"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
TARİHİ : ...
SAYISI : 2022/2529 E., 2022/2595 K.
DAVACI : ... vekilleri Avukat ... vd.
DAVALI : 1- ... Sigorta Anonim Şirketi vekili Avukat ...
2- ... (17.07.2020 tarihinde öldü)
MİRASÇILAR : ... ve ark.
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : Esastan ret
TEMYİZ EDEN : Davacı ve davalı sigorta şirketi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 3. Aile Mahkemesi
TARİHİ : ...
SAYISI : 2021/151 E., 2022/346 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; ... parsel sayılı taşınmazın aile konutu olduğunu beliterek davacının bilgisi ve rızası dışında taşınmaz üzerine konulan toplam 85.000,00 TL bedelli ilave ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; ipoteğin davacı ve davalı eş ile aynı çatı altında oturan ortak çocuklarının borcu nedeniyle kurulduğunu, krediden ve dolayısıyla da ipotek işleminden davacı eşin haberder olmadığını kabul etmenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kurulan ipoteğin 15 yılı aşkın bir süredir mevcut olduğunu, 10.10.2011 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibinin başlatıldığını, tebligatın yapıldığını, ipoteğin tesis edilen 07.11.2001 tarihinde müvekkil sigorta şirketinin gayrimenkulün aile konutu niteliği taşıyıp taşımadığı yönünde bir sorumluluğunun bulunmadığını, iyi niyetle güvenerek yapılan işlemin korunması gerektiği, ipotek fekki talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının ipotek fekki talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2019 tarih ve 2017/798 Esas, 2019/542 Karar sayılı kararı ile ipotek tesisi sırasında davacı kadının rızasının alındığının ispat edilemediği, dava konusu taşınmazın tapu kaydında kargir ev mutfak ve arsası vasfında göründüğü, davacının aile konutu olarak kullandığı yerin öncesinde B harfi ile gösterilen 2 katlı yığma ahşap ev olduğu, sonrasında ise A harfi ile gösterilen 3 katlı(bodrum+zemin+1.kat) betonarme evin yalnızca zemin katı olduğu, diğer katını davacının oğlunun kullandığı anlaşılmakla taşınmaz üzerinde B harfi ile gösterilen yer üzerinde yalnızca ilk ilave ipoteğin kaldırılmasına, A harfi ile gösterilen yerin ise zemin katıyla sınırla olmak üzere ikinci ilave ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile; davanın kısmen kabulü ile dava konusu ... Parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı ... Sigorta Anonim Şirketi lehine tesis edilen 07.11.2001 tarihli 1899 yevmiye nolu ipoteğe ilave edilen 26.05.2005 tarihli 1250 yevmiye nolu 35.000 TL bedelli ilave ipoteğin 13.02.2019 tarihli Fen bilirkişi rapor ve krokisinde B harfi ile gösterilen 2 katlı yığma ahşap ev ile sınırlı olmak kaydıyla kaldırılmasına, ve aynı taşınmaz üzerine davalı şirket lehine tesis edilen 22.10.2009 tarihli 5258 yevmiye nolu 50.000,00 TL bedelli ilave ipoteğin 13.02.2019 tarihli Fen bilirkişi rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 3 katlı (bodrum+zemin+1.kat) betonarme evin zemin katı ile sınırlı olmak kaydıyla kaldırılmasına fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı şirket vekilince kabul edilen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2021 tarihli kararı ile dava konusu taşınmazın tapuda "kargir ev mutfak ve arsası" vasfıyla ve davalı eş adına kayıtlı olduğu, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda taşınmaz üzerinde iki katlı ahşap yığma ev ve üç katlı betonarme karkas apartman olduğu belirtilmiştir. Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, Mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfının tapu kaydındaki vasfı da nazara alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın üzerinde bulunan her iki mesken yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yargılama sırasında davalı eşin vefat ettiğini, davalı eşin yargılama devam ederken ölmüş olması nedeniyle davanın konusuz kaldığını söylemenin mümkün olmadığı, rapor ve krokisinde 2 katlı bina olarak gösterilen yapının davacı ve davalı müteveffa eşinin bu evi aile konutu olarak kullanmaya 2007-2008 li yıllarda bıraktıkları gözetildiğinde 04.10.2017 tarihide davacının bu dava ile bu taşınmazın aile konutu olduğundan bahisle 26.05.2005 tarihinde, 1250 yevmiye numaralı işlem ile 35.000,00 TL bedelle koyulan ipoteğin kaldırılmasını istemede davacının hukuki yararının bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varıldığı, rapor ve krokisinde 3 katlı (bodrum+zemin+1. kat) bina olarak gösterilen yapının zemin katının 2007-2008 yılından davacı ve davalı müteveffa eşi tarafından davalı eşin öldüğü 17.07.2020 tarihine kadar aile konutu olarak kullanıldığı, davacının eşinin ölümünden sonra da zemin katta yaşamayı sürdürdüğü; 22.10.2009 tarihli, 5258 yevmiye nolu, 50.000,00 TL bedelli ilave ipoteğin tesis tarihinde de bu 3 katlı (bodrum+zemin+1. kat) yapının zemin katının davacı ve davalı mütevefa eş tarafından aile konutu olarak kullanıldığı; tüm dosya kapsamı ile 5258 yevmiye nolu ipotek tesis edilirken davacı eşin muvaffakatının alınmadığı; bu nedenle 22.10.2009 tarihli, 5258 yevmiye nolu, 50.000,00 TL bedelli ilave ipoteğin 3 katlı(bodrum+zemin+1. kat) yapının davacı ve müteveffa eşi tarafından aile konutu olarak kullanılan zemin katı yönünden geçersiz olduğu sonuç ve vicdani kanaatine ile davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ... Parsel sayılı taşınmazda Fen bilirkişisi ...' in 20.12.2021 tarihli rapor ve krokisinde 2 katlı bina olarak gösterilen yapıdan 26.05.2005 tarihinde, 1250 yevmiye numaralı işlem ile 35.000,00 TL bedelle davalı şirket lehine koyulan ilave ipoteğin kaldırılmasını istemi yönünden davanın dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan reddine, Fen bilirkişisi ...'in 20.12.2021 tarihli rapor ve krokisinde 3 katlı (bodrum+zemin+1. kat) bina olarak gösterilen yapıdan davalı şirket lehine tesis edilen 22.10.2009 tarihli 5258 yevmiye nolu 50.000,00-TL bedelli ilave ipoteğin kaldırılması talebi yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile: Fen bilirkişisi ...' in 20.12.2021 tarihli rapor ve krokisinde 3 katlı (bodrum+zemin+1. kat) bina olarak gösterilen yapının zemin katının davacı ve davalı müteveffa eşi tarafından aile konutu olarak kullanıldığı anlaşılmakla; bu üç katlı (bodrum+zemin+1. kat) yapının yalnız zemin katındaki 22.10.2009 tarihli, 5258 yevmiye nolu, 50.000,00 TL bedelli ilave ipoteğin kaldırılmasına, zemin kat hariç bu üç katlı binanın diğer katlarına/ bölümlerine koyulan ipoteğin kaldırılması talebi yönünden davanın reddine, 2-Fen bilirkişisi ...'in 20.12.2021 tarihli rapor ve krokisinin kararın eki sayılmasına, karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı ve davalı şirket istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili; davanın reddedilen kısmına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur.
2.Davalı ... Sigorta Anonim Şirketi vekili; davanın kabul edilen kısmına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, usul ve yasaya uygun olan hükme yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı sigorta şirketi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; 26.05.2005 tarihli ipotek tesis edilirken tarafların 2 katlı binayı aile konutu olarak kullandığı halde bu ipoteğin kaldırılmasına karar verilmediği, her ipoteğin tesis edildiği tarih itibariyle şartların değerlendirilmesi gerektiği, taşınmazın tek tapusu olduğu ve kararın infaza elverişli kurulmadığı, tüm taşınmaz üzerindeki ipoteklerin kaldırılması gerekirken kısmen kaldırılması doğru olmayıp davanın tümden kabulü ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı sigorta şirketi temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazda ilk ipotek tesis işleminin 2002 yılı öncesine ait olup eşin rızasının aranmaması nedeni ile davanın reddi gerektiği, kaldı ki aynı çatı altında oturan çocuklarının kredi borcu nedeni ile ipotek tesisinden davacının haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, taşınmazda aile konutu şerhi bulunmadığı, kötü niyetin ispatının davacıya düştüğü, 15 yıldır mevcut ipotekten davacının haberdar olmamasının mümkün olmayacağı, davalı eş öldüğünden aile konutu olma özelliğini kaybeden taşınmazdan ipoteğin kaldırılamayacağını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek davanın reddine, vekâlet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ipoteğin kaldırılması yasal koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, Mahkemece kurulan kısmen kabul kararının ve vekâlet ücreti kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü, 240 ıncı ve 652 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Dava malik olmayan eş tarafından açılan ipoteğin kaldırılması talebine ilişkindir. Yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesinin son kararında; tapuda kargir ev mutfak ve arsası niteliğinde olan taşınmazda 2 katlı bina olarak gösterilen yerin 2007-2008 yıllarında aile konutu olarak kullanımının bırakıldığı anlaşılmakla 26.05.2005 tarihinde 1250 yevmiye numaralı işlem ile 35.000,00TL bedelle koyulan ipoteğin kaldırılmasının istenmesinde davacının hukuki yararının bulunmadığından reddine, 3 katlı binanın aile konutu olarak kullanıldığı anlaşılan zemin katı yönünden 22.10.2009 tarihlinde tesis edilen 50.000,00TL bedelli ilave ipoteğin kaldırılmasına, zemin kat haricindeki bölümler yönünden ipoteğin kaldırılması talebinin reddine karar verilmiş, ret ve kabul edilen bölümler yönünden ipotek bedeli üzerinden hesaplandığı belirtilerek vekâlet ücretine hükmedilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden dava konusu taşınmaz üzerinde 2 katlı ve 3 katlı iki binanın bulunduğu, 2 katlı binanın dava açıldığında aile konutu olarak kullanılmadığı, 3 katlı binanın ise sadece zemin katının aile konutu olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davanın 3 katlı binada aile konutu olan zemin katı üzerindeki ipoteğin kaldırılması suretiyle kabulüne karar verildiğine göre talep bölünerek aynı binada diğer bölümler yönünden ret kararı verildiği gerekçesi ile davalı sigorta şirketi yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğu gibi dosyada bulunan bilirkişi raporları da dikkate alınarak ve aile konutu olarak kullanılan ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilen katın değeri üzerinden ipotek değeriyle oranlama yapılarak buna göre davacı lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 3 katlı bina için davacı ve davalı şirket yararına hükmedilen vekâlet ücretleri yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının (4) ve (6) numaralı bentlerinde davacı ve davalı şirket yararına hükmolunan vekâlet ücretleri yönünden BOZULMASINA,
3. Tarafların sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.12.2023 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
...
(Karşı Oy) (Karşı Oy)
KARŞI OY
1. Dava, aile konutuna konulan ipoteğin Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi gereğince aranması gereken eş rızasının bulunmaması nedeniyle kaldırılması istemine ilişkindir.
2. Dava konusu 649 ada 20 parsel sayılı taşınmaz ( evvelce 3025 parsel, sonrasında 6211 parsel ve hali hazırda 20 parsel) üzerine 2001 yılında 15.000,00 TL, 2005 yılında 35.000,00 TL ve 2009 yılında 50.000,00 TL tutarındaki cem'an davalı sigorta yararına 100.00,00 TL tutarında ipotek konulmuştur.
3. Mahkemece sadece ev, mutfak ve bahçe vasıflı arsa üzerinde 2007 tarihinde yapı ruhsat alınan 3 katlı binanın zemin katının aile konutu olduğunun kabulüyle, 2009 yılında konulan 50.000,00 TL bedelli ipoteğin zemin kat üzerinden kaldırılmasına, diğer katlar üzerindeki 50.000,00 TL bedelli ipoteğin aynen bırakılmasına karar verilmiştir.
4. Bu durumda, ipotek bedeli olan 50.000,00 TL kat sayısına bölünmediği ve 50.000,00 TL üzerinden kabul ve ret kararı verildiğine göre, mahkemece bu meblağlar üzerinden vekâlet ücreti takdiri doğru olmakla sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyoruz.
...
...
...