"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1976 E., 2022/1988 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Düzce 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/605 E., 2022/612 K.
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davacı erkek vekilinin ihtiyati tedbir yönünden temyiz dilekçesinin incelemesinde;
Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu kararın kesin olması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre, İlk Derece Mahkemesince taşınmazlara konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verildiği, davacı erkek vekilince tedbir kararının kaldırılmasına yönelik verilen karar karşı asıl kararla birlikte istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmakla; davacı erkek vekilinin ihtiyati tedbir yönünden temyiz dilekçesinin karar kesin olduğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı erkek vekilinin ihtiyati tedbir dışındaki gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; davalının üzerine kayıtlı ve elinden haksızca habersiz çıkarmış olduğu pasif malvarlığının da tespiti sağlanarak aktif malvarlığına dahil olmak üzere malların edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre malların tasfiyesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili lehine doğacak 20.000,00 TL katılma alacağının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, bekletici mesele yapılan Düzce 2. Aile Mahkemesinin 11.02.2020 tarih ve 2018/606 Esas, 2020/103 Karar sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı erkeğin davalı kadın aleyhine açmış olduğu boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın 10.03.2022 tarihinde kesinleştiği; davacı erkek vekilinin her ne kadar Düzce'deki dava reddedildiyse de, karşı tarafın Konya 6. Aile Mahkemesinde açtığı boşanma davasının halen derdest olduğunu, Konya'daki boşanma davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini ve mal rejimine dair davaların da birleştirilmesi gerektiğini beyan etmiş ise de bu yöndeki taleplerinin reddedildiği; mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir davanın esastan incelenip hüküm kurulabilmesi için boşanma davasının kabulle sonuçlanıp kararın kesinleşmesi gerektiği, boşanmaya hükmedilmemesi halinde, eşler arasındaki mevcut mal rejiminin halen devam edeceği ve tasfiyesinin istenemeyeceği, boşanma davası reddedilir ve bu karar kesinleşirse; mal rejiminin tasfiyesine yönelik davanın da esastan incelenmeden usulden reddedilmesi gerektiği, taraflar arasında yürüyen ve bu davaya dayanak yapılan boşanma davasının Düzce 2. Aile Mahkemesinin 11.02.2020 tarih ve 2018/606 Esas, 2020/103 Karar sayılı kararı ile reddedildiği, kararın kesinleştiği, işbu davanın Düzce 2. Aile Mahkemesinin 2018/606 Esas sayılı boşanma davasının açıldığı tarihteki mevcut malların tasfiyesine ilişkin olduğu, hal böyleyken başka bir Mahkemede başka bir tarihte açılmış olan boşanma davasının, bu dosya için bekletici mesele yapılamayacağı, zira her davanın açıldığı tarihteki koşullarla değerlendirilmesi gerektiği, başka bir Mahkemede açılan boşanma davası tarihinde mevcut malvarlığının, o boşanma davası dayanak yapılarak açılan mal rejimi tasfiyesi davasına konu olabileceği gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karar tarihinde taraflar arasında derdest olan Konya 6. Aile Mahkemesinin 2020/613 Esas sayılı boşanma davasının olduğunu, derdest davanın bekletici mesele yapılmasını gerektiğini, işbu davada davanın reddi ile daha dava kesinleşmeden taşınmazlar üzerine konulan tedbirin de kaldırılmasının hatalı olduğunu, gerekçeli kararda tedbirlerin neden kaldırıldığının gerekçelendirilmediğini ve gerekçeli kararda kısa kararda yer alan tedbir kaldırma kararının da yer almadığını, yani hüküm ile kısa kararın farklı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi davacı vekilinin (8) nolu celsedeki beyanına göre Konya 3. Aile Mahkemesinin 2022/979 Esas sayılı dosyasıyla aynı mahiyette mal rejimi davası açtıklarını ve o dosyada da taşınmazlara ihtiyati tedbir konulduğunu bildirdiği, bu nedenle Mahkemece ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesinde de herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; karar tarihinde taraflar arasında derdest olan Konya 6. Aile Mahkemesinin 2020/613 Esas sayılı boşanma davasının olduğunu, derdest davanın bekletici mesele yapılmasını gerektiğini, işbu davada davanın reddi ile daha dava kesinleşmeden taşınmazlar üzerine konulan tedbirin de kaldırılmasının hatalı olduğunu, gerekçeli kararda tedbirlerin neden kaldırıldığının gerekçelendirilmediğini ve gerekçeli kararda kısa kararda yer alan tedbir kaldırma kararının da yer almadığını, yani hüküm ile kısa kararın farklı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava şartlarının oluşup oluşmadığı, bekletici mesele noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 30 uncu maddesi, 33 üncü maddesi, 114 üncü maddesi, 115 inci maddesi, 165 nci maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 225 nci maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.4721 sayılı Kanun'un 225 inci maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtayın ve Dairemizin devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir.
2.Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 sayılı Kanun md. 30) bekletici mesele yapılmalıdır (6100 sayılı Kanun md. 165/1).
3.Ayrıca, Mahkemece, dava şartı noksanlığı davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez (6100 sayılı Kanun md. 115/3).
4.Somut olayda, taraflar arasında görülen Düzce 2. Aile Mahkemesinin 11.02.2020 tarih ve 2018/606 Esas, 2020/103 Karar sayılı sayılı boşanma dava dosyası ret ile sunuçlanmış ve 10.03.2022 tarihinde kesinleşmiş ise de; taraflar arasında 28.11.2020 tarihinde açılan Konya 6. Aile Mahkemesinin 2020/613 Esas sayılı boşanma davasının devam ettiği anlaşılmaktadır. O halde, mal rejimini sona erdiren bir boşanma davasının derdest olduğunun anlaşıldığından Mahkemece, usul ekonomisi gereğince boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı erkek vekilinin ihtiyati tedbir yönünden temyiz dilekçesinin kesinlikten REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,09.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.