Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1866 E. 2023/5394 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Erkeğin zina nedeniyle açtığı boşanma davasının hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: 7226 sayılı Kanun'un geçici 1. maddesi ve ilgili Cumhurbaşkanlığı Kararı uyarınca Covid-19 pandemisi nedeniyle durdurulan ve uzatılan hak düşürücü süreler gözetilerek, erkeğin zina nedeniyle açtığı boşanma davasının yasal süresi içerisinde açılmış olduğunun kabulüyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1440 E., 2022/1890 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/705 E., 2022/419 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın açılmamış sayılmasına, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın ... kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacının müvekkiline ve ortak çocuklara karşı şiddet, tehdit, hakaret ve haksız fiillerde bulunduğunu, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL manevî, 250.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili, cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının, davalı-davacıya ve ailesine karşı soğuk davranması, kadının sürekli erkeği ve ailesini küçük görmesi, erkeği aşağılaması, evliliğin son dönemlerinde de kadının sürekli elinde telefonla birisiyle mesajlaşması, bu sebeple evini, erkeği ve çocuklarını ihmal etmesi sebebiyle defalarca tartışma çıktığını, erkeği ve ailesini küçümsemeye, erkeğe ve ailesine hakaret etmeye başladığını, sevmediğine ilişkin cümleler kurduğunu, evliliğin son dönemlerinde kadının sürekli elinde telefonla gezer olduğunu, evlilik birliğinin kendisine yüklediği vazifeleri yerine getirmediğini, sadakatsiz davrandığını, bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili, birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sadaktsiz davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini bu nedenle 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, 100.000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerden kaçınmak için ortak haneyi terk etmekle ve sadakatsiz davranışlarda bulunmakla yaşanan geçimsizlikte kusurlu olduğu, kadının hesap numarasını dayısına gönderdiği ve dayısının para transferinde bulunduğu, tanıkların beyanları, mesaj kayıtları, banka makbuzları göz önünde bulundurulduğunda hem ... kadının dayısının söz konusu beyanı hem de ... kadın ile dayısı arasındaki bu ilişkinin hayatın olağan akışına aykırı nitelikte olduğu, ... kadının eylemleri zinaya delalet ettiği, bu bakımdan hem zina olgusu ispatlandığından hem de ... kadının tam kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsıldığından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca karşı davanın ve 161 inci maddesi uyarınca birleşen davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve zina nedeniyle tarafların boşanmalarına, asıl dava yönünden; davanın açılmamış sayılmasına, ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren erkek yararına 20.000,00 TL maddî tazminat ile 20.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

... kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kendisine iftirada bulunulduğunu, asıl davanın kabulüne, erkeğin birleşen davalarının reddine karar verilmesi gerektiği belirtilrek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, birleşen zinaya dayalı davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu, erkeğin zina nedenli davasının kabulü yönünden kadının istinaf talebinin kabulüne İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak erkeğin zinaya dayalı birleşen boşanma davasının reddine, birleşen evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı davanın kabulü ile, kadının davasının takip edilmemesi üzerine açılmamış sayılma kararında usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı, erkeğin zinaya dayalı davasının reddedilmesi, kabul edilen davasında da maddî tazminat talebi bulunmaması nedeniyle erkek lehine hükmedilen maddî tazminata yönelik kadının istinaf talebinin kabulüne, erkeğin zinaya dayalı davasının reddedilmesi, kabul edilen davasında 15.000,00 TL manevî tazminat talep etmesi nedeniyle erkek lehine manevî tazminata hükmedilmesine yönelik istinaf talebinin reddine, manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne, Mahkeme kararının ilgili hükmünün kaldırılarak erkek lehine 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, ziynet ve para taleplerine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, Mahkemece bu konularda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğinden boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri dikkate alınarak kadının tedbir, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet ve para iadesi talebi hakkında usulünce açılmış bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadının diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin tam kusurlu olduğunu, çirkin iftiralarda bulunulduğunu, asıl davanın kabulüne, erkeğin birleşen davasının reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, evi terk ettiğini, zinaya dayalı davanın reddinin hatalı olduğunu, hakdüşürücü sürelerin 7226 sayılı Kanun'un geçici 1 inci maddesine göre ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre önce 13.03.2020 tarihinden 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmasına, daha sonra da 15.6.2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılma kararına istinaden zina davasının 15.06.2020 tarihinde yasal sürede açıldığını belirterek zina nedenli davalarının reddi, kusur belirlemesi, vekâlet ücreti, tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin zina nedenine dayanan boşanma davası şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.... kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı, davalı-davacı erkek tarafından birleşen davalar ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı ve 161 inci maddelerine dayalı olarak açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl davasının açılmamış sayılmasına, erkeğin birleşen davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı ve 161 inci maddeleri uyarınca boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiş, bu karar karşı kadın tarafından kendi davası ile erkeğin kabul edilen birleşen davaları ve fer'îleri yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle erkeğin zina hukuki nedenli birleşen boşanma davasının hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olup bu karara karşı taraflarca temyiz yoluna başvurulmuştur.

2.Bilindiği üzere Ülkemizde görülen ve dünya sağlık örgütünce pandemi olarak ilan edilen durum karşısında 7226 sayılı Kanun'un geçici birinci maddesi ile Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla; “a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 06.01.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 04.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Kanun ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler... 13.03.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30.04.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır" hükmü düzenlenmiştir. 7226 sayılı Kanun ile salgının önüne geçilmesinin belirlenen sürelerde mümkün görülmemesi karşısında bu kez 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, "Durma Süresinin Uzatılmasına Dair" Cumhurbaşkanlığı Kararı ile 01.05.2020 (bu tarih dâhil) tarihinden 15.06.2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.

3.O halde davalı-davacı erkeğin zina hukuki nedenli boşanma davası belirtilen bu uzatma sürelerine göre süresinde görülmüş olup tarafların istinaf başvurularının bu çerçevede incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Yukarıda gösterilen sebeple Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıranlara iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.