Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1954 E. 2023/2811 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde davacı kadının katılma alacağının hesaplanması ve davalı erkeğin banka hesapları, kira gelirleri ve tarımsal ürün gelirlerinin doğru değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin banka hesapları, kira gelirleri ve tasfiyeye konu malların değerlerinin tespiti konusunda yeterli araştırma yapılmadığı, özellikle banka hesap hareketlerinin incelenmediği, sunulan kira sözleşmelerinin değerlendirmeye alınmadığı ve malların değerinin güncel tarihteki rayiç değerine göre belirlenmediği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1614 E., 2022/2589 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2008/173 E., 2020/466 K.

Taraflar arasındaki katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı adına edinilen malların edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiyesini talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde; avukat olan müvekkilinin katkıları ile başlanan inşaatın kabasının devam ettiğini, müvekkilinin ziynet eşyalarının da bu iş için bozdurulduğunu, tamamlanan dükkanların kirası ile dairelerin yapıldığını, davacının Kumbağ'daki arsasının satılarak parasının inşaatta kullanıldığını, davalının modern çiftçilik yaptığını, inşaatta da 6 dükkan, 8 daire ve 2 villanın büyük oranda tamamlandığını beyan etmiştir.

3.Davacı kadın vekili 17.07.2006 tarihli dilekçesinde; edinilmiş malların tespiti için ayrıntılı olarak belirttiği ilgili kurum ve kuruluşlara sorulmasını talep etmiştir.

4.Davacı kadın vekili 15.11.2006 tarihli açıklama dilekçesinde; talebinin davalının daire ve dükkanlardan elde ettiği kira gelirleri yönünden 15.000,00 TL, çiftçilikten elde edilen (satılan) ürün bedeli yönünden 9.000,00 TL, destekleme primi yönünden 14.000,00 TL, tarımsal ürünler yönünden 30.000,00 TL ve banka hesapları ve faiz gelirleri yönünden de 5.000,00 TL olarak açıklamış; fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere toplam 73.000,00 TL tasfiye payının yasal faizleri ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 01.01.2002 tarihinde sonra edindiği bir malı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

2.Davalı erkek vekili ikinci cevap dilekçesinde; müvekkilinin babasının verdiği arazi, besicilik ve çiftçilik malzemelerini kullanarak başladığı modern çiftçilik faaliyetlerinde davacının hiç katkısı olmadığını beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, boşanma davasının açıldığı 14.03.2003 tarihi itibariyle taraflar arasındaki yasal mal rejiminin sona erdiği, bu nedenle bu tarihten sonra edinilen mal varlıklarının tasfiyeye dahil olamayacağı; yapılan keşifler, dosyaya celp edilen resmi kayıt ve belgeler, alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davacının katılma alacağının belirlendiği gerekçesiyle; ürün bedeli yönünden 9.166,32 TL, kira gelirleri yönünden 2.521,83 TL, destekleme primleri yönünden 7.356,76 TL, faiz gelirleri yönünden 74,33 TL, tarımsal ürün payı yönünden 9.238,16 TL olmak üzere toplam 28.357,40 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporlarının eksik belgelere dayalı ve eski tarihli olduğunu, karara yakın tarihe güncellenmediğini, sundukları kira sözleşmelerinin esas alınması gerektiğini, ..., Hayrabolu ve Çorlu'daki taşınmazlar için ayrı ayrı ürün bedelleri hesaplandıktan sonra tutarların birleştirilmesi gerektiğini, 2003 yılı ürün bedellerinin hesaba dahil edilmemesinin de hatalı olduğunu, bu ürün bedellerinin de karara yakın tarihe güncellenmesi gerektiğini, ürün gelirlerinde 2003 yılı verilerinin baz alınmadı ve sadece buğday üretimi yapılmışcasına hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, banka hesaplarının yeterince irdelenmediğini, alacağa karar tarihinden değil dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, 17 yıl süren davada hakkaniyete uygun karar verilmediğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı vekili erkek vekili istinaf dilekçesinde; boşanma davası 14.03.2003 tarihinde açılmış olsa da tarafların fiilen 01.01.2002'den önce ayrı yaşamaya başladıklarını, delillerinin tamamının toplanmadığını, çiftçilere yapılan ödemelerin tamamen çiftçileri destekleme amaçlı olduğunu, davacı tarafça ürün bedeli olarak 9.000,00 TL istenmesine karşın 166,32 TL fazla alacağa hükmedildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davada edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinin istendiği, 01.01.2002 tarihinden 14.03.2003 tarihine kadar olan dönemde edinilen malların tasfiyesi üzerinde durulması gerektiği, Hayrabolu, 1637 ve 1638 parsellerin 21.06.2001 tarihinde ihale satışı ile, 1460 ve 1461 parsellerin 19.01.1996 tarihinde ifrazen, 84 parselin 12.04.1985 tarihinde tapulama ile, 1489, 52, 263, 334 ve 454 parsellerdeki 149/168 payın 20.02.2008 tarihinde intikal, hisse satışı ve birleştirme yoluyla, 1448 ve 1449 parsellerin 19.01.1996 tarihinde ifrazen, 187 parselin 12.04.1985 tarihinde tapulama yoluyla, 173 parselimn 29.11.1990 tarihinde satış yoluyla, 631 ve 632 parsellerin 10.09.2003 tarihinde satış yoluyla, 86 ve 378 parsellerin 13.04.1999 tarihinde satış yoluyla, 2377 ada 65 parsel 4 nolu bağımsız bölümün 10.04.2006 tarihinde satış yoluyla, 535 ada 21 parseldeki 4 nolu bağımsız bölümün 19.08.2003 tarihinde 3/8 payının mirasen intikal yoluyla, 535 ada 21 parseldeki 3 nolu bağımsız bölümün ise 12.01.1993 tarihinde kat mülkiyeti yoluyla, 380 ada 42 parsel üzerinde bulunan 3,4,5,9,10,11 bağımsız bölümlerin 27.03.1986 tarihinde kat mülkiyeti yoluyla ve 2130 ada 49 parselde bulunan A blok 9,10,11,1,2,3,4,5,6 ve B blok 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11 ve 12 bağımsız bölüm numaralı taşınmazların da 16.04.1997 tarihinde satış yoluyla davalı adına tescil edildikleri, 01.01.2002-14.03.2003 arası tasfiyeye dahil dönem içinde dosyada başkaca delil bulunmadığı için itibar edilen vergi kayıtlarına göre hesaplanan 5.043,65 TL kira gelirinin artık değer olarak kabulü ile yarısı oranında 2.521,83 TL katılma alacağı bulunduğu, Trakya Birlik ve Önder Çiftçi Derneği kayıtlarından hareketle ürün bedellerinden 9.066,32 TL katılma alacağı hesaplandığı, İl Tarım Müdürlüğü verileri esas alınarak aynı dönem için destekleme primlerinden toplam 7.356,76 TL katılma alacağı hesaplandığı, tarımsal ürünler yönünden ise gerek davalının kendisine ait ve gerekse icar karşılığı kiraladığı tarlalardan elde ettiği ürünlerden hareketle toplam 9.238,16 TL katılma alacağı bulunduğu, banka hesap bilgilerine göre de aynı döneme ait ve boşanma dava tarihi itibarı ile mevcut olduğu anlaşılan hesap bakiyesinden 74,33 TL katılma alacağının hesaplandığı, 14.03.2003 tarihinde açılan davada bu şekilde hesaplanan toplam 28.357,40 TL katılma alacağına davanın niteliği gereği karar tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek taraf vekillerinin başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; 17 yıl içinde yasaya ve hakkaniyete uygun karar verilmediğini, alacak kalemlerinin neye göre belirlendiğinin belli olmadığını, karara esas alınan bilirkişi raporlarının eski tarihli olduğunu, sunulan kira sözleşmeleri dikkate alınmadan sadece vergi kaydına göre kira gelirlerinin belirlenmesinin hatalı olduğunu, kira gelirlerinin banka hesabına yatırıldığını, kira gelirlerinin bu kadar aza olamayacağını, kira bedellerinin karara en yakın tarihteki değerinin dikkate alınması gerektiğini, ..., Hayrabolu ve Çorlu'daki taşınmazlara ilişkin bilirkişi raporları ile elde edilen gelirlerin birleştirilerek hesaplanması gerektiğini, tarımsal gelirlerin eksik ve hatalı belirlendiğini, destekleme primi miktarına göre bu kadar az tarımsal ürün elde edilemeyeceğini, 2003 yılı ürünlerinin de hesaplamaya alınması gerektiği, taşınmazların getirisinin hesaplanmadığını, tarımsal ürünlerden elde edilen gelirlerin de karar en yakın tarihteki değerinin dikkate alınması gerektiğini, davalının banka hesapları yönünden yeterli inceleme yapılmadığını, dava tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ispat yükü, tasfiyeye dahil edilecek mallar, tasfiye edilecek malların değeri, faizin başlangıcı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar tasfiye edilir (4721 sayılı Kanun md. 235/1). Eşlere ait kişisel ve edinilmiş mallar, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vb.) göre değerlendirilir (4721 sayılı Kanun md. 228/1). Bu malların, kural olarak tasfiye anındaki (4721 sayılı Kanun md. 227/1 ve 235/1) sürüm (rayiç) değerleri (4721 sayılı Kanun md. 232 ve 239/1) hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin uygulamalarına göre tasfiye tarihi, karar tarihi olup Mahkemece, tasfiye konusu malın karara en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir.

4.Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, artık değere katılma alacağı miktarı hesaplanırken "eklenecek değerler" göz önünde bulundurulur. 4721 sayılı Kanun'un 229 uncu maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler de mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir.

5.Öncelikle, somut olayda, Mahkemece, davalının banka hesabında bulunan paraların sadece faiz getirileri yönünden yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, davacının banka hesabındaki paranın sadece faiz geliri yönünden değil, banka hesabında bulunan paralar yönünden de katılma alacağı talebi olduğu, davalının Yapıkredi hesabından boşanma dava tarihinden kısa süre önce 26.12.2002 tarihinde toplu para çekildiği, davalının Akbank repo hesabından da boşanma dava tarihinden önce farklı tarihlerde toplu para çektiği, banka hesapları yönünden konusunda uzman bankacı bilirkişi/bilirkişilerden rapor alınmadığı anlaşılmakta ise de, banka hesabındaki paraların kira geliri olup olmadığı, banka hesapları arasında para transferi olup olmadığı anlaşılamamaktadır. O halde, Mahkemece davalının banka hesaplarına yönelik konusunda uzman bankacı bilirkişi/bilirkişilerden rapor alınarak boşanma dava tarihinde mevcut olan ve/veya eklenecek değer olarak tasfiyeye dahil edilmesi gereken para olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

6.Diğer yandan, somut olayda, Mahkemece, kira gelirleri yönünden de yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Şöyle ki, davacının davalının sahip olduğu taşınmazlara ait kira sözleşmelerini sunduğu, Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda kira sözleşmelerinde ada-parsel numarası yazılı olmadığından hangi taşınmaza ait kira sözleşmesi olduğunun anlaşılamadığından sadece vergi kaydına göre hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, davacının sunduğu kira sözleşmelerinde açık adresi yazılı taşınmazlarda fen bilirkişi ile keşif yapılarak ada-parsel numaraları belirlendikten sonra, kira sözleşmeleri ile vergi kayıtları arasında kira farklılığı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

7.Son olarak, somut olayda, Mahkemece tasfiyeye konu malların 2002 yılındaki değerleri dikkate alınarak katılma alacağının belirlendiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, tasfiyeye konu malların boşanma dava tarihindeki durumları (niteliği, seviyesi, yaşı vs.) esas alınarak tasfiye tarihindeki (önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihindeki) sürüm (rayiç) değeri belirlenerek katılma alacağı hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,

3.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının banka hesapları, kira gelirleri, ve tasfiyeye konu malların değerleri yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre davacı kadın vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.