın muris eş adına eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği ve muhdesatın da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapıldığı, Mahkemece işbu taşınmazın edinilmesinde dava dışı muris eş adına kayıtlı 22909 ada 5 parsel sayılı taşınmazın satışından elde edilen paranın kullanıldığı kabulü yerinde ise de, dava dışı taşınmazın devir bedeli ile tasfiye konusu taşınmazın edinme bedelinin belirlenmediği; tasfiye konusu taşınmaz üzerine yapılan muhdesatın da murisin mirasçısı davalı ... tarafından yapıldığına yönelik delil olarak sunulan her zaman düzenlenmesi mümkün olan 26.07.2006 tarihli adi yazılı belge ve soyut tanık beyanı dışında başkaca delil bulunmadığı; işbu delil durumuna göre de muhdesatın murisin mirasçısı davalı ... tarafından yapıldığının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece yapılacak iş, öncelikle tasfiye konusu taşınmazın (muhdesatsız) satın alma tarihindeki değeri ile dava dışı taşınmazın devir tarihindeki değeri belirlenerek dava dışı taşınmazın devir bedelinin tasfiye konusu taşınmazın edinme bedelinin tamamını karşılayıp karşılamadığı belirlenerek, sonucuna göre dava dışı taşınmazın tasfiye konusu taşınmazın bedelinin tamamını karşılanmadığının tespit edilmesi halinde, bakiye kısmın kişisel malla karşılandığının iddia ve ispat da edilemediğine göre edinilmiş maldan karşılandığı kabul edilerek, taşınmazın edinilmesinde dava dışı taşınmazın devir bedeli dışındaki bakiye kısım ve muhdesat yönünden davacı lehine katılma alacağının hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

8. Ayrıca, dava belirsiz alacak davası niteliğinde olup 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Mahkemece kendiliğinden davacıya talebini tam ve kesin olarak belirlemesi için süre verilerek sonucuna göre dava değeri, harcın ve vekâlet ücretinin belirlenmesi gerekirken bu husus da göz ardı edilerek karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

2. Davacı mirasçıları vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.