"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm ile gerekçe çelişkisi nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulü ile İlk derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; taraflar arasında daha önce ... 2. Aile Mahkemesi'nin E.2015/14-K.2015/12 sayılı boşanma dava dosyasında, davadan feragat sebebiyle verilen ret hükmünün kesinleşmesinden sonra, tarafların evlilik birliğini devam ettirmek amacıyla 3 yılı aşkın süredir bir araya gelmediklerini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; asıl davanın reddini istemiş, davacı-davalı erkeğin ortak konuta geç saatlerde alkollü olarak geldiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, fiziksel, sözel ve ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin erkeğin borçlarını ödemek zorunda kaldığını, davacı-karşı davalı erkeğin 28.11.2014 tarihinde ortak konutu terkettiğini, müvekkilini ve ortak çocuğu arayıp sormadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine 2.250,00 TL tedbir-iştirak, 250,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 04.10.2019 tarihli ve 2018/380 Esas, 2019/773 Karar sayılı kararıyla; tarafların daha önce aralarında görülen ve retle sonuçlanan boşanma davasından sonra evlilik birliğinin yeniden kurulamadığı, üç yıldan fazla sürenin geçtiği, davacı-karşı davalının boşanma davasının yasal koşullarının oluştuğu, tarafların birlikte yaşadıkları dönemde davacı-karşı davalı erkek eşin eşi ve ortak çocukla ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, eve geç ve alkollü geldiği, taraflar arasında daha önce görülen tedbir nafakasına göre de, eşini aldattığını ve aldatacağını söyleyerek güven sarsıcı olaylarının olduğu, böylece davalı-karşı davacının boşanma davasında evlilik birliğinin sarsıldığının ispatlandığı, mevcut ve beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına maddî ve manevî tazminat koşullarının oluştuğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları gözetildiğinde velâyetinin annesine verilmesi gerektiği, çocuğun giderlerine velâyet kendisine verilmeyen ebeveynin de katılması gerektiği, tarafların soysal ve ekonomik durumları dikkate alınarak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle, her iki davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkraları uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir 500,00 TL iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalı-karşı davacı kadın yararına 13.000,00 TL maddî ve 12.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalara; davalı-karşı davacı kadın ise asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalara yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2022 tarih 2020/143 esas ve 2022/613 karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince, davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununa (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacı-karşı davalının yasal koşulları gerçekleşen 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrasına dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, tarafların gerçekleşen kusurlu davranışları sebebiyle, davalı-karşı davacı yönünden evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı sabit olup, davalı-karşı davacının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, tedbir nafakasına hükmedilmesinde, hükmedilen nafakanın miktarında, uzun süredir fiilen ayrı olan taraflardan davalı-karşı davacı kadının tespit olunan gelirinin davacı-karşı davalı erkeğin tespit olunan gelirinden fazla olduğu, davalı-karşı davacı kadının tarafların ortak oldukları konutta kira ödemeden yaşadığı ve sürekli ve düzenli gelir getiren bir işte çalıştığı, bu sebeplerle boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği, yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinde ve ortak çocuğun yaşı, fiili durum, alınan sosyal inceleme raporunda yer alan tespitler ve çocuğun görüşleri dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, davalı-karşı davacı kadın yararına 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, velâyeti anneye verilen ortak çocuk yararına ise aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile nafaka miktarı yönünden; davalı-karşı davacı kadın ise, reddedilen yoksulluk nafakası talebi, iştirak nafaka miktarı ile tazminat miktarları yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 22.09.2022 tarih 2022/4872 Esas, 2022/7349 Karar sayılı kararı ile; davalı-davacı kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlara ilişkin hüküm ile gerekçe arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, ortak çocuğun eğitim ve kişisel ihtiyaçları ile hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen iştirak nafakası miktarının ve tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, evliliğin süresi ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili, müvekkilinin anne babasının yardımları ile geçindiğini, işsiz olduğunu, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarlarının fahiş olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların ve iştirak nafakasının miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarlarının az olduğunu, müvekkilinin işsiz olduğunu, müvekkili yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların ve iştirak nafakasının miktarları yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı, 174 üncü, 175 inci, 182 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.