Logo

2. Hukuk Dairesi2023/146 E. 2024/4617 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranının belirlenmesi, ziynet alacağı, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Sanal ortamda başka bir erkekle yazışmalar yaparak güven sarsıcı davranışta bulunan kadının, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kadının daha az kusurlu olduğuna dair kusur belirlemesi, bu belirlemeye bağlı olarak hükmedilen tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2150 E., 2022/2200 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yahyalı Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/156 E., 2022/197 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet alacağı ve tedbir nafakası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı boşanma davasının reddine, ziynet alacağı davasının kabulü ile tedbir nafakası davasının reddine verilmiştir.

Kararın taraf vekillerinde istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... ve vekili Avukat ... ile karşı taraf davalı-davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2012 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, yatağını ayırdığını, hakaret ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, dava konusu ziynet eşyalarının ev alımında kadın tarafından iade edilmemek üzere verildiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaları tekrarla birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ilgisiz olduğunu, ortak konuttan kovduğunu, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, bağımsız konut temin etmediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, kadına ait ziynet eşyalarının kadının rızası olmamasına rağmen alındığını ve iade edilmediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı 700,00 TL tedbir nafakası, 700,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminat, ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ziynet alacağı bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-davacı kadın vekili ıslah dilekçesinde özetle; dava konusu ziynetlerin aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise bilirkişi raporunda belirtilen değer olan 256.733,00 TL üzerinden ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olduğunu, erkeğin, birlik görevini ihmal ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, iddia ederek davanın kabulü ile kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakası, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ederek güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı boşanma davasının reddine, ortak çocukların velâyetinin, alınan sosyal inceleme raporu içeriği de dikkate alınarak babaya verilmesine, ortak çocuklarla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olan kadının kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alınarak erkek yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminat, kadına ait olan ziynet eşyalarının ev alması amacıyla erkeğe verildiği ancak sonrasında kadına iade edilmediği belirtilerek ziynet alacağı davasının kabulü ile 5 adet her biri 30'ar gram 22 ayar altın bilezik olmak üzere toplamda 68.850,00 TL, 16 adet 22 ayar gramse altın olmak üzere toplamda 126.400,00 TL, 16 adet her biri 22 ayar tam altın olmak üzere toplamda 50.560,00TL, 1 adet 4 gram yüzük olmak üzere 1.464,00 TL, 1 adet 12,50 gram 22 ayar altın zincir ve içerisinde büyük çeyrek altın olan çerçeveli altın kolye olmak üzere toplamda 9.459,00 TL olmak üzere tüm ziynet eşyaları yönünden toplam 256,733,00 TL değerindeki ziynet eşyalarının davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyaları 10.000,00 TL'nin 17.11.2020 karşı dava tarihinden itibaren geri kalan 246.733,00 TL'nin ise ıslah tarihi olan 10.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, birleşen tedbir nafakasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kusur durumu dikkate alındığında erkek yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının ise az olduğu belirtilerek; tazminatların miktarları ve ziynet alacağı davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği, tedbir nafakası miktarının az olduğu, tazminat, yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, birleşen tedbir nafakası davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, ziynet alacağı davasında faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiği belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kadının davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı davasında faiz başlangıç tarihi ve birleşen davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, kadının, sanal oyun sitesinde başka erkek ile yazışmalar yaparak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin ise ortak konutun anahtarını babasına verdiği, tarafların sık sık ve uzun süre erkeğin ailesinin evinde kalmasına sebebiyet vererek bağımsız bir ortak yaşam sağlamadığı, ailesinin evliliğe aşırı müdahalesine sessiz kaldığı, ailesinin, kadını evden kovmasına sessiz kaldığı, kız kardeşinin başka bir erkek adıyla sosyal medyada sahte bir hesap açarak bu hesap üzerinden kadın ile yazışmasına ve bu yazışmaları kad sanal oyun sitesinde başka erkek ile yazışmalar yaparak güven sarsıcı davranışta bulunduğuının itibarını zedelemek için erkeğin ailesine ve kadının ailesine ifşa etmesine sessiz kaldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, ancak kadının davasının kabulüne de karar verilmesi gerektiği, alınan sosyal inceleme raporları dikkate alındığından velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocukların baba yanında yaşamaya başladığı tarih olan 02.07.2021 tarihine kadar ortak çocuklar yararına tedbir nafakası takdir edilmesinin isabetli olduğu, kadın yararına tedbir nafakası takdir edilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının az olduğu, herhangi bir geliri bulunmayan ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkek yararına tazminata hükmedilmesi için yasal şartların oluşmadığı, ağır kusurlu olan erkeğin kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, paranın alım gücü, mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadın yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, dosya kapsamına göre; evlilik içerisinde kadına düğünde takılan ziynet eşyalarının ev almak için erkek tarafından kadından alındığı, daha sonrasında tekrar iade edilmediği, kadının ziynetleri iade edilmemek üzere verdiğinin ise erkek tarafından ispatlanamadığı, İlk Derece Mahkemesince, ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde ve ziynet alacağının 10.000,00 TL'sine dava tarihinden itibaren, 246.733,00 TL'sine ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanmasında isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek; davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadının davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde dava tarihinden boşanma kararı kesinleşene kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın tarafından bağımsız olarak açılan tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın yararına 700,00 TL tedbir nafakası, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı 02.07.2021 tarihine kadar ... yararına aylık 450,00 TL, ... yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, ziynet alacağı davası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava; karşılıklı boşanma ve ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi istemine ilişkin olup uyuşmazlık, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği,, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kadın tarafından erkeğe verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 255 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 1 inci maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi ; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri, 285 inci ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı- davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince davalı- davacı kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince, davalı- davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, karar, davacı- davalı erkek vekili tarafından yukarıda belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilmişse de kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; kadının, sanal oyun sitesinde başka erkek ile yazışmalar yaparak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, sürekli olarak herkesin içerisinde erkeğe hakaret ettiği, erkeğin ise ortak konutun anahtarını babasına verdiği, tarafların sık sık ve uzun süre erkeğin ailesinin evinde kalmasına sebebiyet vererek bağımsız bir ortak yaşam sağlamadığı gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda kadın ağır kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemez. Kadın yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları koşulları oluşmamıştır. O halde kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

4.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda kadın ağır kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemez. Kadın yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 175 inci maddesi koşulları oluşmamıştır. O halde kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

5.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların, erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde Mahkemece, tarafların, sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2), (3), (4) (5) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'e verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.