Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1524 E. 2024/293 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Sağ kalan eşin, miras bırakan eşin kişisel malı olan aile konutu üzerinde, edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında katılma alacağına mahsuben mülkiyet, intifa veya oturma hakkı tesis edilip edilemeyeceği.

Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu niteliğindeki taşınmazın, miras bırakanın kişisel malı olması ve taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi bulunmaması nedeniyle, sağ kalan eşin TMK m.240 uyarınca talepte bulunmasının yasal dayanağı olmadığı gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve davanın reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1278 E., 2022/2225 K.

DAVA TARİHİ : 23.06.2021

KARAR : İstinaf başvurusun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 9. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/380 E., 2022/82 K.

Taraflar arasındaki aile konutu üzerinde sağ kalan eşe intifa hakkı tesisi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının eşi olan ...'nin 01.06.2016 tarihinde vefat ettiğini, mirasçısı olarak davacı kadının ve vefat eden eşin ilk evliliğinden olan çocuklarının kaldığını, dava konusu edilen taşınmazın vefat eden eş adına kayıtlı olduğunu ve evlilik birliği süresinde tarafların aile konutu olarak kullandığı taşınmaz olduğunu, bu taşınmaz ile ilgili davalıların ortaklığın giderilmesi davası açtığını, davacı kadının oturabileceği başka taşınmazının olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile öncelikle davacı kadının eski yaşantısını devam ettirebilmesi için dava konusu taşınmaz üzerinde davacı kadın yararına mülkiyet hakkı tanınmasına, vefat eden eş ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı kadın adına dava konusu taşınmazın ve taşınmaz içerisinde bulunan eşyaların kadına aidiyetine, mümkün olmaması durumunda ise dava konusu taşınmaz üzerinde katılma alacağı da hesaplanarak davacı kadın yararına intifa hakkı veya oturma hakkı tanınmasına, alacağın fazla çıkması durumunda ise davalılardan faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, öncelikle dava konusu edilen alacak hakkının zamanaşımına uğradığını ve öncelikle bu yönden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın esası açısından ise davalıların babası olan ...'nin terekesine ait bütün malların tarafların evlilik tarihinden önce satın alındığını, tarafların 1999 yılında evlendiğini ve evlilik tarihi dikkate alındığında kadının katılma alacağı talep edemeyeceğini, miras bırakanın terekesine ait tüm malların kişisel mal niteliğinde olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 240 ıncı maddesinde düzenlenen yazılı şartların somut olayda gerçekleşmediğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesinde mal rejimi ölüm nedeniyle sona erdiğinden, sağ kalan eşin bu rejimden kaynaklanan ayni hakkının düzenlendiği, edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında mülkiyet hakkının tanınmasının öngörüldüğü, 4721 sayılı Kanun'un 652 nci maddesine göre ise eşler arasındaki mal rejiminin, eşler arasında ne olursa olsun sağ kalan eşin tereke malları arasında yer alan konut veya konut eşyası üzerinde mirastan kaynaklanan miras payı karşılığında ayni hakkın tanınmasının düzenlendiği, 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesine göre sağ kalan eşin konut ve ev eşyası üzerinde ayni hak isteğinde bulunabilmesi için eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin bulunması, katılma rejiminin ölüm nedeniyle son bulması, sağ kalan eşin katılma alacağının doğmasının gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 652 nci maddesini içeren taleplerle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu, aynı Kanun'un 240 ıncı maddesi kapsamında kalan taleplerde ise aile mahkemesinin görevli olduğu, ayrıca yargılama sırasında davacı vekili tarafından davanın 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesini ilişkin olduğunun da belirtildiği, dava konusu edilen mesken niteliğindeki taşınmazın miras bırakan ... adına 31.12.1987 yılında tapuda tescil edildiği, tescil tarihi itibariyle mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu ve yine tarafların 1999 yılında evlenmesi nedeniyle de miras bırakanının kişisel malı niteliğinde bulunduğu, taşınmazdan kaynaklanan katılma alacağı hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğu, davalılar tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasının miras bırakanın vefatından 9 yıl geçtikten sonra açıldığı, işbu uyuşmazlık ile ilgili 4721 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği, davacı kadının eşi olan miras bırakana, kadının senelerce baktığı, bu hususun haklı neden olarak kabul edilmesi gerektiği, deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiği, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesi uyarınca katılma alacağına mahsuben, olmadığı taktirde bedel eklemek suretiyle mülkiyete; bu talep kabul edilmediği taktirde ise intifa ya da oturma hakkı tesisi istemine ilişkin olduğu, somut olayda, davacı kadın ile miras bırakan ...'nin 04.06.1999 tarihinde evlendiği, taraflar arasındaki mal rejiminin eşlerden ...'nin 01.06.2006 tarihinde ölmesi üzerine sona erdiği, sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiğinin ileri sürülmediği dikkate alındığında evlilik tarihinden 4721 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği ölüm tarihine kadar ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, dosya içeriği ve toplanan delillerden, davacı kadın ile miras bırakan eşin evlilikleri öncesinde, Bakırköy'deki dava konusu iki numaralı bağımsız bölümün 31.12.1987 tarihinde miras bırakan adına tapuya tescil edildiği ve miras bırakanın kişisel malı olduğu, kaldı ki, 4721 sayılı Kanun'un 220 nci maddesi gereğince de taşınmazın miras bırakanın kişisel malı sayılması gerekeceği, bu durumda davacı kadının katılma alacağı hakkının bulunmadığı, katılma alacağı olmadığı için de 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesi uyarınca katılma alacağına mahsuben mülkiyet, intifa ve oturma hakkı tanınması talebinin koşullarının mevcut olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, katılma alacağına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet, intifa ve oturma hakkı tanınması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, delillerin toplanıp toplanmadığı, eksik inceleme yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 inci maddesi, 140 ıncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 353 üncü madde, 355 inci madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 382 nci maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin 10 uncu alt bendi; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 220 inci maddesi, 240 ıncı maddesi, 255 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.