Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1511 E. 2023/4618 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur durumu, maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu ve bu durum dikkate alınarak Bölge Adliye Mahkemesince kadına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin ve yoksulluk nafakası talebinin reddinin hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1852 E., 2022/2325 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kütahya 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/266 E., 2022/540 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı karşı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden kaldırılan yönlerden esas hakkında hüküm kurulmasına, diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkek hakkında sürekli icra takibi ve haciz yapıldığını, alacaklıların davacı karşı davalı kadını aradığını, en son Haziran-Temmuz 2017 aylarında eve haciz geldiğini, davalı karşı davacı erkeğin kadının sağlık sorunları ile ilgilenmediğini, çocuklarla ilgilenmediğini, ortak çocuk ...`ye şiddet uyguladığını, ayırmaya çalıştığında davacı karşı davalı kadına ve diğer çocuğa da şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL maddî tazminatın davalı karşı davacı erkekten alınarak davacı karşı davalı kadına verilmesine, ziynet eşyalarının aynen mümkün olmaması halinde bedeli olan 5.000,00 TL`nin faizi ile davalı karşı davacı erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 08.11.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile ziynet talebini ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı kadının müsrif biçimde para harcadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, davalı karşı davacı erkeği hor gördüğünü ve aldattığını iddia ederek kadının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı kadından alınarak davalı karşı davacı erkeğe verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 21.12.2018 tarih ve 2018/48 Esas 2018/11 Karar sayılı kararı ile; davacı karşı davalı kadın tarafından dayanılan vakıalardan ameliyat olurken erkeğin kendisine maddî destek olmadığının, erkeğin sık sık icralık olduğunun, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığının, kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığının, davalı karşı davacı erkeğin ise dayanmış olduğu vakıalardan, kadının erkeğe artık seni sevmiyorum, boşanmak istiyorum demekle erkeğe yönelik duygusal şiddete sebep olduğunun, kadının son yıllarda evin temizliği ve yemeği ile ilgilenmediğinin, kadının başka bir erkekle aşk ve sevgi sözleri içerir şekilde mesajlaştığının kanıtlandığı, boşanmaya sebep olan olayların meydana gelmesinde, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında her iki tarafın da eşit derece kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilmesi sebebiyle maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, davacı karşı davalı kadın için aylık 250,00 TL tedbir nafakasının davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalı verilmesine, kararın kesinleşmesinden itibaren davacı karşı davalı lehine hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine, davacı karşı davalı kadının ziynet alacağına ilişkin davasının kabulü ile ziynetlerin aynen, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplamda 73.629,00 TL nin 5.000,00 TL sinin dava tarihi olan 31.10.2017, kalan 68.629,00 TL sinin ıslah tarihi olan 08.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı kadın vekili; davalı karşı davacı erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden, davalı karşı davacı erkek vekili; davacı karşı davalı kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakalar ve ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 15.03.2021 tarih ve 2019/797 Esas 2021/407 Karar sayılı kararı ile ziynet alacağı yönünden nisbi harcın tamamlanması gerektiği gerekçesi ile tarafların istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın usule uygun şekilde yargılama yapılarak karar verilmesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı karşı davalı kadın tarafından dayanılan vakıalardan ameliyat olurken erkeğin kendisine maddî destek olmadığının, erkeğin sık sık icralık olduğunun, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığının, kadına karşı fiziksel şiddet uyguladığının, davalı karşı davacı erkeğin ise dayanmış olduğu vakıalardan, kadının erkeğe artık seni sevmiyorum, boşanmak istiyorum demekle erkeğe yönelik duygusal şiddete sebep olduğunun, kadının son yıllarda evin temizliği ve yemeği ile ilgilenmediğinin, kadının başka bir erkekle aşk ve sevgi sözleri içerir şekilde mesajlaştığının kanıtlandığı, boşanmaya sebep olan olayların meydana gelmesinde, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında her iki tarafın da eşit derece kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu olarak kabul edilmesi sebebiyle maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, tarafların kusur durumu hususları birlikte değerlendirildiğinde davacı karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine, davacı karşı davalı kadının davalı karşı davacı erkekten talep etmiş olduğu ziynetlerden dosyaya sunmuş olduğu nişan cd ve düğün fotoğraflarından anlaşılan ziynetlerin taraflarının düğününde takılmış olduğu ve bu ziynetlerin evlilik birliği devamında erkeğe verildiği, bozdurulduğu ve bozdurulmadan elde edilen paranın erkek tarafından kullanıldığı, kadının bu ziynetleri davalıya verirken erkeğe hibe etme maksadı taşımadığı, erkeğin de kadından almış olduğu dava konusu ziynetleri iade etmediği gerekçesi ile davacı karşı davalı kadının ziynet alacağına ilişkin davasının kısmen kabulü ile ziynetlerin aynen, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde 24.503,00 TL nin 5.000,00 TL sinin dava tarihi olan 31.10.2017, kalan 19.503,00 TL sinin ıslah tarihi olan 08.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı karşı davacıdan alınarak davacı karşı davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

Davacı karşı davalı kadın vekili; evliliğin sona ermesinde davalı karşı davacı erkeğin kusurlu olduğunu, davacı karşı davalı kadının bir kusuru olmadığını, davacı karşı davalı kadının hiç bir zaman eşine sadakatsiz davranmadığını, bu konuda tanıklık yapan ortak çocuk ile kadının arasının bozuk olduğunu, beyanlarının soyut olduğunu, kaldı ki bundan sonra da tarafların bir arada yaşadıklarını, daha önce hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasının hatalı olduğunu, davacı karşı davalı kadının emekli maaşından başka geliri olmadığını, erkeğin çini sektöründe kayıt dışı çalıştığını, talep ettiği ziynetlerin hepsinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakasının reddi, ziynet alacağı talebinin reddedilen kısmı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.12.2022 tarihli ve 2022/1852 Esas, 2022/2325 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince "kadının başka erkekle aşk ve sevgi sözleri içerir şekilde mesajlaştığı" belirtilerek kadına güven sarsıcı davranışta bulunmaktan da kusur yüklenmiş ise de, tanık olarak dinlenen ortak çocuk ...'ın beyanlarından bu mesajların kadın değil başka bir erkek tarafından kadına gönderildiği belirtildiği gibi, bu olay ortaya çıkınca tarafların tartıştığı ve erkeğin kadına şiddet uyguladığı, ancak tarafların bu olay sonrasında bir arada yaşamaya devam ettiklerinin belirtilmesi karşısında, artık kadına bu kusurun yüklenemeyeceği, bu nedenle meydana gelen ayrılıkta erkeğin kesinleşen kusurları ile kadına yüklenen diğer kusurlar karşılaştırıldığında, erkek ağır kusurlu olduğu halde, tarafların eşit kusurlu kabul edilmelerinin ve kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile davacı karşı davalı kadının kusur tespiti ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine yönelik istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinde kadına yüklenen "kadının başka erkekle aşk ve sevgi sözleri içerir şekilde mesajlaştığı" kusurunun gerekçeden çıkartılarak kusur durumunun "erkeğin ilk derece mahkemesince belirlenen ve kesinleşen kusurları ile kadının diğer kusurları karşılaştırıldığında erkeğin ağır kusurlu, kadının ise erkeğe göre az kusurlu olduğu" şeklinde düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin kararının 3.bendinin kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davacı karşı davalı kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminat takdirine, davalı karşı davacı erkekten alınarak, davacı-karşı davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davalı karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın vekili; davalı karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının düşük olduğunu, daha önce hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasının hatalı olduğunu, bu konuda Bölge Adliye Mahkemesince bir değerlendirme yapılmadığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı erkek vekili; kadının erkeği aldattığının tanık beyanı ile sabit olduğunu, müvekkilinin bu olayı öğrendikten sonra davacı karşı davalı kadınla 2-3 ay kadar yaşamak zorunda kaldığını, bu süre boyunca karı koca olarak yaşamadıklarını, aleyhine hükmedilen tazminatların hukuka aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi ve aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davalı karşı davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve hükmedilen tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,175 inci maddesi. 6098 sayılı Borçlar Kanunu`nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.